Ehmed-î KHANÎ
The author of The Kurdish National Epos: Mam & Zin
Written in 1692

Home  |  Destpêk  |  Ana Sayfa




1651-1707

Ehmed-i Khanî, born in 1651, died in 1707, was a Kurdish poet and philosopher. He wrote The Kurdish National Epos Mem and Zin. Ehmedê Khanî was born in Hakkari in the Khanî tribe,
but later moved to Ağri in Serhed in northern Kurdistan. Ehmed-i Khanî began writing when he was young. His most famous work, Mem û Zin, ıs wrıtten at the age of 44, in 1692.
His tomb is in Bazîd in Northern Kurdistan..

 

 

KÜRD MİLLETİNİN DEVLETSİZLİĞİNİN ASIL SEBEBİ

-- İslamcılık ve İşgalci-Sömürgeci Müslüman Kavimler



Kürd şair ve düşünür EHMEDÊ XANÎ'nin (1650-1707) bundan 4 yüzyıl önce sorduğu ve vermediği yada vermekten korktuğu o meşhur sorusunun cevabını veriyoruz burada.

Ehmedê Xanî'nin sorusu şuydu:

Ez mame di hîkmeta Xwedê de,
Kurmanc di dewleta dinê de,
Aya bi çi wechî mane mehrûm?
Bîlcumle ji bo çi bûne mehkûm?

("Ben hayret ediyorum Allah'ın hikmetine,
Kürdler neden dünyada devlet sahibi olmaktan mahrum kaldı?
Hangi sebeple mahrum bırakıldılar?
Neden hepsi böyle köle kaldılar?")

Kısaca bizim cevabımız: İslam ve islam kavimlerinin Kürdistan'daki işgalciliği ve sömürgeciliği

Ehmedê Xanî'nin kürd milletinin devletsizliğine dair derin üzüntüsünü dile getirdiği meşhur beyitindeki bir dize şöyledir:

Ey miletê bê milet,
heta tu nebî milet,
tu nabî dewlet!

("Ey milletsiz millet,
ta ki millet olmadıkça,
devlet olamazsın.")!

Bu beyitte, Xanî, kürdlerin birlik ve ulusal bilinç eksikliğini vurgulayarak, bir milletin devlet sahibi olabilmesi için önce kendi kimliğini tanıması ve bir millet bilincine ulaşması gerektiğini ifade eder. Burada Xanî’nin işaret ettiği sözkonusu duruma neden olan, yani kürdlerin devletsiz kalmalarının nedeni olan “kürd milli birlik ve milli bilinç eksikliği” durumunun kürdler arasında oluşup yayılmamasının tek sebebinin erken islami işgal ve islami kavim sömürgeciliğinden başka bir şey olmadığını vurgulamadan geçmemek gerekiyor. Biliyorsunuz kürd düşünür Xanî’nin kürd milli duygularından bahsettiği o dönemde, milliyetçilik düşüncesi ve kavramının halklar arasında henüz ortaya çıkmadığı erken çok bir dönem idi.

Bu her iki beyit de, Ehmedê Xanî'nin kürd halkının birliği ve devletleşme arzusu üzerine derin düşüncelerini yansıtan önemli pasajlardır. Bu dizeler, Ehmedê Xanî'nin Mem û Zîn eserinin dibacesinde (önsözünde) yer alır. Yani asıl hikayeye başlamadan önce, yazarın kendi düşüncelerini, felsefesini ve eseri yazma amacını anlattığı bölümde geçer. Ehmedê Xanî bu önsözde kürd halkının içinde bulunduğu siyasi ve toplumsal durumu sorgular; özellikle kürdlerin bir devletten mahrum oluşunu ve bunun nedenlerini derin bir şekilde ele alır. Aynı zamanda eseri yazma nedenlerinden birinin de bu durumu dile getirmek, halkı uyandırmak ve bir bilinç oluşturmak olduğunu belirtir. Bu dizeler, onun aydın bir şahsiyet olarak halkına karşı taşıdığı sorumluluğun da bir ifadesidir. Ayrıca, Xanî'nin başka bir eserinde geçen ve benzer temayı işleyen bir dörtlük şu şekildedir:

