NARKO-TURK STATE = THE BARON OF GLOBAL HEROIN TRADE
DANISH & SWEDISH HEADLINES 1980s: "THE GREATEST HEROIN LEAGUE EVER"

Home  |  Destpêk  |  Ana Sayfa

 

 

''NATO member state Turkey = A Drug Dealer State''
Turkish oposition leader Kemal Kilicdaroglu 5.12.2022

The Islamo-fascist Turkish state has been the real GLOBAL DRUG TRADE BARON since the 1970s. For example, a Turkish league was blown up in Scandinavia in the mid-1980s and the Danish and Swedish newspapers wrote: THE GREATEST HEROIN LEAGUE EVER. The Turkish state imported heroin BY TRUCK to Austria, France, Germany, England, Holland, Sweden and Denmark. I have previously written extensively on the subject: unless a state organizes this trade, no league can handle it. The scope of this TURKISH HEROIN TRADE is many times greater than the world famous Escobar League in Colombia.

 

 

OFFICIAL Cocaine-laden Aircraft of the Narco-Turk State Turkey
Seized in Brazil!!
4th Aug 2021


To NATO: Accepting a bloody CRIMINAL terrorist state like Turkey as an ally in NATO, especially when it has openly turned into a mafia state, makes the USA and Europe partners in crimes against humanity. On the one hand, democracy and human rights, on the other hand, military-political involvement with a criminal organization like Turkey not only reset the credibility of the West, but also makes it criminal. Every European and US politician should think twice when trying to make Turkey look cute.

 

 

 

 


''The drugs imported by Iran and Turkey into Europe is in an amount of 50 billion dollars year. Turkey is a drug lord's paradise. That's why Turkey has been put on the 'grey list' by the international community along with a number of other drug trafficking countries. These countries are: Turkey, Bahama, Barbados, Cambodia, Ghana, Panama, Uganda and Zimbabwe''

Speach of the Turkish oposition leader Kemal Kilicdaroglu 5.12.2022

 

 

 

 

 

''İran ve Turkiye'nin Avrupa'ya soktuğu uyuşturucu yılda 50 mşlyar dolardır. Türkiye uyuşturucu baronlarının cennetidir. Bu yüzden Türkiye uluslar arası camia tarafından bir dizi diğer uyuşturucu trafiğinde yoğun çalışan ülkeyle birlikte 'gri liste'ye alınmıştır. Bu ülkeler şunlardır: Türkiye, Bahama, Barbados, Kamboçya, Gana, Panama, Uganda, Zimbabwe''

Türk muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması 5.12.2022

 

 

 

 

 

Erdogan's former partner, former Turkish Prime Minister Davutoglu: "Erdogan made heroin transport on my plane"

 

 

 

 

 

 

 

 

NARKO-TURK DEVLETİ'NİN en az 1 Ton Kokain yüklü RESMİ Uçağı
Brezilya'da yakalandı!!

 


İsveç günlük gazete Afonbladet:
''GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK EROİN ŞEBEKESİ''

Aftonbladet 1988

Den islamo-fascistiska turkiska staten är den GLOBALA NARKOTIKAHANDEL BARONEN sedan 1970-talet. Till exempel man sprängde en turkisk liga i Skandinavien i mitten av 1980-talet och de danska och svenska tidningarna skrev: "HEROIN FÖR MILJARDER", "STÖRSTA HEROINLIGAN NÅGONSIN". Den turkiska staten förde in heroin MED LÅNGTRADARE till Österrike, Frankrike, Tyskland, England, Holland, Sverige och Danmark. Jag har tidigare skrivit utförligt i ämnet: om inte en stat organiserar denna handel, kan ingen liga klara av det. Omfattningen av denna TURKISKA HEROIN HANDELN är många gånger större än världens kända Escobar-liga i Colombia.

