ELÎŞÊR
EFENDÎ

Şêrê Koçgiriyê - ELÎŞÊR EFENDÎ / Elîşêr Efendî
(Jidayikbûn 1882 li gundê Axizer a Maciran, Sêwas – Şehîdbûn 9-7-1937)

 

Home  |  Destpêk  |  Ana Sayfa

 

 

 



Şêrê Koçgiriyê ELÎŞÊR EFENDÎ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir…” Albert EİNSTEİN.

Alişêr Efendi 1882 yılında İmranlı nahiyesi Azgêr (Atlıca) köyünde dünyaya geliyor. Hesenan aşiretindendir! “Alişêr Efendi; Sivas’ta öğrenim görüp, Mustafa Paşa’nın kâtipliğini, daha sonra da Mustafa Paşa’nın oğulları Haydar ve Alişan Bey’lerin, Refahiye Kaymakamlığında danışmanlık ve kâtipliğini yapmıştır. Alişêr Efendi; Üstün zekâsı, kuvvetli mantık ve muhakemesi, olağanüstü güzel dizeleriyle çok ün kazanmış büyük bir kürd aydındır.

Dersim katliamında bizzat bulunmuş, resmi tarihin kalemşoru Jandarma Alb. Nazmi Sevgen,  Alişêr’i şöyle anlatıyor: “Alişêr’i ilk defa siyaset ve mel’anet sahasında, Koçgiri aşireti reisi Mustafa Paşa’nın kâtibi olarak görüyoruz. Alişêr, Dersime geldikten sonra Ovacık’daki milis alayının kâtibi olmuş, alayın Rusları önlemek üzere Munzur dağı mıntıkasına hareketinde beraber gitmiş, bir müddet de Sebil Baba Dağında kalmıştır. Büyük Harpten sonra Koçgiri’ye avdet eden (dönen) Alişêr, eski vazifesi olan Koçgiri Aşireti Reisi Mustafa Paşa’nın oğlu Alişan Beyin kâtibliğini (kâtiplik görevini) deruhde etmiştir. İşte Alişêr’i burada, memleket ve devlet aleyhindeki hareketlerin başında bir dimağ olarak görmek üzereyiz. Koçgiri Aşireti Reisi Mustafa Paşa kendisinde bazı istidadlar (yetenekler) görerek yetiştirmiş, onu bilhassa sık sık Dersime göndererek Dersim aşiretleri üzerinde müessir ve faal olmasını temin etmiştir.”(…) “Alişêr; zeki ve cesurdur, çok güzel türkçe okur, yazar. Dersim’de elimize geçmiş birçok siyasi ve hicvâmiz manzumeleri vardır. Kendisine bu diyarın halaskarı süsünü vermiş, daima öyle görünmek istemiştir.”

Alişêr Efendi, Dersim’de, gerçekleşen bir toplantıda Dersim mebusu Hasan Hayri Bey’le karşı karşıya gelir, karşılıklı konuşmalar yapılır. Hasan Hayri Bey’den sonra söz alır ve şunları söyler:  “Ağalar, demir tavında dövülür. Osmanlı hanedanlığından birçok milli devlet çıktı. Çağ milli ayaklanmalar çağıdır. kürdler milli benliğe sahip değil de türkler çok mu sahip? Allah’ın izni keremiyle, biz de akıllı davranırsak bağımsız bir devlet olarak çıkarız. Siyasette acımak yoktur, akıl vardır. Biz kimseden bir şey almıyoruz, her milletin hak telakki ettiğini talep ediyoruz. Hasan Hayri Efendinin söylediği belki başka bir toplum için doğrudur. Ama İttihat ve Terakki’nin mirasçılarıyla çuvala girilmez. Hasan Hayri Efendi’nin Cumhuriyet’e bunca hizmetinden sonra korkarım ki benim gibi bir âsiyle Hasan Hayri Efendi’nin sonu aynı olsun. Bunlar için en iyi kürd, ölü kürd’tür…”

Jandarma Albay Nazmi Sevgen, Koçgiri ayaklanmasının bastırılışını, Alişêr Efendi’nin Dersim’e Seyid Rıza’nın yanına sığınışını değerlendiriyor ve Alişêr Efendi’nin Dersim için yazdığı şiire kendince yorum yapıyor, kendince bu güzelim şiiri tahrik edici olarak buluyor. Bakın, Sevgen bu olayı nasıl değerlediriyor:  “Nihayet devletin kahir ve kadir eli Haziran 1921 de Koçgiri hâdisesini yerinde söndürmüş, Alişêr de mukadder olan akıbetinden bir müddet için kendisini kurtararak Dersime firar ve iltica etmişti. Dersime firar tarihi olan Haziran 1921 den ölüm tarihi olan 9 Temmuz 1937 tarihine kadar on altı sene zarfında Alişêr, (değerli okurlar bu resmi ideolojinin kalemi, İşbirlikçi-hainler tarafından Alişêr Efendi’nin katledilmesini ibret verici akıbet olarak veriyor.) Tunceli de hemen hiç bir siyasî faaliyette bulunmamış, fakat o tarihten itibaren maslûb Seyid Rıza’nın da yanından ayrılmamıştır. Bu sebeple onu yine maskelenmiş olarak Seyid Rıza’nın arkasında görmek kabildir. Bu sırada fırsat buldukça gizliden gizliye halkı tahrik ve teşciden fariğ olmamıştır. Onun biraz da tahrikâmiz olan Dersim hakkındaki şu manzumesi fikri mel’una-nesinin bariz bir tezahürüdür:”

“Gönül gel gezelim Munzur dağını
Ne hoş memlekettir İli Dersim’in
;Seyran eyliyelim Sultan dağını
Ne hoş çiçektir gülü Dersim’in

Nice Padişahlar geldi cihana
İli almak için düştü gümana
Her bir  çeşit atmış bir yana
Kesilmemiş kıylü kali Dersim’in

Arslanlar yurdudur tilkiler girmez
Gerçekler sırrıdır akıllar ermez
Evliyalar gülüdür zalimler dermez
Ona bağlıdır yolu Dersim’in

Merdan-ı Hüda’ya kim ki yaklaşır
İmdada kavuşur, hemen ulaşır
Cûşa gelir, şimşek gibi savaşır
Etrafı yıkar seli Dersim’in.”

Jandarma Albay Nazmi Sevgen’in yukarıda yaptı yorum ve değerlendirme, Alişêr Efendi’nin Dersim için yazmış bu şiir içindir.  Alişêr, bir müddet Ovacık’ta, bir müddet Ağdat köyünde ( bu köy Seyid Rıza’nın doğduğu köydür) kalır.  1937 senesi ilkbaharında Dersim’de bir hareketlenme vardır, General Abdullah Alpdoğan ve Jandarma Alb. Nazmi Sevgen bu hareketlenmenin perde arkasında Alişêr Efendi’nin olduğunu var saymaktadırlar. Alişêr Efendi’yi ortadan kaldırmak için büyük bir uğraş içine girerler, Alişêr Efendi’de bütün bunların farkındadır. Alişêr Efendi kendini ve ailesini korumak için, Seyit Rıza’nın yaşadığı yere yakın olan Palaxine’deki mağaraya yerleşmeye karar verir. Bu mağarayı ev haline getirerek yoldaşı-eşi Zarife Ana, yeğeni Sabri ve Sabri’nin eşi ile yani 4 kişilik bir aile olarak mağarada yaşamaya başlar.

General Abdullah Alpdoğan ve Jandarma Alb. Nazmi Sevgen, Alişêr Efendi’yi ortadan kaldırmak için haince planladıkları tuzaklarını devreye sokmaya başlıyorlar. Daha önce de para ve çeşitli vaatlerle elde ederek hain bir işbirlikçi muhbir ve milise dönüştürdükleri Seyid Rıza’nın kardeşinin oğlu olan Reyber’i bu iş için görevlendiriyorlar. “Reyber, Seyit Rıza’nın oğlu İbrahim’in 1933’te Sin Köyü baskını sırasında öldürülmesinin şüphelisiydi. Dolayısıyla, amcasının kendisinden bir gün mutlaka hesap soracağını bilerek yaşayan Reyber için devletle işbirliği yapmaktan başka çare yok gibiydi.” İbrahim Seyid Rıza’nın ilk karısından olan üç oğlundan biridir. Özelikleriyle Dedesi Seyid İbrahim’e çok benzetilirmiş. Seyit Rıza’nın yaşı ilerledikçe İbrahim babasının toplumsal yaşamdaki görevini üstlenir. Dersim’de insanlar Seyid Rıza’dan sonra yerini İbrahim’in alacağını görürler ve ona saygıyla yaklaşırlar. Yerel kaynaklar,  İbrahim’in zeki, bilgili, kendinden emin, otoriter, askeri yönü de gelişkin, gözü pek ve korkusuz bir kişilik olduğu yazıyorlar.  İbrahim ve arkadaşları 1933 yılının ilk aylarında bir komployla katlediliyor.

