MIROVÊ HERÎ TEMENDIRÊJ Ê DUNYAYÊ 160 SAL JIYA!
Temendirêjtirîn kesê li dunyayê Zaro Axa li ser bilindtirîn avahiya li dunyayê Empire State Building, sal 1930.
Zaro Axa'yê Kurd ê 160 Salî Jiya Zaro Axa ku jiyana wî ji hêla zaniyarên sala 1930'yî ve hat bi spartek û belgekirin, wisan dihêt zanînê ku ev kes ew kurdê herî temendirêj ê serdema nûjen (modern) e. Zaro Axa xelkê herêma ciyayî ya Bitlîsê ye. Av û hewa xweş a herêma Bitlîsê ( û Kafkasê) bi nav û deng e. Ev her du herêm naskirî ne bi kal û pîrên xwe yên temendirêj. Li gelek welatên roavayê wêneyên van kal û pîran her dem li ser pakêta ş îr û mêst dixin. Gelek ji geştvanên cîhanê, di nav wan de Hörnle û Rich, bi hijmekarî çêl û bahsa ew tendurustiya xweş a li cem kal û pîrên Kurdistanê kirine. Hörnle li ser mirovê kurd weha gotibû; ‘Her çend ku hîna di temenên xwe yên pir biçûk de bi karê pir giran dirabin jî, dîsan van merc û hoyên neyînî, na bin sedem, ku mirovên kurd xwe bigehînin temenê bilind. Kurd bi giştî li dor 100-salî dijîn û tendurustiya rewanî û laşsaxiya wan jî pir zexm e.’ Her dîsan wek civaknasê, bi navê Rich, bi van peyvên xwe, piştgiriyê dide van vegotinên Hörnle, yên li jor nimandî. Rich li ser zexmî û laşsaxiya mirovê kurd wisa dibêje; ‘Ez li gelek war û welatên cîhanê geriyam, lê min wek li Kurdistanê, kal û pîrên wisa lihev û wisa bi tendurustî qet li ciyekî din ê dunyayê jî ne dît.’
Zaro Axa gava 17 salî bû hat Konstantînopelê (Stanbol) û wek barhilgir (hemmal) û wek dergevanê hotêlekê tam sed salan xebitî. Gava 90 salî bû jê re kurekî çêbû. Ew 12 caran jin hanî û bû xwedî 28 zarokan. Ji van 28 zarokên wî tenê qîza wî ya 80 salî piştî mirina wî jiya. Ne henek e ku heger mirov bibêje ew tam li sê sed salan (qurnan) jiya. Ew ji hêla komek arkeolog û lêkolînerên zanist ve hat naskirin li Konstantînopelê. Ev grûb Zero Axa bi xwe re birin Amerîkayê. Li Amerîkayê nirxê Zero Axa xweş û baş dizanibûn û bi germahî xêrhatina wî kirin.
|
|||
KURDISH TIMES - Li vê kovara werzane ya çandî û ramyarî, ku ji hêla gorbuhuşt Dr Vera Baudin Saedpour - damezrenera Pirtûkxane & Muzexaneya Kurdî ya li Newyorkê, cara yekemîn gotarek berfireh li ser jiyana vî temendirêjtirîn kesê cîhanê Zaro Axa hat nivîsî û belav bû.
160 yıl yaşamış Bitlisli Zaro Ağa ile Londra’da yapılmış bir röportaj ve bilinmeyenler
'Zaro Ağa hakkında yazılan o birbirinden renkli, ilginç ve bir o kadar da duygu yüklü kaynakları incelerken, her defasında yeni bir detaya denk gelmekteyim.