See The Video at the moment The Turkish NARKO-PLANE İS SEARCHED

 

 

Yil 1979 idi. Kürd Devrimi'ne inanmış daha bıyıkları bile çıkmamış, yeni yetme, pırıl pırıl bir kürd genci olarak KUK Hareketi kadrolarıyla ilişkide siyasi faaliyetlere katılıyordum. Eski bir aktif KDP'li olan rahmetli ve saygıdeğer akrabamız sevgili Hikmet amca bana ''genç, sen hangi harakettensin?' diye bir soru yöneltti birgün. Ben de ''ben KUK'çuyum'' diye cevap verdim. Etrafımızda hiçkimse olmamasına rağmen, kendisine daha yakın oturmamı isteyerek, elini ağzına dayatıp kulağıma fısıltıyla çok gizli bir şekilde şu sözleri söyledi: ''Sen Ezîzê Kejê ve Şeroyê Mala Mihîş'in eroin ticareti yapan torunlarının M.F'nin eroinci çetesine katılmışsın. KUK'un genel sekreteri olmuş. Bu çok yanlış ve tehlikeli bir iştir. Hemen vazgeç, yoksa çok büyük belalar açılır başına'' dedi. Hem çok şaşırmıştım, hemde büyük bir hayal kırıklığına uğramış bir vaziyette saygın akrabamız Hikmet'in dediği bu sözlerin üzerine beynim bu olaya kilitlenmişti. Daha çok genç yaşlarda olmama rağmen ağır Marxist literatür okumuş, Güney Kürdistan Ulusal Kurtuluş Hareketi konusunda o dönem yazılan önemli birkaç kitabı bulmuş ve okumuş, Devrim'e ve Kürd Halkının Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'ne çok büyük bir bağlılık, inanç ve umut sahibi bir genç olarak bu duruma çok üzülmüştüm. Devrim'e ve Kürd Halkının Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'ne inandığım kadar da akrabalarımız içinde çok dürüst ve saygın bir kişilik sahibi olan Hikmet'e de böyle çok inanıyordum. Çok önemli bir devrim sırrı bana ifşa edilmişti ve hemde en güvenilir bir şahsiyetten. Hikmet'ê Hezroyî adındaki akrabamız, Diyarbekir'den ta Cizre'ye kadar olan güzergahta Güney Kürdistan Ulusal Kurtuluş Hareketi'nin lojistik destek faaliyetlerinin örgütleyicisiydi. Dr Şivan'ın adını ilk kez ondan duymuştum. Buna bir çare olmalıydı diye düşündüm. İlişkide olduğum KUK kadrosu şehid gazateci Lice'li Hafiz Akdemir'in abisi sevgili yoldaşım Baki Akdemir'i aradım ve buldum. Ona durumu olduğu gibi anlattım. Kısaca dedim ki ''demek ki biz eroin ticareti yapan bir hareketin adamlarıymışız. Bu sırrı KUK içindeki hiçbir yurtsever kürd bilmiyor. Ne yapmalı şimdi?'' Lice'li olduğu için F. ailesini tanıyordu. Bana o ailenin bu işi yaptığını rahmetli dedesinin anlattığını söyledi. Ama M.F'nin KUK genel sekreteri olduğunu bilmiyordu. Eğer rahmetli Hikmet amca bunu bana anlatmasaydı ben de bunu bilmiyordum. Nereden bilebiliridim? O dönem M.F'nin bu hareketin genel sekreteri olduğununu ancak bir avuç insan biliyordu ve bu bilenlerin hemen hemen hepsi çok gizli bir şekilde faaliyet gösteren Kuzey KDP yönetimi lider ve kadrolarıydı. Baki ve ben 'devrimci ve yurtsever sorumluluğumuz bilinci ve insiyatifi doğrultusunda şu ortak karara vardık; ''biz inandığımız bazı yurtsever kadrolara durumu açalım, onlara da diyelim ki eğer KUK liderliği bu paralarla bize devrim için silah alacaksa o zaman biz bu işin yapılmasına vize verebiliriz ama bu ticaretten elde ettikleri paraları kendi ailesel ve kişisel çıkarları doğrultusunda kullanıyorlarsa o zaman biz buna asla vize vermeyiz'' Sözümüz tam buydu. 18-20 yaşlarındaki devrim ve ulusal kurtuluş mücadelesi inancı ve romantiği sahibi biz gençlerden ancak bu kadar sağlıklı bir karar alma gücümüz ve bilincimiz vardı. Ne bilelim ki silah işini bile türk istihbaratı MİT'in bunlara tedarik ettiğini!! Ben 2006 yılında 25 yıl sonra ilk defa İsveç'ten Kürdistan'a gittiğimde, Farqin taraflarında bir köye gitmiştim. Bu mesele konuşulunca köylüler ''KUK merkez komitesi liderlerinden bir Baybaşin'e bir gece köyümüzün yakınlarında bir KAMYON dolusu silah teslim edildiğini ve bu silahların köylülerin sonradan teşhis ettiği sivil giyimli bir türk yüzbaşısı tarafından teslim edildiğini'' anlattılar. Zaten bu olaydan sonra fazla bir zaman geçmeden KUK-XAPO iç silahlı savaşı patlak verdi. Ben İsveç'e geldikten 7 yıl sonra da A. adında bir KUK'çu eski arkadaşım da İsveç'e gelmişti. O bana Baki Akdemir hakkında KUK'un ona ''arandığın için alan değiştirmen gerekiyor, seni başka bir alana göndereceğiz'' dediklerini ve onu gemiyle Mersin'den Kıbrıs'a götürdüklerinde, her iki liman arasında gemiden denize atarak katlettiklerini söyledi. Bana da aynı telkinde bulunmuşlardı, ama ben ''örgüte yük olmak istemiyorum. Bizim Badıkî aşiretimiz çok büyüktür, ben her hafta ve hatta her gece yeni bir evde kalabilirim'' demiştim. İmam-Hatip Okulu'ndan MTTB'li cihatçı faşistler beni polise şikayet ettikleri için aranıyordum o zaman.