Reyber de bu iş için kuşkulanılmayacak biri olan Alişêr Efendi’nin kirvesi de olan Zeynel’i seçiyor. Reyber, Ankara tarafından satın alınmış, devlet için istihbarat yapan, ayrıca kendisi gibi istihbaratçılar toplayan, işbirlikçi bir haindir. Bulduğu hainlerden biri de Zeynel’dir! Zeynel, Seyid Rıza’nın koruması altında büyür ve Pir Seyid Rıza’ya çok bağlıdır. Reyber, Zeynel’in devlete karşı işlemiş olduğu vukuatları bildiğinden, Zeynel’e “durumun ordu güçlerince biliniyor, bir şeyler yapmazsan seni af etmezler” diyerek çeşitli vaatlerde bulunarak ikna etmeye çalışır. Reyber, Zeynel’e şunları söyler; “devlet Alişêr’in peşinde. Alişêr’i ortadan kaldırırsak hem bol para, mal mülk alırız, hem de Dersim’in durumu da düzelir.” Reyber’in amacı Zeynel’in eliyle Alişêr Efendi ve Zarife Ana’yı ortadan kaldırmaktır.

Ve sonuçta Reyber, Zeynel’i ikna eder. Reyber, Zeynel ve yanındakilerle birlikte Palaxine’deki mağaraya doğru yola koyulurlar. Mağaraya yaklaştıklarında Zarife Ana bunların geldiklerini görür ve kuşkulanır, eşine “bu geliş hayra alamet değil, tedbirli olalım” diye uyarır. Ama Alişêr Efendi; “baksana hevalê önlerinde kirvemiz Zeynel var, ikrarımızdan nasıl fenalık beklersin” der ve hep birlikte konuklarını karşılamaya mağaranın önüne çıkarlar ve gelenleri içeriye davet ederler. “Eller tüfeklerin tetiğinde, hoş beşten sonra Zeynel ve adamları gitmeye hazırlanırken, birden dönerek Alişêr Efendi’ye ve ailesine kurşun yağdırıyorlar.”

İlk mermilerin hedefi Alişêr Efendi’dir. Mistoy Surê’nin Kurşunu Alişêr Efendi’yi öldürür. Bu saldırı anında Zarife Ana’da Vank’lı Efendi’yi vurur. O anda Zeynel mağaraya doğru yönelir, içeri girer. Alişêr Efendi’nin yeğenini ve yerde Mistoy’la boğuşan Zarife Ana’yı vurur. Hainlerden biri ölmüş, iki kişi de yaralanmıştır. Hain zalimler,  Zarife Ana, Alişêr Efendi ve yeğeni Sabri’nin başlarını keserler. Alişêr Efendi katledildiğinde (09 Temmuz 1937) 55 yaşındadır. Bu arada silahsız olan Sabri’nin karısı ormana kaçarak kurtulur. Mağarayı tümden ararlar ama bulamazlar. Bu çifte ait olan değerli eşyaları, döküman-belgeleri, kitap ve defterleri de almayı ihmal etmezler. Reyber Mezikê’de Zeynel’i bekler. Bu hain saldırganlar Tilagê’de buluşur ve oradan da Karargâha giderler. Albay Nazmi Sevgen, kendilerini karşılar.

Bu işbirlikçi iki hain Reyber ve Zeynel canice kestikleri Alişêr Efendi, Zarife Ana ve Sabri’nin başlarını ve Alişêr Efendi’ye ve Zarife Ana’ya ait değerli eşyaları, döküman-belgeleri, kitap ve defterleri de Alb. Nazmi Sevgen aracılığıyla Abdullah Alpdoğan’a teslim ederler. (Abdullah Alpdoğan, Koçgiri kasabı (Sakallı) Nurettin’in damadıdır.) Ve kendilerine vaat edilen altın ve paraları alırlar. “Gerisini, bu kesik başın resmini çekip ilk kez yayımlayan Nazmi Sevgen’den dinleyelim: “Alişêr’in kesik başının resmini ben aldım. Fakat kesik başın resmini alırken ürperdim, tüylerim diken diken oldu. Günlerce o baş gündüz hayâlimde, gece rüyamda yaşadı.”(…) “(Yeni İnci, Sayı:44/1953)” General Abdullah Alpdoğan, Seyid Rıza’nın yeğeni Reyber’i satın alarak direnişi kalbinden vurmak istedi ve sonunda emeline kavuşmuş oldu.

(Mehmet Kabadayı'nın makalesinden alıntılar)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Koçgiri ulusal kurtuluş hareketi döneminde diplomasi faliyetlerini yürüten Alşan Bey Mustafazade Kemalist rejim tarafından öldürüldü.
Mezarı bölge insanının ziyaret yerine dönüşünce, mezar top atışlarıyla yıkıldı - Evin Çiçek

Elîşêr Efendî (Jidayikbûn 1882 li gundê Koçgîrîzade Azgêr a Maciran, Sêwas – Şehîdbûn 9-7-1937)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Elî Şêr û Zerîfe Xanim

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

hêvî
ew gula neçilmisî ye
ku li erda zipî zuwa
ya
li nav dehl û deviya
ya ku li ser kevirên zuwa
şîn tê ..
Wek krengê teze
wek bûka servekirî
bê temezî
li meydanê
li ber çava
li nav dila
ew dilên şikestî
yên bi xwîn
û brîn ..

Hel-best-van

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dîmeneke Koçgîriyê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Koçgiri'de de yayınlanan Geçici Kürd Hükümeti bildirisi. Kaynak, Evin Çiçek

 

 

Geçici Kürd Hükümeti Bildirisi

Soylu Kürd Milletine!

Ey Kürdler!

Allah'ın emri ve peygamber'in kavliyle asırlardan beri esaret altında inleyen Kürd Milleti'nin kurtuluşunun başlangıcı ve bağımsız Kürd Devleti'nin esası olan Muvakkat (geçici) Kürd Hükümeti'nin teşekkülünü bütün vatandaşlara duyurmaktan onur duyuyoruz.

Vatandaşlar!

Bütün Kürdistan dahilinde, ulusal hareketin gelişmesiyle hükümetimizin kesin kuruluşu hakkında yapılacak muazzam teşebbüsün gerçekleşme zamanı pek yakındır. Ancak bu teşebbüs bütün vatandaşların ayrı ayrı yardımı olmadıkça gerçekleşemez. Her Kürd, vatanı için bu emre büyük ve küçük birer görev ile yükümlüdür. Bunu ihmal edenleri tarih lanetliyecektir. Allah korusun bu fırsatı kaçıracak olursak, yarınki neslin huzurunda suçlu durumunda kalacağız. Çünkü bu büyük fırsat bir daha ele geçmez.

Vatandaşlar!

Sizin şimdilik yapacağınız hizmet, basit fakat önemli ve büyüktür, ağırdır. Siz, Mustafa Kemal'e karşı harb eden Yunan Ordusu'na karşı bir görev almaktan ve Mustafa Kemal'in lehine harbe katılmaktan tamamen çekilmelisiniz. Çünkü Mustafa Kemal ile harb eden Yunanlıların Kürdlere karşı hiçbir düşmanlıkları yoktur ve olmaz. Aksine Sultan'a karşı ayaklanmaya cüret eden Mustafa Kemal, müslümanların halifesi hazretleri tarafından Kürdlere verilen özerkliği ve bağımsızlığı gasp etmektedir. Bundan vazgeçersek Mustafa Kemal'in İstiklal ve daha doğrusu Engizisyon mahkemelerinde topyekün idam edileceğiz. Daha şimdiden bu mahkemenin idam ettiği kürdlerin miktarı binleri çoktan aşmıştır.

Vatandaşlar!

Halife'ye isyan eden Mustafa Kemal'i imha ve Kürd Hükümeti'nin kuruluşunu kolaylaştırmak üzere, cümleniz bulunduğunuz yerlerde isyanlar, ihtilaller tertib ediniz ta ki ağırlığı günden güne çoğalan bu esaret gömleiğini yırtıp atalım. Çünkü esir olmak, mazlum olmakta, zalim olmak kadar ve belki daha büyük bir cinayettir ki cezası idamdır.

Vatandaşlar!