Le Matin adlı Fransız gazetesi Zaro Ağa ile Londra’da bir röportaj yapıyor ve İstanbul’da o dönem (1931) çıkan Vakit gazetesi de bunu yayımlıyor. Bu röportajla birlikte birçok detay da gün yüzüne çıkıyor. Mesela bu detaylardan bir tanesi, Zaro Ağa’nın taşıdığı yeni hüviyetidir ki, Harf İnkılabı (1930)sonrası temin ettiği yeni harflerle yazılı nüfus cüzdanıdır. Zaro’nun nüfus cüzdanında yazılı detaylar arasında babasının isminin Şemsi olmayıp ‘Şemdin’ olduğunu öğreniyoruz. Bununla birlikte eski hüviyetindeki bilgilerin olduğu gibi yeni nüfus cüzdanına aktarıldığı ve bu bilgiler arasında, ‘Zaro Ağa’nın Kürdistan’da Bitlis vilayetinde Mutki köyünde hicretin 1191’inci senesinde doğduğunu’ öğreniyoruz.
Devamı için görsele tıklayınız.
Hemşerim olan Mutkili Kürd Zaro Ağa hakkında yazılmış onlarca yerli ve yabancı arşive rastlamış ve bunların çoğunu da incelemişimdir. Birbirinden renkli, ilginç ve bir o kadar da duygu yüklü bu kaynakları incelerken, her defasında yeni bir detaya denk gelmekteyim. Kâh Zaro’nun başından geçen bir hadise olur, kâh onun hayatı veya sağlığı ile ilgili bir aktarım. Gençliği olan 1800’lerin başından ta ömrünün sonuna, yani 1934 yılına kadar akla hayale gelmeyecek şeyler yaşamış olan bu üç asır görmüş insan, dünya literatürüne ‘super centenarian’ olarak geçmiştir. Bu terim de yüz yaşını geçmiş asırlık insanlar için kullanılan bir adlandırmadır ki, normal asırlıklar için centenarian ibaresi kullanılırken, Zaro için süper centenarian’ı uygun görmüşler. Birçok yerli gazetecinin yanı sıra, Zaro Ağa’nın ününü haber alan ecnebi gazeteciler de onunla röportaj yapmıştır. Kimisi Zaro’nun İstanbul’daki evine giderek onunla orada görüşürken, kimisi de Zaro’nun Avrupa ve Amerika’daki turnelerinde kendisi ile mülakat yapmışlardır. O yabancı gazetecilerden birisinin Fransız Le Matin gazetesinden bir muhabir olduğunu, 1931 Nisan’ında yayımlanmış Vakit gazetesinden öğreniyoruz. Her ne kadar Vakit o Fransız gazetesinin ismini ‘Maten’ diye yazmışsa da 1920 ve 40’lı yıllarda Fransa’da yayımlanmış büyük gazetelerden biriydi Le Matin.
25 Nisan 1931 tarihli Vakit Gazetesi
Vakit gazetesinin Fransız gazetesinden alarak tamamını yayımladığı röportaja geçmeden önce, Zaro Ağa kimdir onu kısaca belirteyim. Bitlisli Şemsi (Şemdin) Ağa’nın oğlu olan Zaro, 1774–1777 yılları arasında Bitlis’in Mutki ilçesi/Meydan Köyü’nde bir Zaza Kürdü ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve 18 yaşına kadar da bu köyde yaşamıştır. Ancak daha sonra İstanbul’a giderek Tophane’ye yerleşmiş ve yaşamını burada sürdürmüş ve orada da hayata gözlerini yummuştur. Zaro Ağa 11 kez evlenmiş. 96 yaşına kadar çocuk sahibi olabilen Zaro Ağa’nın 36 çocuğu olmuş. Ancak o hayattayken bir tanesi hariç hepsi ölmüş. Ömrünün son günlerine kadar zinde bir vücuda sahip olan Zaro Ağa. O öldüğünde Zaro Ağa öldüğünde en son doğan kızı 60 yaşlarındaymış.
