TELARA DIYARBEKRÊ
A MALA ŞÊXMÛSÊ ŞÎRANÎFIROŞ
(Diyarbekir'in Tatlıcı Şeyhmus Gökdeleni)
AMÎDA - AGÛSTA
Türkiye tarafından işgal ve ilhak edilmiş KÜRD BAŞKENTİ
Avahî: 1970 - Hilweşandin: 2020
TELARA DIYARBEKRÊ A MALA ŞÊXMÛSÊ ŞÎRANÎFIROŞ
(Diyarbekir'in Tatlıcı Şeyhmus Gökdeleni)
Kürd hanelerine kürdlerin en büyük katili olan cellat Atatürk resimleri asarak kürd hanelerinin ve kürd şehirlerinin aidiyetine ve masumiyetine tecavüz ediyor işgalci islamo-faşist türk devleti.
Şehrin en gözde yerinde ve en güzel yapılarından biri olduğu için, işgalci türk ordusu, kürd halkı arasında otorite kurmak ve prestij kazanmak amacıyla bina tamamlandığında hemen el koyarak satın aldı. Bu hareket, yerel halk arasında büyük bir tepkiye yol açtı, çünkü bina, kürd ustalarının mimari inceliğinin bir sembolü olarak görülüyordu.
Ancak zamanla bu aşırı tavırları göze batmaya başladı ve işgalci türk ordusunun kürdler arasındaki otoritesinin sarsılmasını engellemek için binayı yıkma kararı aldılar. Başkalarının eline geçmesini istemedikleri için, kürdler sözkonusu olduğunda herzaman yaptıkları gibi "bizim olmadıysa kürdlere de yar olmasın" düşüncesiyle hareket ederek bu güzel yapıyı yıkma kararı aldılar. Bu, yalnızca bir binanın yıkımı değil, aynı zamanda bir halkın kültürel mirasına yönelik kasıtlı bir saldırıydı.
Bu tür politikalar, sadece bir milletin tarihini ve kimliğini silmeye yönelik girişimler değil, aynı zamanda bir milletin varlığını da yok etmek için atılan adımlardır. Tarih boyunca kürd halkı, bu tür imha politikalarına maruz kalmıştır.
Buna rağmen, kürd halkı, ulusal varlığını kültürel mirasını ve kimliğini koruma konusunda direnç göstermeye devam etmektedir. Yıkılan yapılar, yok edilen semboller onların hafızasında yaşamaya devam ederken, her yeni nesil, geçmişten aldığı güçle kendi tarihini ve kültürünü yaşatma mücadelesini sürdürmektedir. Bu direniş, soykırım provaları, katliamlar, işkenceler ve büyük baskılara rağmen ulusal kimliğin nasıl korunabileceğinin önemli bir örneğidir. ALÇAKLAR, NAMUSSUZLAR!
Goran Candan
En güzzide bir mevkidedir diye, işgalci katil türklük devletinin katil ordusu tarafından sahibi kürd ailesi Şeyhmus ailesinin elinden hileyle ve zorla alınan Diyarbekir'in
yine katil ordusu tarafından yıktırılan Diyarbekir gökdeleninin yerine bu güzel bina inşa edilsin. Bu bina Meksika'nın Sinaloa şehrinde bulunmaktadır.
İşgalci türk ordusu Kürdistan'dan çıkarldıktan sonra
AYNISI tekrar inşa edilmelidir.
Çünkü bir kürd ailesi Şeyhus Tatlıcı ailesi tarafından dikildi
ve aslen Cizre'li bir kürd müteahidi Selim Alıcıer (öz dayım) tarafından inşa edildi.
Talancı türk ordusu da olmayan şerefini gösterebilmek için üstüne el koydu
işgal etti.
.. ve modern Diyarbekir'e de çok yakışıyordu.
Kürdler yaptı ama güxel ve prestijli olduğu için
işgalci islamo-faşist türk ordusu el koydu.
Sonra da hazm edemedi ve 2020 yılında yıktırdı
Tanınmış pastahaneci Şeyhmus ailesinin yaptığı bu Diyarbekir'in ilk yüksek binası (gökdelen) 1966 yılında Tatlıcılar Oteli olarak inşa edilmisti.
Diyarbekir'in EN MERKEZ noktası olan Şeyx Said Efendi Meydanı (Dağkapı)’nın kuzey köşesinde Astsubay ve Subayevi diye bazı askeri merkezler kurmuştu türkler ki kürdleri sürekli bir psikolojik korku ve baskı altına sokabilsinlwer. Bu binalaraın hemen karşısında bulunan Diyarbakır Tatlıcılar Oteli'ni Leyhmus ailesinin elinden alarak Orduevi Gökdelen’i adını verdiler. Bu parselde 1950’lere kadar Çolig'li (Bingöl) Kadri BÖÇKÜN e ait olan (Bay Kadri’nin kahvehanesi bulunurdu. 50’lerin sonunda mekânın mülkiyetini Şeyhmus Pastanesinin sahibi olan Tatlıcı ailesi satın alır.
1960’ların başında inşaatına başlanan yapı, 1966’da tamamlanır. 1971’de ise otel olarak faaliyete başlar. Tatlıcı Oteli, binanın içindeki düğün salonu, gazinosu, pastanesiyle faaliyete geçer.