Ehmedê Xanî'nin:
"Kurmanc çima man wisa bê dewlet..."
şeklinde başlayan beyitleri, onun en önemli eseri olan Mem û Zîn adlı aşk destanı'nda yer almaktadır. Bu eser, kürd edebiyatının klasiklerinin en önemlilerinden biri olup, aşk, tasavvuf ve millî bilinç temalarını işler.

Ehmedê Xanî dört yüzyıl önce kaleme aldığı Mem û Zîn aşk destanı'nın önsözünde, bir milletin en temel hakkı olan devlet sahibi olma durumuna kürdlerin neden ulaşamadığını sorgulayan çarpıcı beyitler yazar. Xanî:

“Ez mame di hîkmeta Xwedê de, / Kurmanc di dewleta dinê de, / Aya bi çi wechî mane mehrûm? / Bîlcumle ji bo çi bûne mehkûm?” diyerek bu sorunun cevabını vermektense okuyucunun ve halkın sorgulamasını ister gibidir. Ancak günümüzde artık bu soruya açık ve net bir cevap verebiliyoruz: kürdlerin devletsiz kalmasının yegane sebebi, İslam ideolojisinin kürd ülkesi Kürdistan'da kurduğu tahakküm ve islami kavimlerin (arap, fars, türk) istila ve sömürgecilik faaliyetleridir.

İslam dini, çıktığı ilk günlerden itibaren kökensel olarak arap kavminin dünyaya yön verme aracı olmuş ve başta arap yarımadasından başlayarak komşu kavimler yahudiler ve kürdler üzerinde bir yayılma siyaseti gütmüştür. Bu yayılma, sadece bir inancı yayma hareketi değil; aynı zamanda siyasallaşmış, askeri güce dayalı bir tahakküm ve asimilasyon girişimi haline gelmiştir. Tarih boyunca kürdler, bu islamı yayma siyasetinin etkisiyle arap, fars ve türk devletlerinin ya hedefi olmuş ya da bu devletlerin gölgesinde ezilmiş, kimliği bastırılmış ve sistematik olarak devletsizliğe mahkum edilmiştir.

İslam ideolojisi, kürd toplumunu sömürü düzenine entegre etmek için kullanılmıştır. Kürdler, yüzlerce yıl boyunca ya halifelik adı altında arapların tahakkümüne girmiş, ya şii ideolojisiyle farsların siyasetine hizmet etmek zorunda bırakılmış ya da sözde "din kardeşliği" kisvesiyle osmanlı-türk imparatorluğunun istismarı altında ezilmiştir. Bu durum, kürdlerin kendilerine yönelik ulusal bilinç geliştirmesine de engel teşkil etmiştir. Ehmedê Xanî’nin de belirttiği gibi, “Ey miletê bê milet, heta tu nebî milet, tu nabî dewlet” (Ey milletsiz millet, millet olmadıkça devlet olamazsın) şeklindeki ikazı, bu gerçeğin erken bir uyarısıdır.

Kürdlerin devletsizlik hali, sadece siyasi değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve kültürel bir sömürüye de yol açmıştır. Her ne kadar tarih boyunca birçok kürd beyliği veya emirliği kurulmuş olsa da, bu yapılar çoğu zaman islami imparatorluklara bağlı, otoriteden yoksun ve köle ruhlu idarecilerin elinde tutulmuştur. Özellikle medreseler eliyle halk, sadece arapça dualar ezberleyen, sorgulamayan, okumayan, anlamayan bir ezbercilikle itaati yüce tutan bir bilinçsizlik, cahillik düzenine hapsedilmiştir. Bu islami-dini tahakküm, kürd aydınının yetişmesini de engellemiş, kültürel gelişimi baltalamıştır. Bugün bile bu köle kültürün simgesi olan otoriter bir şahsiyetin karşısında her iki elini üst üste koyarak elpençe ve miskin bir vaziyette ayakta durma aşağılık komplexi gösterme şekli hakimdir çoğu kürdte ve bu aşağılık komplexini özellikle de feodal-islamist zihniyetli kürd liderler kürd kitleleri arasında teşvik ederek geliştirmektedir.