İşgalci-sömürgeci türk devleti kürdleri uyuşturucu trafiğinde iki ana amaç için kullanıyordu. Bir kendi yaptığı uyuşturucu trafiğini OUTSOURCE yaparak türk devletinin bu işin içinde eli olduğunu gizlemek ve KÜRD ULUSAL KURTULUŞ MÜCADELESİNİ uluslar arası alanda kriminal gösterebilmek ve lekelemek ve baltalamak. Bir kürd yurtseverinin (İ.K) bu konudaki çok isabetli bir yorumunu buraya naklediyorum: ''TC'nin uyuşturucu trafiği ve kullanılan Kürtler.. Türkiye'nin uyuşturucu ticaretinde ve para transferlerinde Kürtler torbacı/çantacı olarak kullanılmaktadır. TC tarafindan kurulan suç örgütleri bu kirli işlerde figüran olarak kullanılan Kürtler üzerinden sağlamaya çalışmaktadırlar. Örnegin; Diyarbakır'lı Sehmus Özkan Kokain yüklü uçağı Brezilya'da yakalandı. O sadece bir figüran. Sezgin Baran Korkmaz Kars'li, TC ile iş tutan mala çökmede kullanılan bir figüran. Hep böyle olmuyor muydu? 2000'den önceki uyuşturucu trafiği işlerinde kullanılan Kürtlerin hepsi tek tek katledildi, şimdi ise kirli illegal işlerde kullanılarak posası çıktığında sahiplenilmeyen, öldürülen yada cezalandırılarak bir kenara atılan tipler.. Bizlere de bunları ''Kürt işadamları'' diye yutturdular. Oysa devlet yönettiği kirli işlerin trafiğini, uyuşturucu, mala çökme ve talan işlerinde kullanılan bu Kürtlerdir''. Amaçlanan ise Kürtleri uluslararası arenada kriminal göstermek ve kendi suçlarını bu kullanılmış kirli kişiler üzerinden saklamak ve aklamaktır''. Hala bu önemli gerçeği anlamayan SÖZDE kürd araştırmacıları, yazarları, çizerleri, gazetecileri ve hatta siyasetçileri var.