Yakında resmen ilan olunacak Kürd Hükümet Sancağı altında kucaklaşmak ümidiyle cümlenizden ve cümlemizden çaba ve gayret bekliyoruz.

 

Muvakkat Kürd Hükümeti, Koçgiri

1921

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Heyder Beg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mêrxasê me Alşan Beg endamê Komela Bilindkirina/pêşvebirina Kurdistanê ye (Kurdistan Tealî Cemîyetî) bû. Armanca wî Kurdistaneke serbixwe ye. Rêvebirê Tevgera Netewî ya 1921an e. Li peyqirkirina 1921an tê sirgûnkirin. Dema ku vedigere welatê xwe herêma Koçkirî/Koçgîrî'yê dagirker projeya xwa amade dikin: Sal 1931 mêrxasê, dîplomatê me Alşan Beg, birayê Heyder Begê bi deste îttihatçi-kemalîstan bi teqandina bombeyekê dkujin. Li ser mirina wî şîn tê danîn. Sîyarek ku tê gotin ev e: 


Miro, miro, mîrê mîran
Hespê mîrê min qiri hêşîn
Diçe dilîze li ser lingê paşîn
Birînên mîrê min pir giran in
De dilê min wî ra dêşî

De Mîro Mîro Mîrê Mîran 
De Mîro Mîro Mîrê Mîran
Karê te çi li Sêwazê li nav maciran
Tirkên macîran me ra nabin cîran

De rabe rabe Mîro rabe 
De rabe rabe Mîro rabe
Xewa sibê pir zêde xirab e
Xewa sibê pir zede giran e

Hespê Mîrê min qiri boz e 
De rê va merre rê bi toz e
Xwenga wî li wî sû ye
De lomane bi lêvi poz e

De Mîro Mîro Mîrê Mîran 
De Mîro Mîro Mîrê Mîran 
Karê te çi li Sêwazê li nav maciran
Tirkên macîran me ra nabin cîran

 

 

 

 

 

 

 

Alşan Begê Qoçgiriyê..

Piştî ku ji surguniyê vedigere ji hêla Mistefa Kemal ve tê kuştin. Gora wî dibe ziyaretgah. Ji ber vê yekê
neyar dide ber topan û hildiweşîne. Ew kesê ku wek ARSEL/ALŞÊR/ARSÊR/ALÎŞÊR bi navê
'Koçgîrîzade) îmze davêje. Navê gundê wî AZGÊR e. ÇÎTE/MACIRAN ku girêdayê ''Îmranli'yê'' ye.

 

 

 

 

 

Heyder Beg

 

 

 

 

 

 

 

 

______________________________

 

 

 

Atatürk’e Gönderilen Raporlarda Alişer’in (Koçgiri) Şiirleri – BELGE

N.A.Rojki

 

Alişer, 1900-1937 yılları arasında önemli roller üstlenmiştir. Lider kişiliği yanı sıra Dersim bölgesinde halk tarafından çok sevilen bir kişi olmakla beraber ‘Halk Ozanı’ olarak da bilinmektedir.

 

1900-1937 yılları arasında önemli roller üstlenmiştir. Lider kişiliği yanı sıra Dersim bölgesinde halk tarafından çok sevilen bir kişi olmakla beraber ‘Halk Ozanı’ olarakta bilinmektedir. Halk arasında örgütlenme faaliyetlerinde bulunan Alişer, yazmış olduğu şiirlerle halkı bilinçlendirmek için uzun süre faaliyetler sürdürmüştür. Dersim aşiretleri arasında ittifak çalışmaları da yürüten Alişer’e bu konu da yardımcı olan hem eşi hemde yol arkadaşı Zarife Hanım’dır. Zarife Hanım’ın mücadele içerisindeki yeri en az Alişer kadar etkili ve önemlidir.

 

 

 

 

Birinci Destan;

”Bismillahi diyelim hakdan inayet.
Ta ezelden mazhari ihsani dersim.
Muhammed Mustafa olşahi velayet
On iki imamın lisanı dersim.

Ceddimiz Şeyh Hasan Olşahi Horasan
Himmet et bizlere olsun sayaban
İkilik perdesini atalım hemen
Birlik zamanıdır mekanı dersim.

Hikmetten bir hengame cihana saldı
Ol kavmi Mervani zulmette kaldı
Her millet uyandı hakkını aldı
Yakındır ahdi Pimani Dersim.

Müslüman namıyla bir çok harühas
Müminler yapmışlar ateşten kafes
Adalet şimşirini taksınlar herkes
Söylensin şanı şevketi Dersim.

Türkler şeriati biz tarikati
ikisi de birdir hakkın ibadeti
Madem ki Adliye yoktur biati
işte vurağıdır zamanı Dersim.

Bari lütfunla bu çarkı döndür.
Gerçek evliyaları her yere gönder
Evladı ahfadı galipten sakla
Kurtarsın ehli imanı Dersim.

Bari lutfun et bize rehber
Himmet evliyası her yere yavar(?)
Cihan kar kılmaz bize serbeser.

Seçilsin meydana derdani Dersim
Nasrun minallahi ve fethün garip
Beşirun münine yaheyyulmuhip
Teki zuhur etti bu nurinmucip
Bi iznillah kurulmuş binası dersim.”

 

 

 

 

İkinci Destan;

Evi yansın Kemal bize yük olmuş.
Zeyli ziyareti sen bize ne diyorsun.
Dört tarafımıza top tüfenk kurdular.
Vurun çok koç uşağı vurun.

Koç uşağı, size diyorlar Arslan uşağı.
Askerimiz gitti ağzı bağlı deresine
Kemal teyyaresinin sesi sazla zurna gibi
Vurun kardeş vurun dostunuzdur.

Muhindi divarile Seyyid battalı gazi
Kemal tahta çıktı cumhuriyet istiyor
Koç uşağı cumhuriyeti kabul etmiyor.
Seyyit Rıza diyor kalbinizi tam tutun
Dersim halkına şapka yakışmaz
Vurun kardeş vurun Düzgin bize ne diyor.

Koç uşağı Seyyid Rıza’ya diyor ki zeylin üzerine git,
bir telgraf Düzgün’e çek
Birinde mugindi divarına
Vurun vurun; Kardeş vurun hak bize ne diyor.

Seyyid Rıza pencereden çağırıyor.
Muhindi divarının telgraf cevabı geldi.
Size bir hayırlı haber söylüyorum.
Vali Fahri kazan deresinde murt oldu.
Vurun kardeş vurun
Hele mugindi divarı bize ne diyor..

 

 

 

 

Üçüncü Destan;

Gönül gel gezelim munzur dağını
Ne hoş memlekettir eli Dersimin
Seyran edin Sultan Dağını
Ne hoş çiçekleri gülü Dersimin

Nice padişahlar gelmiş cihana
Bunu anlamak için düşmüş gümana
Her birini bir çeşit atmış bir yana
Kesilmemiş kolu kılı Dersimin.

Arslanlar yurdurur tilkiler girmez
Gerçekler sırrıdır akıllar ermez
Evliyalar gülüdür zalimler durmaz
Onlara bağlıdır yolu Dersimin.

Merdani hüdaya kim ki bulaşır
İmdada kavuşur hemen ulaşır
Coşa gelip şimşek gibi savuşur
Etrafı yıkar (?) Dersimin

Aşari cömert hakkın rahine
Sultanımız durmuş kıblegahına
Sultan baba derler onun şahına
Atılır topları (?) Dersimin.

Evliyası çoktur kılıç takınır.
Bütün aleviye yardım dokunur.
Havariç Yado devlet ondan sakınır
Allahtan kavidir beli Dersimin.

Tekinin Şeyh Ahmed Ceddi olası
Seydani Şeyh Ahmed attı binası
Şükür hakka geçmiş onun duası
Cümleden üstündür eli Dersimin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NOT: Şiirlerin Kürtçe’den Türkçe’ye tercümesinde yanlışlıklar bulunuyor. Kürtçe nüsha elimizde bulunmadığı için tercümeyi olduğu gibi aktardık… 

BELGE;

”Aşiretleri arasında gizli olarak dolaştırılan ve Türk düşmanlığından ve Kürtçülüğün çoğaltılmasından bahis bulunan üç destanın Kürtçe’den dilimize çevrilen suretleri ve Elazığ Vilayetinin bu hususta alınan 177/164 numaralı tahriratın sureti leffen takdim edilmiştir.

Yüksek Başvekalete, C.H.F.K.U, R.C.K.U, B.E.H.Rs J.U.K yazılmıştır.” Dahiliye Vekili

 

1- Dersim aşiretleri arasında dilden dile dolaşan Türkü ve Destanlardan bu defa Mazgirt Kaymakamlığınca elde edilen üç nüshasının mütercim suretlerini ilişkilendirerek sunuyorum.