1798’de Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki orduda, Akka kalesinde, Napolyon’un ordularına karşı savaşan Zaro Ağa, 1800’lü yılların başlarında Sultan III. Selim’in emriyle Nizam-ı Cedid askerleri için inşa olunan Selimiye Kışlası’nın inşaatında da çalışmış. 1828’teki Rus-Osmanlı savaşına da katılıp bacağından yaralanmış ve geçici bir süreliğine Bitlis/Mutki’ye dönmüş.
Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra hamallık işine geri dönen Zaro Ağa, kısa sürede kâhya olup Kürd hamallara 20 yıl süreyle ağabeylik edip iskelelerden pay da almış, ki hamallar camiasında kendisine ölene dek büyük bir saygı ve hürmet gösterilmiştir. İstanbul Belediyesinde de bir dönem serhademe ünvanı ile çalışmış.
1920’lerde İstanbul’daki Sanayi-i Nefise mektebinde talebelere modellik yaparken, dönemin idarecileri, Zaro’nun yaşını kullanarak gelir elde edebileceklerinin farkına varmışlar ve Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti tarafından bir reklâm kampanyası organize edilmiş. Kampanya o dönemin en önemli ticari mallarından biri olan fındıkla başlamış. Ardından sigara reklamı da dahil birçok şirket Zaro’nun sağlığı ve yaşı ile bağlantılı ürünlerinde onu kullanmış.
Zaro Ağa’nın yaşı ve yediği yemeklere atıfta bulunarak düşünülen tanıtım çalışmaları, Macaristan’da dört dile çevrilerek tüm dünyaya dağıtılan kartpostallarla ivme kazanmış.
Zaro Ağa’nın dünyanın en yaşlı insanı olarak kabul edilmesi, bazı işadamlarının girişimleri sonucu Zaro’nun dünyanın değişik bölgelerini gezme ve görmesini sağlamış. Bu işadamları, 1925’lerde Zaro Ağa’ya bolluk ve bereket vaat ederek onu Avrupa ve Amerika’ya götürmüşler. 1925 – 31 arası turnelere ve gösterilere çıkartmışlar. Kendisine vaat edilen hiçbir şeyi alamadan İstanbul’a geri dönmüş.
İstanbul’a döndükten sonra rahatsızlanan Zaro Ağa yavaş yavaş eski sağlığını ve zindeliğini yitirerek zayıflamış ve kötüleşmiş. İstanbul Şişli Etfal Hastanesine kaldırılan Zaro, 30 Haziran 1934 tarihinde hayata veda etmiştir.
Mezarı İstanbul’daki Eyüp Sultan Mezarlığı’ndadır.
Zaro Ağa ile bir mülakat . Vakit, 25 Nisan 1931 Bir Fransız gazeteci anlatıyor.
Ellerini boksör Karnera görse gıpte edermiş!
Maten gazetesi muhabiri Londra’da bulunan Zaro Ağa ile bir mülakat yapmış ve bunu gazetesine bir mektupla bildirmiştir. Bu mektuptaki dikkate değer kısımlar şunlardır:
Zaro Ağa (muhabir bu izmi Zara Ağa diye bellemiş) ile konuşarak onun mükemmel sıhhatinin sırrını kendisine söyletmek istedim. Fakat Zaro Ağa yalnız Türkçe konuşuyor. Onunla konuşmak için bir mütercime yani halihazırda menajeri olup onu Cemahiri Müttefika’da teşhir etmiş olan Asım Rıdvan Bey’e miracaat etmek icap ediyordu. Otele erkenden vardım. Zaro Ağa koca bir tabak poriçi (arpa lapası) zevk ile yiyordu. Harikulade ihtiyar beni görür görmez kaşığını bırakarak beni alaturka selamladı. Birçok defalar sağ eli alnına ve kalbine dokundu. Aynı zamada boğuk bir seda ile: ’Eyvallah! Eyvallah’ diyordu. Bana izah ettiklerine göre bu kelime: ’Bonjour ve nasılsınız? manasına gelirmiş.
