SOPHIENNE

Home  |  Destpêk  |  Ana Sayfa

 

 

 

“Yunanlı tarihçi Ksenofon’un Kardukları, Strabo’nun Gordiyaları, Polybious’un Kurdiyaları, Plinius’un bahsettiği Corduenilerin ülkeleri bugün kürdlerin üzerinde yaşadıkları ve kendilerine ait olan topraklarıdır.”

Wilhelm Köhler - 1928

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SOPHENE KRALLIĞI

Coğrafi açıdan Yukarı Fırat Havzası olarak lokalize edilebilecek olan Sophene bölgesi günümüzde Elazığ ve Tunceli illerini kapsamaktadır. Bölgenin dağlık coğrafi yapısından dolayı tarih boyunca ele geçirilmesi ve tutulması oldukça zor olmuştur. Bölge, Anadolu'da yazının geniş ölçüde kullanıldığı Hitit çivi yazılı metinlerinde "Išuwa", "Pahhuwa", "Zuppa"; Urartu kaynaklarında "Şupa(ni)" ve antik yazarların eserlerinde ise "Sophene" ya da "Sophenene" olarak adlandırılmıştır.
Antik çağ yazarları kendine has coğrafi özelliklere sahip olan bölge hakkında bilgiler vermişlerdir. Özellikle Strabon, bölgenin yeri konusunda anlatımlarda bulunmasına rağmen bölgede yaşayan halkın sahip olduğu kültür ve yaşayış tarzı konusunda yeterince bilgi vermemiştir.
Selevkos, Pontus, Armenia krallıkları ile Roma arasında geçen mücadelede bölge önem kazanmıştır. Selevkos Kralı III. Antiochus'un Roma ile yaptığı mücadele esnasında ona bağlı olan Sophene valileri Artaxias ve Zariadres bağımsızlığını ilan etmiştir. Sophene yaklaşık yüz yıl süreyle bağımsız kalmıştır.
Pontus Kralı Mithradates'in Roma ile girdiği mücadeleyi sona erdirmek için Anadolu'nun doğusuna sefer düzenleyen Romalı General Pompey, Armenia Krallığı ile birlikte Sophene bölgesini ele geçirmiştir.
Sophene, önce Büyük Tigranes'in oğlu III. Tigranes'e verilmiş ise de onun Parthia Krallığı ile olan ilişkileri nedeniyle geri alınarak Roma'nın Kapadokya eyaletine bağlanmıştır. Roma'nın bir eyaleti haline dönüşen Sophene, sonraki dönemlerde Roma - Parthia mücadelesinde Roma'nın ileri karakolu görevini üstlenmiştir.
Antik çağ yazarları ise bölgenin konumunu tarif ederken bölgeye komşu krallıkları, Toros Dağları'nı ve Fırat Nehri'ni referans noktası olarak kullanmışlardır. Özellikle Strabon, Sophene bölgesini tanımlarken Toros ve Anti - Toros Dağları arasındaki vadide ve Fırat Nehri'nin doğusunda yer aldığını, aynı zamanda Armenia Krallığı'nın doğusunu oluşturduğunu belirtir.
Yine Strabon, Sophene bölgesinin güneydoğu sınırını belirtirken de Melitene kentinin Sophene'nin karşısında yer aldığını yani Melitene kentinin bitiminden sonra Sophene bölgesinin başladığını anlatmaktadır.68 Plinius ise Toros Dağları'nın ötesinde Sophene bölgesinin yer aldığını ve Kommagene ile komşu olduğunu belirtmektedir.
Plutarch, Lucullus'un hayatını anlattığı eserinde Anadolu'nun doğusuna ilerleyen Lucullus'un Fırat Nehri'ni geçtikten sonra Sophene topraklarına girdiğini belirtmektedir.
Sonuçta Sophene bölgesi binyıllar boyunca sınırları çok değişmeden varlığını korumayı başarmıştır. Bunun temel nedenleri ise bölgenin Fırat ve Murat Nehir'leri ile çevrelenmiş, genellikle 1500 metrenin üzerinde rakıma sahip ve ulaşılması zor, engebeli coğrafi yapıya sahip olmasıdır.