Bunlar amiyane yazılmış olmakla beraber doğrudan doğruya bir kasdi mahsusla tertip ve temin edilmiş olduğu pek açıkça sezilmektedir.

Asılları Kürtçe olan bu yazıların Seyyit Rıza’nın yanında bulunan Koçgirli Alişer tarafından yazıldığı söylenmekte olup Cumhuriyet ve Türklük aleyhtarı ve Kürtçük emelini takip edenler için çok kuvvetli bir propaganda vasıtası olduğu şüphesizdir. Bu gün Dersim halkını eskisi gibi daima kendilerine merbut bulundurmak, nüfuzlarını yürütmek, hatta taabbüd ettirmek gayesini güden aşiret reisleri ve bilhassa Seyyitler; Cahil halkın böyle amiyane surette kahramanlık ve dini duygularını kıcıklamak suretiyle bu arzularını yürütmektedirler.

Bu meyanda en ziyade Seyyit Rıza kendisine Dersim’in Aleviler ulusu ve ruhaniyet ve kudsiyet ‘melcei’ ve Türk düşmanı, Kürt hamisi sıfatını takınmak istediği; kendi himayesinde bulunan Koçgirililerin bu yazışları ile de teeyyüt eylemekte bulunduğunu arzeylerim efendim.

2- Dahiliye Vekaletine, Birinci Umumi Müfettişliğe arzedilmiştir.” Elazığ Valisi

 

BELGE; Elazığ Vilayetinin 22.03.1933 tarihli ve 177/164 numaralı tahriratı suretidir;

 

 

Alişer;

Aşiretlerin dağınık yapısını düzeltip bunları birleştirmek için sürekli görüşmeler yürütmüştür. Alişer portresi iki yönlü olarak karşımıza çıkıyor. Bunlardan Birincisi; Edebi kişiliği, İkincisi ise Liderliktir. Alişer ismi Dersim-Erzincan bölgesinde hızla yayılırken yazmış olduğu şiirleri halk üzerinde büyük etki meydana getirmekteydi. Şiirlerinin ulus-millet bütünlüğünde insanların ruhuna işlemesi dönemin rejimi tarafından dikkatle takip edilmiş ve rapor edilmiştir. Öyle ki Alişer’in yazmış olduğu şiirler devlet tarafından ”Destan” olarak rapor edilmiştir. Belgelerden anlaşıldığı üzere Alişer o dönem yazdığı şiirleri çoğaltıp halka dağıtılmasını istemiş, Mazgirt Kaymakamlığı, Alişer’e ait şiirlerin nüshalarını ele geçirip bunları Elazığ Valiliğine bildirmiştir. Elazığ Valiliği, tercüme ettiği şiirleri rapor şekilde Ankara’ya iletmiştir. Alişer, rapor da anlaşıldığı üzere Seyyid Rıza ile yakın temaslar ve görüşmeler içerisindedir.

 

Alişer’in şiirlerini Kürtçe’nin hangi lehçesinde yazdığına dair belge de herhangi bir bilgi bulunmazken, bu konu da çalışması olanların ağırlıklı görüşü Alişer’in Kürtçe’nin Kurmanci lehçesiyle yazdığı yönündedir. Belgeler de ifade edildiği gibi ”ASILLARI KÜRTÇE OLAN YAZILAR” ibaresi geçmektedir. ‘Üçüncü Destan’ olarak verdiğimiz şiiri ”Gönül gel gezelim munzur dağını” Alişer’in bilinen en popüler şiiridir. ‘İkinci Destan’da’ yer alan ”Evi yansın Kemal bize yük olmuş.” şiiri ise, çok bilinen bir şiiri olmamakla beraber iyi incelendiğinde dönemin sosyolojisin şiire nasıl yansıdığını iyi görebiliriz. Şiirlerin tarzına baktığımız da hem dönemin gerçekliğini hemde tarihsel bağlamda yazıldığını görüyoruz.

 

Örneğin ‘Birinci Destan’da’ geçen ”Ol kavmi Mervani zulmette kaldı” sözü, Mervani Kürd Devletine yapılmış bir atıftır. Hemen bir sonraki cümle  ”Her millet uyandı hakkını aldı”  diye devam eder.  Alişer, Kürt kavminin karanlıkta kaldığını belirtirken, her ulusun uyanıp kendi kaderini tayin ederken Kürtlerin bu hakkı elde edememesine işaret ediyor. Said-i Kurdi’nin de Kürtlere yönelik böyle bir sözü bulunmaktadır; ”Arslan Kürtler! beş yüz senedir yattığınız yeter. Artık uyanınız…” Ulus-Devlet döneminde Kürtlerin ‘uyanışa’ geçememesi Kürt lider veyahut aydınların sürekli vurguladığı bir noktadır.

”İkinci Destan’ın” ilk cümlesi ‘Evi yansın Kemal bize yük olmuş.’ diye başlar. Kemal’den kasıt ‘Mustafa Kemal Atatürk’tür.’ Günümüz de ‘Dersim-Koçgiri’ tartışmaları yapanların bir kısmı bu dehşet verici soykırım karşısında ‘Atatürk’ün bilgisi dahilinde’ değildi diye tarihsel gerçeklikten uzak tezler ortaya atmaktadır. Özellikle 1937-1938 Dersim İsyanın’dan önce patlak veren Koçgiri İsyanını bastırmakla görevli Topal Osman ve Sakallı Nureddin Paşa’nın Koçgiri civarında işledikleri insanlık suçları bilinen bir gerçektir. Sakallı Nurettin Paşa’nın ”Zo diyenleri ‘Ermenileri’ temizledik, şimdi sıra Lo diyenlerde ‘Kürtlerde…. ” sözünü bu isyan sırasında söylediği bilinmektedir.

Alişer, ‘ulus-kimlik’ bağlamında örnek bir kişilik olarak önümüze çıkıyor. Osmanlı Devleti dağılırken, Kürtler haklı olarak kendi kaderlerini tayin etmek için çeşitli adımlar atmış, bu adımlar bazen yayılmacı bir politikayla bazen de lokal şekilde kendisini göstermiştir. Kürt Ayaklanmalarını ‘ulus-kimlik’ bağlamından koparıp ‘din-inanç’ merkezli bir boyuta taşımak elbette Kürtleri ‘ulusal’ düşünceden koparmaya yönelik söylemlerdir. Şeyh Said Ayaklanması ‘Din içindi’ diye savunanlar Azadi Teşkilatı’nın yapılanmasına değinmezler ve Şeyh Said’in bu teşkilat doğrultusunda hareket ettiğinin gerçeğini dile getirmek istemezler. Nitekim buna benzer söylemler Koçgiri ve Dersim içinde dile getirilmiştir. ”Kürtler adına değil, Aleviler adınaydı…” Oysa gerçekler bu söylemlerin dışında ve çok farklıdır. Alişer’in dönemin Kürt lider ve kurumlarıyla sonradan ilişkiye girdiği bilinen bir gerçektir. Devlet kanadında ise meseleye bakış açısı çok nettir; ”Kürtçülük” ”Kendi kaderini tayin etme hakkı…”. Bu bakış açısı zalimane yöntemleri beraberinde getirmiş ve tarihte benzeri az görünecek katliamlara imza atmıştır. Dersim katliamı,katliamdan öte askeri harekat ve planlama açısından soykırım harekatıdır. Sivil insanların zehirli gazlarla veyahut ateşli silahlarla toplu şekilde öldürülmesi bunlara örnektir.

Nitekim Cumhuriyet’in ilanıyla ‘Kemal bize yük olmuş’ sözü, tüm şiddetiyle Kürtleri yakıp yıktı. Koçgiri’den sonra Şeyh Said, Seyyid Rıza (Dersim), Ağrı Ayaklanmaları büyük ve zalimane yöntemlerle bastırıldı. Bu hadiselerden ötürü binlerce Kürt hayatını kaybetti. Alîşer ve Zarife Hanım Dersim Ayaklanması sırasında 9 Temmuz 1937 yılında hunharca katledildiler.

 

PS: Alişer hakkında raporlar direkt  olarak dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e iletilmiştir.

Bitlisname.com kaynak gösterilmeden yayımlanamaz.

BELGE; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Arşivlerinden temin edilmiştir.