Mülakatımız başladı. Mülakat iptidasında zahmetli oldu ve uzun uzun sürdü. Bir sıra geldi ki, tercümanın bu bir buçuk asırlık adam tarafından söylenilen sözleri keyfine tefsir ederek cevaplar uydurduğunu zannettim. İptidasında dedim ki:
Zaro Ağa bu Paris kelimesini duyunca harekete geldi ve ayrı sesi ile: ‘Paris! Paris! Almanya! Almanya! diye bağırmaya başladı. Menajeri o vakit kendisine hitap ederek ona coğrafi hakikati izah etti ve ihtiyar adam bu sefer uzun müddet Fransa’da menkup kalmış olan Şerif Paşa nezdinde vaktiyle hizmet etmiş olduğunu söyledi. Zaro Ağa milliyetimi öğrenince 1799 yılında Akka muhaberesinde bulunduğunu ve o muhaberede General Bonapart’ı görmüş olduğunu anlattı.
Nasıra ve Montabor isimlerini söylediğini duydum. Oralarda Türk süvarisi olarak Fransız askerlilerine hücum etmiş. Zaten Zaro uzun müddet müminler ordusunda hizmet etmiştir. Suriye muharebesinden birkaç sene sonra Ruslarla olan muharebede ve daha sonra 1823 yılında Yunanlıların isyanını durdurmak için yapılan seferde bulunmuş. 1854 – 1855 tarihinde Kırım’da muharebe etmiş. 1877’de 103 yaşında olduğu halde Osman Paşa’nın yanında Plevne muharebesine iştirak etmiş. Altı defa yaralanmış. Bu yaralardan biri omuzundan, ikisi ayağından ve üçü bacaklarındanmış. Zaro hayatında asla hasta olmamıştır. Menajeri bundan beş sene mukaddem, İtalya’da bir defa fazla makarna yiyerek hazımsızlık çektiğini söyleyince, Zaro kahkaha ile gülmüştür.
Akka muharebesi gibi uzak vakaların hatırlanması beni şaşırttı. Binaenaleyh Zaro Ağa’nın 157 yaşında olduğuna dair vesikalar göstermesini Rıdvan Bey’den rica ettim. Hemen ihtiyarın nüfus kağıdını gösterdi. Bu nüfus kâğıdı 24 Haziran 1930 tarihli idi. Rıdvan Bey izah etti: ‘Eski Türk harfleri kalkmış olduğundan Zaro Ağa’nın eski vesikaları yeni evrak ile mübadele edilmiştir’. Yapılan bu inkılap sayesinde kabın üzerinde: ‘Nüfus Hüviyet Cüzdanı’ kelimelerini okuyorum. Bu doğum şahadetnamesi demektir. Diğer sayfalarda Şemdin Ağa oğlu Zaro’nun, Kürdistan’daki Bitlis Vilayeti Mutki köyünde hicretin 1191’inci senesinde, yani milat tarihi ile 1774’te doğduğunu öğreniyorum. Zaro Ağa’nın pasaportunda da aynı malumat var ve inanılmaz tulü ömrünü ispat için başka vesika yok. Fakat nasıl oluyor da 30 yaşında iken memleketinde güreş şampiyonu olmuş olan bu eski asker, fevkalbeşer bir ömür sürebilmiş? Zaro Ağa anlatıyor:
Zaro Ağa asla tütün de kullanmamıştır. Hatta mülakatımız esnasında tercüman Rıdvan Bey ve ben sigara içtiğimizden rahatsız oldu. Pencerenin açılmasını istedi ve alışıl olduğu saf havayı bulunca tatlı tatlı tebessüm etti.