Kürd Gazeteci Goran Candan

 

 


MİLYARLIK EROİN

Dansk press 1988

För att förstöra legitimiteten av den rättmätiga kurdiska nationella rörelsen använde den turkiska staten VISSA KURDER i den globala distributionen av de massiva heroinsändningar som inte ens de största gängorganisationerna kunde organisera

The Turkish state in order to denigrate the legitimacy of the Kurdish National Liberation Movement, in the massive global heroin shipments that even the largest gang organizations cannot organize
were using KURDISH ELEMENTS

En büyük çete organizasyonlarının bile örgütleyemeyeceği muazzam ölçeklerde vasi global eroin sevkiyatında türklük devleti Kürd Ulusal Kurtruluş Hareketi'nin meşruiyetini yok etmek için
KÜRD ELEMANLAR kullanıyordu

 

 

 

 

 

Erdogan's former partner, former Turkish Prime Minister Davutoglu: "Erdogan made heroin transport on my plane"

 

turk basınından:

Brezilya polisi Türk uçağında 1304 kilo kokain yakaladı

Brezilya Polisi, Sao Paulo kentindeki Leite Lopes Havaalanı’nda bir Türk jetine operasyon yaptı. Operasyonda en az 25 bavul dolusu, 1304 kilo kokain ele geçirildi. Uçaktaki bir ispanyol yolcu ve Türk mürettebat gözaltına alındı. Operasyon yapılan Diyarbakırlı işadamı Şehmuz Özkan’a ait uçak, Özal döneminde satın alınmış ve 2016 yılında satılana kadar devlet büyükleri tarafından kullanılmıştı.

Brezilya polisi tarafından yapılan operasyonda, Türk tescilli bir özel uçakta en az 25 valiz dolusu kokain olduğu belirtilen uyuşturucu yakalandı. 

SÖZCÜ uçağın Türkiye'den Brezilya'ya uzanan yolculuğunun detaylarına ulaştı. Buna göre TC-GVA tescilli Gulfstream 4 tipi uçak 1 Ağustos günü sabah saat 07.30'da İzmin Adnan Menderes Havalimanı'ndan havalandı. 

Hiç yolcusu yoktu. Varış noktası Riyad'dı. Riyad Kral Halid Havalimanı'nda tam 16 yolcusunu alan uçak, saat 12'de İspanya'nın güneyindeki Endülüs özerk bölgesinde bulunan Malaga şehrine gitmek üzere havalandı. 

Uçak ertesi gün saat 16.30'da boş olarak Malaga'dan Brezilya'nın Fortaleza kentine, buradan da yaklaşık 5 saatlik bir uçuşla güneydeki Sao Paulo kentinde Ribeirao'daki Leite Lopes Havaalanı'na gitti.

İddiaya göre havalimanı apronunda açıkta değil, Gold Sky'a ait bir kapalı hangara park edildi.

Hangarda uçağa Gonzalez Valdes adında İspanyol bir yolcu bindikten sonra uçak havalandı ve gümrük işlemleri için Fortaleza’ya indi. 

BREZİLYA POLİSİ OPERASYON BAŞLATTI

İşte tam bu noktada indikten hemen sonra Brezilya polisi operasyonun düğmesine bastı. Uçağın bagajındaki yaklaşık 25 bavul tek tek aprona dizildi. 

Brezilya polisi operasyonu saniye saniye kaydetti. Bu kayıtlarda bavullardan bir tanesinin kabinde İspanyol yolcu Gonzalez Valdes'in önüne açıldığı görülüyor. 

Video kaydında Brezilya polisi önce Türk Kaptan Pilot V.D.'ye bavulu soruyor, ancak kaptan yolcuya ait kişisel bir bavul olduğunu söyleyince polis yolcuya yöneliyor. İspanyol yolcudan bavulu açmasını istiyor.

HIZLI KOKAİN TESTİ 

Brezilya polisi hemen orada bavuldaki toz üzerinde hızlı ve pratik bir test uygulamasıyla uyuşturucunun kokain olduğunu söylüyor.  

İspanyol yolcu Gonzalez Valdes ile Kaptan Pilot V.D., ikinci pilot, kabin memuru, teknisyenden oluşan toplam dört kişilik Türk mürettebat Brezilya polisi tarafından emniyete götürüldü. Gözaltına alınan ekibin sorgusu sürüyor. 

Operasyon yapılan uçağın uçuş planında bir sonraki durağının Brüksel olduğu oradan da ABD'ye gideceği belirtiliyor. Uçakta en az 25 bavul içindeki kokainin miktarı, Brezilya medyasına yansıyan Federal Polisi’nden edinilen bilgiye göre toplam 1304  kilogram olduğu belirtiliyor. 