Akt. Bitlisname

 

 

 

 

 

 

 

İHANETİN RESMİDİR

Elîşer Efendi'yi ve hanımı Zarîfe'yî katleden RAYBERÊ QOP

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üç ok - Üç hain'e işaret ediyor. Ortadaki hain Rayber'dir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Elî Şêr Efendî İşgalci, İslamo-Faşîst türklük devleti basınında nasıl hayasızca yalanlarla teşhir edildi.

 

 

 

 

Şerê Koçgirî ya Serxwebûnê- 1920-1926


Zınarê Dêrsimî


Piştî leşkerîyê 1918 an de Dr. Nurî vedigerî Stenbolê, li wê derê tevî Alîşan begê di xebatê Cemîyeta Pêşketinê ya Kurdistande (KTC) cîh digirin. Alîşan wê demê li nehîya Umranîyê midurê. Seyît Abdilqadir serokê komela Cemîyeta Pêşketinê ya Kurdistanêye (Kurt Tealî Cemîyetîye.) Ew Kurdistanek serbixwe naparêze, wek vîlayetek girêdayîyê Tirkîyê dixwaze.
Tevî Ermenîyan jî damezrandina federasyonekê jî qet naxwaze. Dr. Nurî dibêje ku Seyît Avdiqedir di komelê de bi zanîn an nezanî wek ajanekî Tirk rol dilîst. Ji ber dîtinên serokê komelê Seyîd Avdilqadir gelek kes ji komelê vediqete. Yên ku li ba Seyît Avdilqadir dimînin ji dixwazin azad kirina Kurdistanê bê îlan kirin. Seyîd Avdilqadir bawer e ku Stenbolê muxtarîyeta kurda naskirîye.
Eşîra Koçgirîyê qeza Zara û Dîvrîgê, Refahîyê, Kercanîs, Suşehrî û Kuruçayê digire nava xwe. Eşîrên Koçgirîyê berî çend sed salan ji Dêrsimê Hatine.
Herêma Koçgirî, Zara, Ümraniye, Karacaviran, Bulucan û nehîya Beypınarı û tevî gundê dorê nêzikî 300 gundan pêk tên. Bona ku cîyê ku eşîr lê dimîne û eşîr hemû ketîye şer bi navê Şerê Koçgîrîyê tê nasîn.
• Di civînekê Cemîyeta Kurt a Pêşketinê de biryar tê girtin ku xort herin li Kurdistanê bixebitin. Bi rîya Cemîyeta Kurt a Pêşketinê- Kurt Tealî Cemîyetî Dr. Nurî wek weterîner bona ku tevî eşîrên Sêvazî têkilî bê danîn dişînin weterînerîya qeza Zara yê.
Li pir cîyan Hamo, Sîncan komela Pêşketina Kurdistan tê avakirin. Umranîye (Macîran) Beypazari, Celalli, Sîncan, Hamo, Zimara û Domurca yê Cemîyeta Kurt a Pêşketinê-KTC -tê damezrandin
Alîşêr jî dişînin Dêrsimê bona ku gel organîze bike.
M. Kemal dema ku (4 Îlon 1919) ku ji Erzinganê ve derbaz dibe bi rîya valîyê Sêvasê Reşît Paşa dixwaze Alîşan Beg û Dêrsimî re têkilî dayne. M. Kemal re Alîşan Beg hevdîtinê tenê çêdike. Alîşan Beg qala prensîbên Vîlson dike. M. Kemal dibêje@ Prensîbên Vîlson hemberî cehd û hemdê gelê Rojhilat bu paçik, hat çirandin û avitin. Seyît Avdilqadir tevî Damat Ferît dixebite, mîna ajanê îngîlîzane.
• Noel ajanî îng. ne. Heger ku ew bixwazin dikarin wek parlamenterê Dêrsimê Alîşan Beg û Dr. Nurî tevî wî bixebitin. Di kongra Erzorimê de”ji Kurdistanê pişt girtîye ji ber wê sedemê ew temsîla bajarên Rojhilat dike.” dibêje û ji Alîşan Begê vediqete.
• piştî vê hevdîtinê di nava gel de tê gotin ku Alîşan wek parlamenterê Sîvaszê hatîye destnîşan kirin. Di nava eşîran de paşgotinek, dubendîkê tînî holê. Alîşan xwe ji berendamtîya parlamenterîya Sivasê dikişîne. Hindek kes jî bi peran û rutban propaxande M. Kemal dikirin.
Noel Kîye?
Noel di konferansa Parîsê de bona ku bi navê Ermenîstanê welatek bê damezrandin. Bînbaşî Noel bona fêrbûna sînorê Ermenî û Kurda dişînin herêmê. Noel ji Bîrecîgê ve ketîyê Kurdistanê, dixwaze hêjmara Kurd û Ermenîyan hesav bike, sînorê wan kifş bike, lê alîgirên M. Kemal ji Meletyê wê de rê nadin ku ew here pêş.
Piştî ku Dêrsimî tê Zarayê,têkêlîyên bi Cemîyeta Kurd a Pêşketinê re -CKT -qut dibe. Îtîhati terakîcî ji wan hindikan dikin zîndanê, hindik Stenbolê û welat terkdikin. Komele jî bi biryara parlamentoyê 1921 an de tê qedexekirin.
Ew tenê serê xwe çi dikarin wî dikin
a- Dêrsimî tere Dêrsimê bi S. Riza û Alîşêr dibîne. Li Dêrsimê gel ji hikumata Enqerê muxtarîyet dixwest, lê hindek parlamenterên Kurd ji dewletên îtilafê re name nivisîne û xwestine ew tevî Tirkan bimînin. Encak bo ku kurd van gotinan bê bêbingeh bihêle, Ser navê Dêrsimîyan tevî S. Riza û Alîşêr raporek nivisîne û serokên dewletên îtilafêre ser navê Dêrsimîyan bi rîya Cemîyeta Tealî ya Kurdistan ji dewletên Îtilafê re şandine. Di raporêde tê gotin ku bi zora hikumata Enqerê wan parlamenteran ew name nivisîye.
Dersimî ji Dêrsimê vedigere, rastî pirsên qeymeqamê Zara yê tê, bi van pirsan pê dihesên ku, serokê Aşîra Gînyan Murat Paşa derheqê xebat û Cemîyeta Tealî ya Kurdistan de agahî daye qeymeqamê Zara yê. Him di lêpirsîna Nurî Dêrsimê de, him jî nivîsa ku qeymeqamê Zara yê ji vîlayetê re nivisî da tê gotin ku, karê ku Kurd dikin li hember karê Heyeta Temsîlî ya M. Kemal e.Wek şahad jî endamê organîzasyona kurda serokê eşîra Gînyan, Murat nîşandidin. Piştî wê têkilîyên xwe ji Murat qut dikin.
Êrîş destpêdike
Du buyerên girîng şer dide destpêkirin.
1- Di Tîrmeha sala 1920 an de bi serokatîya Misto da êrîş dibin ser qereqola Zarayê Çulfa Alî. ji ber vê Hikumata Tirk nikare Kangal, Zara, Sêvaz û Erzinganê e têkilî dayne.
2- Mehekê şunda serokê aşîra Şadan û kevneserokê jendirmeyên Refahîyê Paşo êrîş dibe ser konvoya ku dixwast cebilxane bibe Kuruçayê. Leşkeran dîl digire û Refahîyê dadigire. Ser van pêşketinan Enqere dike fikaran, Alîşan dike qeymeqamê Refahîyê birayê wî Heyder begê jî dikin midurê Umranîye. Alî din bi Yunan re di şerde ye. Bona ku bikare bê Qoçgirîyê divê hindek leşker ji hember Yunan bê kişndin.
20 Cotmeh 1920 ji Giresunê hêzik leşkerê Tirk dixwaze here Egînê, li qeza Kuruçayê herêma Komho te şelandin. Bona ku Alîşan li Refahîyê cigirê qeymeqam e, ji bo tehqîqkirina sucdaran tevî 100 leşkerî çuyîna Ovacik a- Dêrsimê firsend dibîne. Kurdê li Qoçgirîyê Hevcedarîya xwe hene ku bi Dêrsimê re têkilîyan dayne.
Ji wêderê Alîşan tê Hozat, Çemîşgezekê tevî gel civînekê çêdike û qala êlankirina Kurdistanek serbixwe dike. Ser zilfikar û sêva parçekirî sond dixwin.
ozanê gelê kurd şehîd Alîşêr di şîîrîk xwede lema dibêje,


Yên ku ser zilfiqar û sêvê sond xwarin,
dure têl kişandin û gotin em tevî eşqîyan nabin,
Dilo yaman yaman, yaman, yaman
Mera bişîn Şahê Merdan,
Ew dermanê hemû derdan,
Çîyan girto berf û duman.
Alîşêr
Yemîn edenler Elmaya,
zulfukari Murtazaya,
Gerîden teller çektîler,
bîz uymayiz Eşqîyaya,
Dilo yaman yaman, yaman
Mera bişîn Şahê Merdan,
Ew dermanê hemû derdan,
Çîyan girto berf û duman.