1 metre 82 santim boyundaki bu ihtiyarın cesim azaları var. Ellerini boksör Karnera görse gıpta eder. Kulakları şimdiye kadar bir insanda gördüğüm en büyük kulaklardır. Sayvanları 11 buçuk santimdir. Harikulade bir nokta da Zaro Ağa’nın tamamen saçsız olmasıdır. Makine ile tıraş ettirdiği başında hafif tüy tabakası var. Küçük beyaz ve kısacık bıyığı da mevcuttur. Tıraş olduğu zaman yüzü, yaşından beklenmeyecek bir tazelik gösteriyor. Birkaç seneden beri Ankara hükümetinin verdiği 50 Lira maaşla İstanbul’da yaşamaktadır. Okuma yazma bilmez. İmza bile atamıyor. Gam, kasvet nedir tanımamıştır. 11 kadın almış ve bunlardan 36 çocuğu olmuştur. Yalnız bir tanesi, 66 yaşındaki bir kızı sağdır. Zaten uzun ömür Zaro’nun ailesine adeta vediadır denebilir. Ölen iki oğlundan biri 97 yaşında diğeri de 101 yaşında ölmüştür. İşte dünyanın en ihtiyar adamı olduğu söylenen Zaro Ağa böyle bir adamdır.
Amerika mütehassısları Zaro’nun 25 sene daha yaşayabileceğinde müttefiktirler. Zaro Ağa’dan ayrılırken kıllı elleri ile elimi şiddetle sıktı. Ben merdivenden inerken arkamdan o bas sedasını duyuyordum:
Derleyen: Baran Zeydanlıoğlu, 16 Eylül 2020
Çi tiştê kêrhatî, helez û bi navûdeng heye ji xwe re dikin tirkî, mixabin ku li çapameniya biyanî jî ev welê ye. Zaro Axa ji bajarê Bitlîsê ji bakurê Kurdistanê ye û kurd e. Ew gorbuhuşt bi xwe hişyarê vî yekê bûye û kurdbûna xwe xweş zanibûye. Loma gelek caran vê rastiyê ji rojnamevan û lêkoleran re haniye ser ziman. Dibêjin Ataturk ferman daye gotiye: 'dünyanın en yaşlı adamı olma ünvanını türkten başka kimseye kaptırmayalım!' Ango em rê ne din ew navûdengê temendirêjtirîn kesê dunyayê li ser kesekî netirk be!
Nûçeya koçkirina dawîn a mirovê herî temendirêj ê dunyayê li çapemeniya Swêdê: Hvar 8 Dagar, 1934
Constantinople 1923 Le Kurde Zora est âgé de 145 ans né à Bitlis - KURDISTAN
Zaro Agha, dema hîna 148 (!) salî bû.
Nûçeya mirovê herî temendirêj ê dunyayê Zaro Axa wek aşît li dunyayê belav dibê. Gelek rojname û kovar vê nûçeya balkêş belav dikin. Li vê kovara bi navê Cornucopia ku bi zimanê înglîzî weşanê dikir, gotarek dirêj li ser Zaro Axa (1774-1934) Çîroka mirovekî efsanewî - Şêrê herî dawîn ê şêran' (Zaro Agha (1774-1934) The Stories of a legend - Last of The Lions) heye.