Bugün gelinen noktada, kürdlerin devletsizliği hala devam etmekte, sömürgeciliğin en yöntemli haliyle yürütüldüğü bir kürd ülkesinde yaşam sürmektedir. Dünyanın en büyük devletsiz halkı olarak kürdler, halen arap, fars ve türk devletlerinin, ideolojik ve politik baskısı altındadır. Bu nedenle, bugün kürd halkının temel sorumluluğu, tıpkı Ehmedê Xanî’nin arzu ettiği gibi, öncelikle "millet" olmak; kendi ulusal haklarına, diline, kültürünü ve tarihine sahip çıkarak ulusal bilinci yeniden inşa etmektir. Bu bilinç olmadan ne kurtuluş mümkün olur, ne de devlet sahibi olmak.

İşgalin, sömürünün ve ideolojik baskının ötesine geçebilmek için kürd halkının çok boyutlu bir uyanışa ihtiyacı vardır. Xanî’nin sesi yüzyıllar öncesinden yankılanırken, bu çağrıya kulak vermek, bugün de halkın kendi geleceğini belirlemesi adına en anlamlı duruştur.

Goran Candan

 

 

 

 

 

 

 

“Kürd halkının dinsel ve ulusal rehberi Ehmedê Xanî’nin Osmanlı ve İran devletlerine bağımlı olmanın Kürdler için utanç verici olduğunu söylemesi ve Kürdlerin bu iki devletten kurtulup başında taç, altında taht olan bir Kürd hükümdarının liderliğinde kendi iktidarlarını kurmaları gerektiğini savunması Kürdlük aidiyeti tarihi açısından ilk ciddî fikirdir.” (Prof. Dr. Kadri Yildirim)

''Beni en çok kızdıran Kürdler gibi kadim bir halkın Arap, Fars ve Türklerin işgali altında yaşamalarıdır ki adı gecen sömürgeci ulusların insanlık camiasına, bilim ve teknolojiye zırnık kadar bir katkısı yoktur ve dünyanın en gerici ve despot ülkeleridir. Kürdlerin bir türlü özgür olamamalarının nedeni budur! Despotun eline silah verdin mi, yapmayacağı hiçbir şey yoktur.

Hani Kürdistan’ı işgal altında tutan sömürgeciler Amerikan, Alman, Fransız, İngiliz olsa insan anlar, çünkü onlar çok gelişmişler ve bizden bir bakıma üstünler. Ya bu utanç verici Arap, Fars ve Türk uluslarının nesi var? Alman, Fransız dedik ve gerçekten Kürdistan onlar tarafından işgal edilip sömürgeleştirilseydi o zaman çoktan geri çekilmişlerdi. Nitekim dünyada onların sömürgeleştirdiği bütün halklar şu an özgürdür.'' Alan Lezan

 

 

 

 

MEM OCH ZÎN - Sara Förlag, 1992
(Översatt av Robert Alftan och Gisbärt Jänicke)

- Bi zimanê Swêdî -

Den urgamla kurdiska kärleksagan om det olyckliga kärleksparet Mem och Zin som har berättats i folkmun sedan 1300-talet återberättades
av den kurdiske 1600-talpoeten Ehmed-i Khani och därmed blev ett national epos för kurderna.