Alîşêr


Lê S. Riza di vê civîna de amade nabe. Ji ber ku ew bi eşîrên Xozatîyan emel nake.
Di vê civînê de çend xalan dinivisîn û ji hikumata Enqerê dipirsin.
Civîna ki Alîşan Begê tevêye çi biryar digirin?
1. Hikumata Stenbolê ji eyaletek Kurdistanê re herê dibêje. Em dixwazin bizanên M. Kemal ji vê yek re çi dibêje?
2. Girtîyên Kurd yên ku di zîndanên Xarpit, Meletye, Sivaz û Erzinganê ne hemû bêne berdan.
3. Herêmên ku kurd lê piranîne, memurên tirk destê xwe ji wê bikişînin û memurên kurd di cîyê wande bêne cîhkirin.
4. Hikumatê hêza leşkerî ya ku şandîye Koçgîrîyê şûnde bê kişandin. Vê rapora Serokê eşîra Abbasan Meço Axa bi tehdîda ku 24 saetande bersiv neyê, bi van tilîyên xwe çavên te derxinim, dide mitasarifê Dêrsimê Riza.
Mitasarif Riza wê şevê tere Xarpitê. Hikumat dîsa bi hîlle dixwaze wext qezenç bike. Ji xarpitê heyetekê dişîne Dêrsimê. Lê Dêrsîmîyan vê heyetê diqewirînin.
Ser navê eşîrên Dêrsima Rojava ji Xarpitê serokê Meclîsa Enqerê re telgrafekê dişînin. Dibêjin ku heger gora Sewrê, Dîyarbekir, Van, Xarpit û Bîtlîs di nav de kurdistanek serbixwe neyê damezrandin, emê vî mafî bi zora çekan bi dest xinin.
Enqere bi nivîskî bersiv nade lê li bi rîya Xarpitê dide zanîn ku hikumat daxwaza wan dipejirîne. Bona wext qezanç bike û leşkerê Sêvazê zêdetir dike.
• Eşîrên Arapgîrê Dirêjan- Atma û eşîra Parçikan ya çîyayê Dîvrîgî jî soz dabûn ku beşdar berxwedana netewî bibin, lê dema ku şer destpêkir, alîkarî nekirin.
Dersîm bona ku di zivistanê de nikare alîkarî bike, dixwaze ew lez nekin, benda biharê bisekinin.
Dersimî dibêje ”gora proxrama me berê li Dêrsimê serxwebun-îstiqlal- bê êlankirin, ala Kurdistanê bê hildan, hêzên Kurda netewî ji Erzingan, Xarpit û Meletîyê berbi Sivazê bimeşin û ji hikumata Enqerê serxwebûnê bixwazin. Piştî ku va daxwaza hat pejirandin, hemû Kurdistanîyan piştgirîya me bikirina. Lê lazim bû em heta biharê sebir bikin.”
Lê Enqerê jî bi hin manan dora Koçgîrîyê bi leşker ve dadigirt.
Bijartina Parlamenterê Dêrsimê
Bona tevgera Dêrsimê, berxewedana gelê Dêrsimê qels bike.
Meço û Dîyap Axa di vê pêvajoyde wek parlamenterê Dêrsimê têne êlan kirin. Valîyê Xarpitê ser navê M. Kemal tê Pêrtagê ji Meço Axa dibîne û dibêje ew daxwazên wan ya ser Kurdistanê pejirandine, Meço Axa qane dike, dibe Enqerê. Dîyap Axa jî berê xwe dide M. Kemal. Dure Mistefa yê (Dersimî), ku li Enqerê şuba leşkerî de dixebite û ji malbata Kangooxlu Ehmet Ramîzê kolaxasi (malnîşîn- emeklî, bînbaşi) û Bînbaşi Hesen Xeyrî wek mebusê Dêrsimê tayîn dike û eşkere dike.
S. Riza di civînan de eşkere dike ku ew kesên ku bûne parlamenter, menfaetperestin û dijî menfaatê gelê Kurd bi M. Kemal re têkilî danîne. S. Riza navenda Dêrsimê dadigire telgrafekê dişîne Enqerê ku ew parlamenter nikarin bibin parlamenterê dêrsimê. Dersim serxwebûnê dixwaze, hikumatê ku va daxwaza pejirand şûnde Kurdistan wek Konfederasyon tevî Enqerê dikare bixebite.
M.Kemal bi rîya wan parlamenterên Dersimê dixwaze Alîşan Beg jî wek parlamenterê Siwazê bê Enqerê. Lê Alîşan Begê da zanîn ku ji ber demsalê ew nikare ji Dersimê derkeve. M. Kemal ji valîyê Sivazê dixwaze Dr. Nurî bê girtin. Îdadikin ku Dr. Nurî bi rîya Cemîyeta Kurd a Pêşketinê 1200 karkerê Balyayê bi çek kirîye. Valîyê Sêvazê jî ew kar sipartîye qeymeqamîya Dîvrîgê. Dîsa di wê demê de Eşîra Canbegan li Dumurca yê dest dide ser postayê Tirkan û midurê wê Ayanoxlu Mistefa tê kuştin. 20 ê meha Çirîya Paşin 1920 li Dîvrîgê Dr. Nurî binçav dike û pirangan li nigê wî dixinin. Ew divar quldikin birevin, xanima zîndanîyekî Tirk îxpar dike têne girtin û lale li stuyê wan dixinin.
S. Riza ji M. Kemal dixwaze Nurî bê berdan û wî berdidin. Valîyê Sivazê Reşîd ji Dêrsimî dixwaze Dêrsimîyan qane bike ku ew bê deng bibin.
Li Koçhîsarê Çewlîk- çîftlixa- Suleymanî ku ji ber malbata Fertallî ji xezînêre maye, gora zagona îskanê didine Dr. Nurî. Valî dixwaze N. Dersî him ji bona zîndanê derketinê him jî bona Çewlîgê ji M. Kemal re sipas bike. Dersimî dibêje ”min dizanî ku kesê ku welatê xwe tunebe, dijmin kîngê bixwaze, malê te şunde digire.”
Serpel-yuzbaşi Sadiq leşkerê Kurda perwerde dike.
Bi navê Zalim Çawuş- serokê eşîra Şadan Husên axa hêzek Tirk, ya ku dixwaze bê Zara yê hêsîr digire.
Carek din Dersimî agahî digire ku valî Reşît xwastîye wî hepis bike. Ew dibêje piştî vê agahîyê min dev ji kar berda û bona Azadîya Kurdistanê xebitîm.
Li hemû cîyan bi serê xwe hîssên netewî derdikevin holê.
Bi navê Ezîzê Kurdek di nav gel de propaxande hikumatê dike. Ezîzê Kurd- di şerê cîhana 1 em de ji Bîtlîsê tê li Sivasê cî dibe. Ezîz ser navê Kurdayetîyê rolek xirab dilîze. Hêzên Kurd dixwazin Ezîz hal bikin, lê ew direvî tere Sivasê. Ji hikumata Enqerê pê dihesê alîkarî dişîne Zarayê.
18 çile 1921de bi serokatîya Mîralay Xalîsê ji Meletyê qaşo tere Erzinganê tê Zara yê. Gora biyara hikumatê 15 Sibat 1921 ande êrîşî Umranîyê bike.
1. Mîralay Xalîs berê ji midurê Umranîye Heyder Begê dixwaze ku cebîlxana leşkerên ku berê hatine kuştin bidin. Heyder ji midurîya Umranîyê tê durxistin. Bona muhîmatên ku kurdan di şerde dest xistine dixwazin şunde bigirin, kurd nadin . Heyder ji midurîya nehîya Umranîyê tê durxistin.
2. 4 ê Adar 1337-1921 de Mîralay Xalîs ji Umranîyê hindek kurd digire tevî grubek leşker dişîne Zara yê. Hêza Kurda di herêma Yazi- Haci girtîyan azad dike. Şer derdikeve, ji Mîralay Xalis dixwazin ew teslîmî Kurda be. Piştî şer mîralay, teslîm dibe, di dîvana Leşkerî ya Kurda de bi mirinê tê cezakirin, bi qirşunê tê kuştin. Hemu cebilxanên leşker hêza Kurda re dimîne. Ala Kurdistan li Umranîyê tê daliqandin. Komîtek tê ava kirin, komîte leşker azad dike. Pêşmergên Kurd pir cîh girtinê bin îdara xwe. Serbazên Kurd û Çerkezan re kar tê pêşwazîkirin. Derbazî Koçhîsarê dibin. Hêza eşîra Kurmeşan Seit Ezîz, Zalim û birayê wî Hisên rêva dibin.Li Kangalê jî eşîrên Çarek, Gînî, Canbek û Şadyan bona berxwedanê xwe amadekirine.