HAYATI BELGELENMİŞ DÜNYANIN EN UZUN ÖMÜRLÜ İNSANI - ZARO AĞA 1774 ile 1934 yılları arasında yaşayan Bitlis (Mutki - Mêydanê köyü) Kürtlerinden Zaro Ağa, dönemimizin bilinen en uzun ömürlü insanı kabul edilir. 1700'lü yılların sonuna doğru Bitlis’ten İstanbul’a gelen Zaro, burada hamallık yaparak geçimini sürdürür. 10 Osmanlı padişahı (I. Abdülhamid, III. Selim, IV. Mustafa, II. Mahmud, Abdülmecid, Abdülaziz, V.Murad, II. Abdülhamid, V. Mehmet Reşat ve Vahdettin) gören bu ünlü Kürt, 7 büyük savaş (Kırım Harbi, Rus Harbi, Plevne, Kafkas Savaşı, Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale'yi atlatır. 1900'lerin başında Avrupa medyasının ilgi odağı olunca yaşamı hakkında bilgiler kayıtlara geçti. Medyatik hale geldi ve tanıtım amacıyla 1925 yılında İtalya, 1930 yılında Amerika, 1931 yılında İngiltere’ye götürüldü, buralarda uzun yaşamının sırlarını anlattı insanlara. Bir Fransız kızı da dahil olmak üzere toplamda 20 evlilik yapan bu zatışahane Siirt ve İstanbul’daki eşlerini de hiç ihmal etmediğini Avrupalı gazetecilere göğsünü gere gere söyledi ama çocuklarının ve torunlarının sayısını bir türlü hatırlayamadı. İstanbul’da hamallık yaparken Hamallar Teşkilatı’nı da o kurmuştu. Zaro Ağa’yı Amerikaya götürenler, iyi bir yaşam vaadederek onu sirklerde çalıştırdı. Onunla fotoğraf çektirmek 10 dolar, öpmek ise 15 dolardı. Neticede 160 yaşında Şişli Etfal’de öldüğünde cesedine el konuldu, otopsi yapıldı ve uzun yaşamın sırları öğrenilsin diye beyni, ciğeri ve kalbi çıkarılarak Amerika’da incelenmeye götürüldü. Naaşının geriye kalanları Eyüp kabristanı’na defnedildi. Ne var ki torununun torununun torunlarından biri o gömülürken, ağlıyor ve babasının dünyasına doyamadan gittiğini söylüyordu…
TIMES Nûçeya Mirovê Herî Temendirêj ê Dunyayê Zaro Axa li Tımes'ê jî belav bû. Hejimar 3 Tîrmeh/Temmûz 1930
|
|||
Zaro Agha, 160 (!?) sal jiya Temenmazinên li Kurdistanê, supasiya xwe ji mastî re bi van peyvan diyar dikin: ”Ez bi xêra Xwedê xêra mastî gihame vî temenî, ne tenê bi xêra Xwedê!
Piştî mirina Zaro Axa, mejiyê wî bi armanca lêkolînên zanistî bi otopsiyê hat derxistin
Kurdish Exile Museum in Stockholm
A porter (hammal)
ZARO AĞA: Bitlis’in Mutki ilçesinin Meydan Mahallesinde doğmuş. Kaynaklar doğum tarihini 1774 veya 1777 olarak gösterir. Ama ölüm tarihi kesin: 29 Haziran 1934. 160 yıllık bir ömre, yoksulluklar, acılar, mutluluklar sığdırmasını bilen Zaro Ağa İstanbul’da hamallık mesleğini icra etmiş ve Hamalbaşı olarak uzun bir dönem Hamallar Topluluğunun başkanlığını yapmıştır. Bunun yanı sıra İstanbul’da pek çok cami ve kışla inşaatlarında işçi olarak da çalışmıştır. Yaşamının son yıllarında ise kapıcı olarak hayatını sürdürmüştür. Yaşamı boyunca 10 Osmanlı padişahı, 28 sadrazam, 1 cumhurbaşkanı, 5 başbakan görmüş, 6 savaşa katılmış biridir. Zaro Ağa, 29 Haziran 1934 tarihinde Şişli Etfal Hastanesi'nde hayata veda etti. Yapılan otopside Zaro Ağa'nın oldukça uzun yaşamasına rağmen tüberküloz, kalp büyümesi, beyinde damar tıkanıklığı ve üç böbrekli olma gibi sağlık sorunlarına sahip olduğu tespit edilmiştir. Şişli Etfal Hastanesi başhekimi Rıfat Hamdi “Zaro Ağa’nın, ölmeden önce kendisine 162 yaşında olduğunu söylediğini basın mensuplarına bildirmiştir. Mezarı Eyüpsultan Mezarlığı’ndadır.
Gora Zaro Axa
- Pirtûkeka nivîskar Rohat Alakomî ya bi navê Zaro Aga heye -
REKLAMÊN AMERÎKÎ DERBAREYÊ ZARO AXA
|