 

 

 

 

 

 

 

"Kürd Edebiyatçı Ehmedê Xanî'nin şiirlerinde Kürdlerin bağımsızlık arzusu ve vatanseverlik ön plana çıkmaktadır. Ehmedê Xanî, Mem û Zîn aşk destanının yazarıdır."

Hırvatistan Ansiklopedisi

 

 

 

 

 

 

 

Kurdmanc ne pirr bê kemal in
Emma di yêtîm û bê mecal in
Bîl cûmle ne cahil û nezan in
Belkî di sefîl û bê xudan in

 

 

 

Ehmedê Xanî Piştî Sê Sed Salan Bi Hemû Berhemên Xwe Ve

Ferheng, ziman û wêjeya Kurdî warekî adan e, lê mixabin, ji ber ku bê xwedî maye, heya niha nekariye wê hêz û siyana xwe ya ku di xwe hilaniye bide der, nekariye wê hêz û siyanê ji gesedana civaka Kurd re bike palpist. Civaka Kurd, ji hemû dînamîk û bizavan bêtir, ji van bizav û dînamîkên navbûrî bê par maye, bê par hatiye histin. Yek ji riyên cîbîcîanîna vê yekê jî ew e, çawa ku li cîhanê her û her bi wî awayî hatiye kirin, ku berhemên nivîskar û helbestkarên mezin bêne berhevkirin, bi edîsyoneke birêkûpêk û bi çapeke xwesik bêne çapkirin û belavkirin. Nivîskar û helbestkarên ku em behsa wan dikin, kanonên wan ferheng, ziman û wêjeyan in; desthilatdariya wan a ramanî li ser hemû besên civakê heye; deq û metnên wan bo hemû deq û metnên ku pistî wan têne nivîsandin dibin palpist.


Mirov dikare bi dilfirehî destnîsan bike, ku bi hêza xwe ya wêjekariyê ve Ehmedê Xanî yekane sexsiyetê Kurd e desthilatdariyeke bi vî rengî bi dest xistiye. Dengê wî yê bilind û pirrsax, bi riya deqa hemû berhemên wî, ev zêdeyî sê sed salan e li pasxaneya hisê me, li bîra Kurdbûnê deng vedide. Çapkirin û belavkirina hemû berhemên Ehmedê Xanî’yê xwediyê derd û kula me, ji vî awirî ve, karekî derengmayî ye. Lewma jî, berhemên Ehmedê Xanî yên ku bi saya serê destnivîsên curbicur gihistine îro; mesnewiya wî ya mezin a bi navê Mem û Zîn, ferhenga bi navê Nûbara Biçûkan a ku Xanî ji bo zarokên Kurd amade kiriye, da ku ew bikaribin Erebiya ku zimanê wê dewrê yê ronîbûn û rewsenbîriyê ye bi hêsanî fêr bibin, her du berhemên wî yên bi navên Eqîdeya Îslamê û Eqîdeya Îmanê, her wiha helbestên ku bi ser Dîwana wî ve têne hesibandin, hemû ji aliyê wesanxaneya me ve, li jêr rêza bi navê Bênder, bi sernavê Hemû Berhem, wekî pirtûkekê, bi çapeke xwesik û bi kedeke mezin cara pêsîn e hatin çapkirin.


Wesanên Lîsê di vî warî de gava pêsîn avêt, bi hemû berhemên Ehmedê Xanî ve, ku ji pênc pirtûkan pêk tê, li jêr rêza bi navê Bênderê, dest bi ji nû ve edîtkirin, çapkirin û belavkirina berhemên Kurdî yên damezirîner û kanon kir. Pispor, lêkolîner û nivîskarên ku li ser Ehmedê Xanî xebat kirine, hêz û pistgiriya manewî dan kedkarên vê berhemê. Kawa Nemir edîtoriya berhemê kir; Selîm Temo bi pêsgotina xwe ve isaret pê kir, ku girîng e hemû berhemên Ehmedê Xanî ji nû ve bêne xwendin û helsengandin.