Ji Dêrsimê dipirsin ew çi bikin?
Dêrsim bersiva xwe de dibêje heta biharê sevr bikin. Zivistane û rê girtîne. Lê eşîrên Koçgirîyên bawerdikin ku ew tenê bi hêza xwe serdikevin.
Der û dora Koçgirîyê bi leşkerê Kurd hatîye pêçan û bona şer xwe amadekirine. Lawê Alîşan Îzzet, li nahîya Hamo hêza jendirman dîl digire.
Rewşa xwe dizanin, ji eşîrên Meletye, Dêrsim, Erzinganê (çima tenê ji wan?) alîkarî dixwazin lê bona ku demsal zivistane kes nikare alîkarî bike.
Wê demê hêzên Fransizan xwe nêzikî Urfa û Entabê kirine, lê kurd naxwazin ji wan alkarî bigirin. Bi dengî tevayî biryar digirin ku bi serê xwe berxwedanê bidin. Lawê Alîşan Mahmut jî qomutanê hêza Dîvrîgîyê ye.
Du rojan şûnde tenê 2500 kes ji eşîrên Ovacixê têne Kemahê. Qeymeqam û komatanê leşkerî dîl digirin, derbazî Kuruçayî dibin, li wê jî qeymeqam hin kesên nêzî wan digirin tînin Umranîyê.
Kesên ku hêza Dêrsimî re serokatî kirine, Bira îbrahîm serokê eşîra Pezgavir, polês Minzur reîsê eşîr Maksudan, serokê eşîra Arslanan Mahmut Axa, midurê nehîya Çirpazîn Mistefa , û Alîşêr in. Piştî ku Refahîye, Dîvrîgî, Koçhîsar dagirtin ji meclîsa Enqerê re telgrafek ser navê Alîşêr û serokê eşîra Koçgîrî û hin serokên eşîrê Dersîmê dişînin.
”di vê de tê gotin ku der û dora Sivazê ku kurd e hemû bi valîyekî Kurd bê îdare kirin. ” hikumata Enqerê rewşê rind nabîne, li hîllan digere. di vê rewşê da Enqere di bin serokatîya Şefîqê Bîtlîsî (serokê mehkema bilind-temyîz) komîtekê dişîne Koçgîrîyê. Şefîqê ku ji xwe re dibêje Kurd tere mala Heyder Begê a Boxazvêranê rudine. Heyder bi derewên heyeta Şefîqê Bîtlîsî tê xapandin, ji ber wê êrîşa ser bajarê Sêvazê heta êrîşî kirina Enqerê hatî bû rawestin
Alîşêr li Dêrsimê xebat dikir, Hukumata Tirk ji vê nerehet dibû.
Heyeta Tirka dixwast Heyder teslîm bibe û ji gel dixwastin ku Dr. Nurî û Alîşanê Koçgirî bawer nekin û neyne xapandin.
21 Adar 1921 an de Topal Osman tevî hêzê jendirman ji Refahîyê êrîşî Koçgirîyê kir. Hêzê Beko yê Koçgirî 25 Adar 1921 ande li Taş Dîbî zora Topal Osman bir, lê leşkerê ku ji Erzinganê hat ew ji mirinê xelas kirin.
Ji ber li hevhatina Sevrê serok eşîrên ku Sala 1920 an de li Yellîceya Kangalê, li H. Abdal de civîyan hemû eşîr Canbegan, Kurmeşan amade dibin.
Hemû hevre sond dixwin ku gora Sevrê Kurdistanek azad û serbixwe, bajarên Dîyarbekir,
Bîtlîs, Van, Harput, Dersîm, Koçgirî di navde Kurdistanekê damezrînin. Civîna ku li Kangal- Yellîce yê çêdibe, hemû eşîrên kurd beşdar dibin.Hemû bi sond daxwazdikin ku hevhatina Sevrê pêk bê. Bona vê daxwazê heta dawîyê şer jî di nav de. Alîşêr dişînin Dêrsimê, ku gel organize bike, rewşê kontrolbike.Dixwazin ew here, rewşê bi çavê xwe bibîne û gel bike rêzê. Hin endaman jî di wê demê de êlankirina Kurdistanê dixwastin.
Şer destpêdike-1920-1926
Hikumat bona êrîşê xwe amadedike.
Dema ku Şefîq serokê Kurda dixapîne, serokê ordîya navendî-merkezî Nurettîn Paşa û hin leşkerên der û dorê û Topal Osman emir digirin ku bêne Sêvazê.
Hukimat 1 Adara 1921 an de seferbelîk êlan dike. 15 Adarê virde jî li bajarê Xarpitê, Erzingan û Sêvazê orfî îdare tê êlan kirin. Pirên ser ava Murat û Firatê jî dibin qontrola leşkerde bû. Ordîyê rêyên Sêvaz- Kangal, Malatya- Xarpit, Sivaz- Zara girtîbû binê qntrola xwe. Leşker agir berdide daristanan.
Yên ku teslîm dibûn, xort dihatin kuştin, yên kal jî berbi Anadolîyê dişandin. Lawê Dersimî Alî jî di vê ser û bin bûnêde tê kûştin. Zilma leşker û çeteyên ba wan pir zêde dibe.
Gelê Koçgîrîyê şerê mirin û mayînê dide. Li her derê şer destpêdike.
Eşîrên Arapgîrê û meletîyê jî dev ji aîkarîyê berda bûn. piştî ku qane dibin hêzê dewletê xwe cîh dike, heyeta tere Svazê. Heyet li Sêvazê belavokekê belavdike û ji Heyder dixwaze ku ew xwe radestî hikumatê bike û gel jî bi gotina Dr. Nurî û Alîşêr begê neyê xapandin. Piştî ku Heyder qane bû ku gotinên komîte derewin, dikeve şer.
Îxaneta Serokê eşîra Gînyan Murat Paşa
Piştî ku axayê Kangalê û endamê Îttîhat û teraqî Hacî Axa re hevdîtin çêkir, Seît Ezîz, Zalim û Hisênê birayê wî dîl digire. Wan dişîne Qonaxa Hecî Axa yê Kangalê ew, wan dişîne Sêvasê û wan daliqînin. Seyîd Ezîz li ser gelê Dêrsim û Sêvasê tesîrek manevî dikir, ji ber wê destpêkê cesaret nekirin wî bikujin.
Çetên Topal Osman û jendirmeyên Şebîkarahîsarê qonaxê Heyder şevitandin û gora bav û kalên wan hatine hêrifandin.
Serokê eşîra Kureyşan Paşo yê Kor rê nade Heyder Beg derbazî Dêrsimê be.
Heyder roja 24 Avrîl 1921 de xwest dora 2 hezar zarok û jin bibe Dêrsimê, lê serokê eşîra Kureyşan Paşo yê Kor pêşî li wan girt nehişt. Heyder got ez li hember kesê kurd çek karnaynim û şunde vegerî Koçgîrîyê. Heyder tevî 1000 pêşmergê xwe teslîm bû. 400 pêşmerge kirin zîndanê 600 kes jî sirgunî Anadoluyê dikin.
Heyder tevî Malbata xwe girtin û şandin Svasê. Cîhê Heyder Mahmudê birazîyê wî girt. dike.
Şer li herêma Koçgîrî û Umranîyê dom dike, serokê cepha Umranîyê Azamet jî tê şehîd kirin. Dîsa di şer de qomutanên eşîran Sabît û Behrî Beg jî têne şehîd kirin.
S. Riza û hin serok eşîrên Dêrsimê meclîsa Tirkan re tel dikişandin, zilma ser gelê Koçgirîyê bêkêmkirin.
Nurettinê qetil êrîşî eşîra Kurmeşan dike, Eymerlî Guzel Axa di şer de tê şehîd kirin. serokê eşîra Gîyan Murat îxanetê dike