Bina tam olarak bir gökdelen sayılmasa da o günün koşullarında ilk ‘’Gökdelen’’ olarak hafızalarda yer edinir.
Ancak yapının bu otel işlevi çok uzun sürmez, öünkü 1973 yılında otel işgalci islamo-faşist türk ırk devleti tür ordusu tarafından Tatlıcı ailesinin eklinden alınır.
1983 yılında binanın ön cephesi boydan boya Atatürk kabartmasıyla kaplanır ve üstüne ‘’Diyarbekirli, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı, Makedonyalı, hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.’’ şeklindeki ırkçı-inkarcı yalan demagjik sloganlar eklenir.
Sonra 42 yıl boyunca Orduevi olarak kullanılan yapı 2015 yılında yalandan bir bahaneyle depreme dayınıklı olmadığı gerekçesiyle boşaltılır. 5 yıl boyunca atıl olarak kalan bina için 2020 yılının Mayıs ayında ‘’Dağkapı Meydanı Kentsel Yenileme Projesi’’ kapsamında yıkılacağına dair haberler yayılır.. Bu haberlerin hemen akabinde, 2020 yılının Ekim ayında bina tamamen yıkılır.
Sibeheke xweş a havînî ya li Diyarbekr'ê
1975
2008
20.10.2020.
Hem li Diyarbekrê nedihat, hem jî dihat. Li Diyarbekrê nedihat ji ber ku sîmbola artêşa dagîrker a tirka (tsk) bû li nav bajêr. Li Diyarbekrê dihat ji ber ku ew ên ku vê avahiyê çêkiribûn,
avahiyeke ku dirûb û şeklê wê ya li ser ew parçe erda biçûk a li wê goşeyê xweş li hev hanîbûn.
Wek avahiyeke artêşa tirkan a li Diyarbekrê qet li Diyarbekrê nedihat. Ji lewre her dem zulm, serdestî û dagîrkeriya tirkan dihanî bîra mirov.
Baş tê bîra min ku li destêpêka salên 1970'yî ew ji aliyê xalê min ê gorbihûşt Selîm Alicier'î ve hatibû çekirin. Malbata Şîranîfiroş Şêxmûs (Tatlıcı Şeyhmus) ew wek hotel dabû çêkirin.
Xalê min ê gorbihuşt Selm her wisa endezyarê pira nû ya Malabadê û pira Heskîfê jî bû
ku nuha li bin ava bendava (baraja) tirkan maye.
Dagîrkerên tirk, bi çêkirina bendavan dixwazin tarîxa şaristaniya kurdan tune bikin. Şaristaniya kurdan, li kenarên çeman ava bûye, loma dagîrker dixwazin ew tarîx li bin avê bihêlin.
Xuya ye ku Erdogan ê ku li dij kemalîstan e ev avahiya kemalîstan da hilweşandin. Destê wî xweş be û Xwudê hemû qesrên leşkerê tirk ên li Kurdistanê wisa bide hilweşandin.
1940 lı yıllar Meydana Şêx Seîd'den (Dağkapı'dan) görünüm v
İşgalci türk devleti'nin gasp ettiği ve ordu evi diye kullandığı yerin eski hali.
Bu bina Çolig'li (Bingöllü) BAY KADRİ BÖÇKÜN'nün yeri idi. Buraya Bay Kadri'nin kahvesi de deniyordu. Bu iki katlı kahvenin üst katı bilardo salonuydu ve yenilikçi biri olan Kadri Böçkün, Diyarbekir'de ilk kez bilardoyu getirip bilardo salonu açmıştı..İnsanların gidip oturdukları oyun oynadıkları bu iki katlı kahvehane de nezih bir ortamda zaman geçiriyorlardı.
Kadri BÖÇKÜN 1950 yıllarda Türkiye atletizm şampiyonasına katılan milli atletmiş.Çok temiz giyinip bey efendiliğini hep koruduğundan ona BAY KADRİ ismi verilmiş.Çevresinde sevilip sayılan biriymiş bay Kadri'nin yerini daha sonra kürd çörekleri pişiren kürd aile Şeyhmus pastanesinin sahipleri alarak buraya halkın deyimiyle “Gökdelen “ dedikleri bu binayı yaptılar. İşgalci türk ordusu'nun buraya el koyması sonunda, bu aile İstanbul'a göçmüştü.
Diyarbekir'de Pastahane olgusu
Şeyhmus Pastanesi ile başlar.
Takriben 1950 il yıllara tekabul eden bu açılış ve faaliyet uzun yıllar devam etmişti.
Önceleri, yani 1940 lı yıllarda Saray Kapısına giderken
Emek sineması olan yerde
Şeyhmus Tatlıcı
börek imalatı yapıp satmaktadır.
Aslen Kürdistan'ın Midyad ilçesine bağlı
KÜRD AŞİRETİ KERCOŞ AŞİRETİNDEN; MALA ZİLO yi ailesinden olan Şeyhmus Tatlıcı
Diyarbekir'e yerleşmiş ve Mardinkapı'da bir börekçi dükkanı açmıştı.