Sophene ve onun çeşitli bölgelerine verilen isimler Hitit belgelerinden Roma dönemi kaynaklarına ne kadar farklılıklar göstermiş olmasına rağmen ortak bir kökenden gelmiş olduğu kabul edilmektedir. Bölgenin ismi Hitit kaynaklarında "Išuwa" "Pahhuwa" ve "Zuppa" olarak üç farklı biçimde kullanılmıştır. Genellikle Hitit yıllıklarında geçen "Išuwa" ismi bölgenin halkını da isimlendirmek için kullanılmışken "Zuppa" ismi sadece Urşu kentinin kuşatılması ile ilgili metinde geçmektedir.
Sophene, yazının Anadolu'ya geldiği Asur Ticaret Kolonileri döneminden başlayarak İslam fetihlerine kadar uzanan dönemde sahip olduğu korunaklı coğrafya nedeniyle çevresinden izole bir yapıya sahip olmuştur. Coğrafi olarak bu ulaşılmazlık bölgeyi saldırılardan koruduğu gibi halkın ve bölgeye verilen ismin uzun süre kesintisiz varlığını da sağlamıştır. Asur Ticaret Kolonileri dönemine ait Kültepe ticari metinlerinde yer alan Supa(ne/i) ülkesinin, Zubana ya da Supana olarak okunabilen ismi döneme ait birçok belgede yer almaktadır. Söz konusu toponim, Yeni Asur ve Urartu kayıtlarında geçen Supa(ne/i) isimlendirmesinin önceli olarak kabul edilmektedir.
İlk yazıya geçirilmesinden sonra Sophene bölgesi, farklı dönemlerde gerek vassal gerekse bağımsız olarak idare edilmesine rağmen kendisine ait isimlendirmesini devam etmiştir.
Bu husus göz önünde tutulacak olursa, bölge, Mitanni, Hitit, Asur, Hellen, Selevkos, Armenia ve Roma dönemlerinde kendine ait bir yapıyı korumuştur.
bünyesinde barındırmış olduğu sonucuna varılabilir. Sophene ya da Tunç Çağı boyuca anılan isimi ile Išuwa bölgesi ile ilgili ilk anlatımlara Hitit yazılı kaynaklarında rastlamaktayız.
I. Šuppiluliuma ile onun vassalı olan Mittani yöneticisi Šattiwazza arasında yapılmış olan anlaşmanın (KBo I 1 / CTH 51) ön sözünde, Išuwa olarak adlandırılan bölgenin Mittanilere bağlı olduğu belirtilmiştir.
Išuwa ile ilgili bir başka metin ise III. Hattušili dönemine ait olup metinde Hitit Devleti'nin düşmanı olan Išuwa'nın Tegarama76 kentine saldırdığı ve yağmaladığından bahsedilmektedir (KBo VI 28 / KUB XXVI 48 12 / CTH 81).
Ayrıca Kizzuwatnalı Šunaššura ile yapılan bir anlaşma metninde Išuwa topraklarına sefer düzenleyen Hitit kralının onları yendiği ve halkın Hurri topraklarına sığındığı Hititlerin onları geri istediği fakat alamadığı anlatılmaktadır (KBo I 5 / CTH 41)
Hitit Devleti ile Išuwa ülkesi arasındaki mücadele devam ederken, III. Hattušili ve IV. Tuthaliya zamanında, güneyden ilerlemeye başlayan Asur ile Hitit Devleti arasında Išuwa toprakları hakimiyet mücadele alanı olarak kalmıştır.
Bu döneme ait kayıtlarda Ehlišarruma ve Arišarruma isimli bazı Išuwa krallarının isimi geçmekte olup bu durum Išuwa'nın etrafındaki Mitanni, Hitit ve Asur'dan bağımsız bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir.
IV. Tuthaliya döneminden sonra Hitit kaynaklarında Išuwa bağımsız bir krallık olarak değil, bir Hitit bölgesi olarak gözükmektedir. Sonraki dönemlere ait Hitit kökenli siyasi ve dini metinlerde Išuwa bölgesi ile ilgili anlatımlara rastlanmasına rağmen bölge hakkında çok fazla bilgi vermemektedir.
Görseldeki sikke. (MÖ 230)
Sophene kralı II. arsames ve ön yüzünde Ağrı Dağları'nın iki zirvesini zirvelerin üzerinde parlak yıldızlarla tasvir ediyor.

 

 

 

CORDUENNE KINGDOM

 

 

 


Foundation For Kurdish Library & Museum