Axa yê Kangalê Hecî Axa yê kurd- endamê partîya îttîhat ve terakî-serokê eşîra Gîyan Murat bo îxanetê îkna dike. Murat bi mana belavkirina çek û xwarinê Seîd Ezîz, Zalim û birayê wî Hisên çavuş hatine xapandin çekên xwe danîne hatine hepis kirin. Tevî 40 kesê çekdar Zalim û birayê wî Hisên çavuş dike zîndanê. Birayê Mirat Efendî bala Nurî dikişînî ku ew wê derê biterikînin. Di wê şevê bi 200 kesê çekdar Zalim û birayê wî Hisên çavuş dişîne Kangalê teslîmî hikumata Tirk dike. Ji wê jî wan dibin Sêvazê û têne daliqandin. Seyîd Ezîz ji ber tesîra ser gel ditirsin û wî nakujin.”Bimre Nurettîn Paşa, bijî cemîyeta tealî ya kurdistan,” bang dikin.
Dı parlamento Enqerê de tê peyvandın, tenê Parlamenterê Erzorimê Hisên Avnî û Hesen Xeyrî ber zilma hikumatê derketine. Parlamento dixwaze komîsyonek bê damezrandin here li cîh lêkolînekê bike, lê leşkerê tirk ji operasyona xwe domandîye, rê nedaye.
Hindek kadroyên serkêş pêşeng, berbi Dêrsimê dikişin. Cixiz M. Alî, Sebrî, Nurî, Alîşêr, Qimil Ezîz, Dilo, Paşo, Abbas bi şer derbazî Kuruçay û Arapgîr- ji wir jî derbazî Dêrsimê dibin.
Li Kemahê tevî hêzên 0vacixê li Topal osman vedigerin wî birîndar dikin. lê Nureddînê qetilkar Nureddîn Paşa”yên ku zo digotin me dawî li wan anî, nuha jî dora yên ku lo dibêjin e.”
Komîsyona ku mala Heyder begê de man, Heyder parastîbû. Dr. Nurî û Alîşêr sucdar dikirin.
ji Dêrsimê telgraf diçûn Meclîsa Tirkan ku girtîyên Sêvazê bêne berdan. Hin caran jî bi êrîşî qereqolan dikirin. M. Kemal xeynî Alîşêr û D. Nurî hemu girtî bexşandin û rakirina dadgeha cengê ji parlamento xwest. Ew daxwaza wî hat pejirandin. Hemu kesên ku ceza êdamê girtîbûn hatin berdan. Lê Heyder li Sêvazê, Seyîd Ezîz jî nehîya Celali bi zorê hatin runişkandin. Lê kesên ku derbazî Dêrsimê bibûn, dervayî bexşandinê bûn. Li Axdatê ala Kurdistanê badibû. meclîsa Tirka biryarek girt Hecî fevzî û çend parlamenterên Dêrsimî şandin Dêrsimê. li Erzinganê S.Riza û Alîşan terin tevî heyetê hevûdu bibînin.
dîtina parlamenretê Erzinganê Hecî Fewzî û S. Riza, Alîşan Begê, Alîşan ji Dêrsimê derdikevî,
Wexta ku Dersimî daxwazên heyeta kurda dixwîne valîyê Erzinganê Alî Riza îtiraz dike. ……….164
a- Mafên Kurda bê naskirin,
b- tazmînat bide koçgirîyê,
c- perwerdê bi zimanê Kurdî bê kirin,
d- valîkî kurd Sivazê reva bibe.
e- hêrêmên ku Kurd lê zêdene qeymeqam û memurên din kurd bin.
Alîşan ji van daxwazan di cîhde nabîne. Heyet dixwaze Alîşan ji Dêrsimê derkevî,
Heci Fevzî soz da ku wan daxwazana ji Enqerê re binivise û bêde qebulkirin. S.Riz şev tevî1000 pêşmergê xwe tere gundekî din. Alîşan û hecî Fevzî li Kismîkorde dimînin. Dora roja din tên ku Alîşan çuye Erzinganê. S. riza vedigere Dêrsimê.
Piştî ku Hecî Fevzî vedigere Enqerê nama ku ji S. Riza renivisîye ku Alîşan û Heyder bûne qeyneqamê Refahîye û Kuruçayê. Bona daxwazên din jî Hecî Fevzî dibêje navbera valîyê Erzinganê û Nurettîn Paşa de dubendî çêbûye. Ji ber wê valî Alîriza xwestîye dest ji kar berde,lê nehatîye pejirandin wek valî şandine Oltîyê. Ew Alîriza li Dîrarbekir û Xarpitê jî valîtîyê bike. Piştî serketina şerê Yunan Alîşan û Heyder xwastin li Îstenbolê runin. Meclîsa Enqerê mecbûr dibe bexşandinek duyem derxine. Bi bexşandina 1931 de ew vedigerîn Koçgirîyê,bi destê Şukrîyê qeymeqamê Zarayê bombekî dike mala wan a Umranîyê, Alîşan parçe parçe dibe, Heyder giran birîndar dibe. Li herêma me ser wê buyer helbest dihate gotin.
Murat Paşayê destbixwîn di herêmê de xwedî nav û deng bû. Li ser eşîra xwe zordarî dikir û ew gişt girtîbûn hember xwe.Di sala 1926 an de li Dîrsimê grubek, 100 kes tê amadekirin bi serokatîya Cixiz Mehmet Alî (ji eşîra Gînyan, Eşîra Murad,) dişînin Sivazê bona tola Zalim û birayê wî. Bi navê Heyder û çar hevalên xwe çekên Jendirmê Tirka li xwe dikin terin qonaxa wî. ”Dibêjin ew ji Zara yê hatine, dixwazin Paşê bibînin.
” Dibêjin ”xayînê gelê Kurd, hem hatin ji te hesab bipirsin:” yên din jî kozikan-sîperê derdikevin, qonaxa wî dagirdikin. Piştî vegerê 4 rojan rêwîtîya wan dikude. Tevî leşkerê Tirk şer dikin 2 şehîd didin vedigerin cîhê xwe. ” Nurî Dêrsimî dibêje piştî kuştina Mirad şerê Koçgirîyê dawî lê hat. (Nurî Dêrsimî rûp. 168)
Berxwedana şerê Koçgirîyê Çima sernakevî?
ji bo şer amadekarîyek tune ye.
1. tevgera Koçgirîyê di nava (Dêrsim, Erzingan û Meletyê de) meriv dikare bibêje ku teng, di nava Elevîyande ma, di gotin û nivîsên xwe de qala bajarên Kurdistanê dikin, lê di şer de par û haya wan tuneye.
2. welat û dewletên derva tenê li buyrê sêr kirin. Alîkarî nekirin.
3. Serok û rêberê xwe bi rîya heyet û mabêncîyan hatine xapandin.
4. di paşde tevgerek sîyasî û leşkerî tuneye, gora zanîn û qabîlîyeta xwe şer dikin. Tevger bi hêz û fêdekarîya kesan rêva diçe.
5. Dêrsim alîkarîya leşkerî nekirîye. 8 Adar 1921 ande 2500 şerkar tevî hin serokên eşîran heta Macîran tê. Bixwastana hêzê din jî dikarîyan bên.
6. wekî Nurî Dêrsimî jî dibêje, hêza Tirk xwedî hêjmarek zêde leşker û çekên baştir bû.
Dersimî dibêje me di şerde merhelek wenda kir, lê şer berdevam e.
Binketîye jî du xwe rêç û berxedanek hiştîye. tevger naverok û daxwazên xwe netewîye, lê wek pratîk bi derû dora Koçgirîyê ve sînorkirî maye. Xwîna şehîdên Koçgirî û berxwedanên din tovên nu av dadane.
Dadgeha cengê 15 kesên amade û 95 kesê neamade bi êdamê hatin cezakirin. 110 kes bêsuc hat dîtin. Dure Alîşêr û N. Dersimî nedinavde hemû kesê cezakirî hatin bexşandin.
Piştî ku ordu vedigere Sêvazê teblîxatkê dikê: 113 kes kuştî113 birîndarhatine destxistin. 2000 tifang, 218 bargir, 207 kes jî kesên ji leşkerî nekirine hatine girtin. lê di rastî çend kes hatine kuştin ne dîyar e.
’’Nurî Dêrsimî dibêje piştî kuştina Mirad şerê Koçgirîyê dawî lê hat.

’’(Kürdistan Tarihinde Dersim Dr.Vet. M.Nurî Dêrsimî rûp. 168)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Rayberê ku serê Elîşêr Efendî û Zerîfe Xanim jêkir

 

 

 

 

 

 

KOÇGÎRÎ

LEKOLÎNER Evîn Çîçek

ELÎ ŞÊR - Wikipedia

 

NAVDARÊN KURD


 


Foundation For Kurdish Library & Museum