“BAGAJ YOLCUYA AİT ŞİRKETİMİZLE İLGİSİ YOK” 

İstanbul merkezli ACM Havacılık’tan İspanya vatandaşı bir kişiye kiraladıkları uçakta, Brazilya’da yapılan aramalarda uyuşturucu bulunmasıyla ilgili yazılı açıklama yapıldı:

“Uçağın Belçika Brüksel Havalimanı’na kalkış için hazırlıkları yapıldığı esnada uçağı kiralayan İspanya pasaportuna sahip yolcuya ait şahsi bavullarda, Brezilya güvenlik güçleri tarafından yapılan arama sonucu uyuşturucu madde bulunmuştur. Söz konusu müşteri ve şahsi eşyalarının şirketimiz ve uçuş ekibimiz ile hiçbir ilgisi olmadığı ve yolcu eşyalarının kontrol sorumluluğunun tamamen havalimanı otoritesinde olduğu ve hukuki sürecin tamamlanmasına müteakip uçuş ekibimiz ve uçağımızın en kısa sürede Türkiye’ye geleceği tüm kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

CUMHURBAŞKANI UÇAĞIYDI

Operasyona sahne olan uçak uzun yıllar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından kullanılan TC-ATA tescilli Gulfstream 4 tipi özel jet… Turgut Özal döneminde satın alınan ve 2016 yılına kadar devlet protokolü tarafından kullanılan uçak 5 yıl önce Diyarbakırlı iş adamı Şehmuz Özkan'a satıldı. Uçak Özkan’ın sahibi olduğu ACM Havacılık adına kayıtlı.

NAİM’İ TÜRKİYE’YE GETİREN UÇAK

Ağzına kadar uyuşturucu kargosuyla yakalanan uçağın Türkiye tarihinde önemli bir yeri daha var. Dünya ve olimpiyat şampiyonu Naim Süleymanoğlu’nun Bulgar zulmü nedeniyle Merlborne’den Türkiye’ye kaçışında, Özal’ın talimatıyla bu uçak kullanılmıştı. 

 

 

________________________



 

 

 

TURKIET LÄMNAR INTE UT SINA EGNA DROGDEALERS

NARKO-STATEN TURKIET ÄR DEN STÖRSTA DROGHANDELSTATEN I VÄRLDEN (Klicka på länken nedan)
--- Turkiet är en mafiastat och har en världsomspännande droghandels nätverk. Rawa Majids och Ismail Abdos Sverige nätverk ingår Turkiets världsomspännande droghandelsnärtverk.
Det är den ena viktiga anledningen och den andra och viktiga anledningen är att turkarna använder proxy och helst kriminella element med kurdisk identitet. För att då slår Turkiet två flugor med en smäll. Dels utför man ett smutsjobb med proxyt och dels detta smutsjobb utförs av Turkiets främstra fiender; kurderna: Man får sina ärkefiender, kurderna att göra detta smutsiga arbete åt en. Om det kommer något avslöjande senare är de som gjorde detta smutsiga arbete kurder och inte turkar. I detta avseende ägnar Turkiet stor uppmärksamhet åt att tillgodose sina behov för både islamistiska terroristpersonal och kriminell maffiapersonal från de kurdiska kriminella kretser. İslamo-fascistiska turk staten Turkiet som använder alltid underleverantörer i dessa arbeten för islamistisk terrorism och för narkotikahandel tror att de kan lura sın egen skapare de tre främsta europeiska staterna. Den turkıska staten utför alla sina sammanflätade islamistiska och drogaktiviteter mot europeiska stater som den betraktar som fiender till islam. Det viktigaste skälet till att föra ledarna för internationella tungkriminella maffiaorganisationer till Turkiet och ge dem medborgarskap är Turkiets kamp för islamisk jihad. För enligt islam, om pengarna från dessa grova brottslingar och tjuvar spenderas på jihads väg, så är fatwa tillåten enligt islamisk sharialag. Målet helgar medlet med andra ord.




THE GLOBAL ISLAMIST TURK TERROR HUB TURKEY

 

 

 


Foundation For Kurdish Library & Museum