Ferheng, ziman û wêjeya Kurdî warekî adan e, wesanxaneya me bi çapkirina vê berhema bi navê Ehmedê Xanî-Hemû Berhem ve nîsan da, ku ev war ne bê xwedî ye, ya jê girîngtir jî, dê ev berhem di ber destên nifsên nû re derbas bibin, dê bi têgihistineke hê hevçaxtir werin helsengandin.

Ehmedê Xanî
Hemû Berhem
Bênder, 384 rûpel
Wesanxaneya Lîs, Amed
Gulan 2008

Wesanxaneya Lîs'ê
Koop. Mah. Ofis Sanat Sokagi Dicle Apt. No:2
Yenisehir / DIYARBAKIR
TEL: 0 412 228 97 76
wesanenlis@yahoo.com

 

 

 

 


'Güçlü iken adalet zayıf iken cesaret göstermek asalettir' Ehmedê Xanî

 

 

 

Helbestêke Ehmedê Xanî berya 300 salî

"Ez mame di hikmeta Xwedê da
Kurmanc di dewleta dinê da
Aya bi çi wechî mane mehrûm
Bilcumle ji bo çi bûne mehkûm

Ger dê hebûya me padişahek
La‘iq bidiya xwudê kulahek
Te‘yîn bibûya ji bo wî textek
Zahir vedibû ji bo me bextek
Hasil bibûya ji bo wî tacek
Elbette dibû me jî rewacek

Xemxwarî dikir li me yetîman
Tînane der ji destê le‘îman
Xalib nedibû li ser me ev rûm
Nedibûne xirabeyê di dest bûm

Herçî bire şîrî destê himmet
Zebt kir bo xwe bi zorê dewlet

Ger dê hebûya me ittifaqek
Vêkra bikira me inqiyadek
Rûm û ‘ereb û ‘ecem temamî
Hemiyan ji me ra dikir xulamî
Tekmîl dikir me dîn û dewlet
Tehsîl dikir me ‘ilm û hikmet"

Ehmedê Xanî 1650 - 1707

 

Ez mame di hikmeta Xwdê de,
Kurmanc di dewleta dine de
Aya biçi wechî mane mehrûm?
Bilcumle ji bo çi bûne mehkûm?

Ger dê hebiwa me itîfaqek,
vêkra bikira me inqiyadek
Rûm û ereb û ecem temamî,
Hemiyan ji me re dikir xulamî
Tekmîl dikir me dîn û dewlet,
Tehsîl dikir me ilim û hikmet
Temyîz dibûn ji hev meqalat,
Mimtaz dibûn xweda kemalat..

 

 

 

Kürs Edebiyatçı Ehmedê Xanî'nin şiirlerinde Kürtlerin bağımsızlık arzusu ve vatanseverlik ön plana çıkmaktadır. Ehmedê Xanî, Mem û Zîn aşk destanının yazarıdır.

Orjinal Nüsha: 1- Mem û Zîn 2- Nûbihara Biçûkan 3- Edîqeya Îmanî

Britanya Kütüphanesi Orjinal El Yazmaları Arşivi

Destnivîsa nusxeya xwerû ya Mem û Zîn a Ehmedê Xanî

Pirtûkxaneya Brîtanî Arşîva Destnivîsên Orjînal (British Library Manuscripts Archive)

 

 

 

 

 

Destnivîsa nusxeya xwerû ya Nûbihara Biçûkan a Ehmedê Xanî

Pirtûkxaneya Brîtanî Arşîva Destnivîsên Orjînal (British Library Manuscripts Archive)

 

 

 

 

Destnivîsa nusxeya xwerû ya Eqîdeya Îmanê ya Ehmedê Xanî

Pirtûkxaneya Brîtanî Arşîva Destnivîsên Orjînal (British Library Manuscripts Archive)

 

MEM & ZÎN

 

KURDISH AUTHORS

 

 


Foundation For Kurdish Library Museum