ALİ KARDUXOS
Lêkoler, Dîroknas, Rojnamevan
A Kurdish linguist who studied ancient Greek, has come down to the roots of the Indo-European language and shown under what conditions, how and when it came up.
Türkiye'de Dilbilim ve arkeoloji bilerek geliştirilmemiştir. Arkeoloji bir elit gurup içinde tutulmaya çalışılmıştır. Dilbilim ise sıfırdır. Mesela Türkiye'de bir HİNT AVRUPA DİLLERİ KÜRSÜSÜ yoktur. Çünkü Kürdce Hint-Avrupa dilidir. Hint-Avrupa dilleri dersi verilirse Kürdler derslerde öğrendikleri kelimelerin KÜRDCESİNİ düşünüp ekleyince, kendi dillerinin ve kültürlerinin farkına varırlar korkusundan dolayı Hint-Avrupa Dilleri Kürsüsü yoktur. Ayrıca Türklerin yazdıkları birkaç uyduruk etimoloji kitabı da tamamen siyasi hedeflidir. bilimsel değildir. Avrupalılar için ise bu sözlükler gülünçtür. Bu yüzden de Türkiye'deki üniversite diplomaları Avrupa'da kabul edilmememktedir. Ali Karduxos
0101010101010101010101010101010101010 6 - 60
|
Sümerler ve Babilliler, 60 tabanlı bir sayım sistemi kullandılar, bu yüzden saatleri 60 dakikaya ve dakikaları 60 saniyeye bölmemizin nedeni budur. Taban-60'ın 5, 10 ve 12'ye bölünebildiğini düşünmedikçe pek olası bir seçim gibi görünmüyor.
Birçok sayı sisteminin neden 5 ve 10'a dayandığını anlamak kolaydır, ancak 12 daha az açıktır. Bir insan elinin her biri üç parçalı dört parmağı olduğunu anladığımızda, 12'nin önemi ortaya çıkıyor. #number #60
LÖGNEN OM "ARABISKA SIFFROR" ÄR AVSLÖJAD
- I själva verket är dem från de första jorbruksfolken kassiterna och sumer och senare via Sumer har de förts till Indien. Från Indien togs dem hem till arabiska penisulan av arabiska handelsmän som bedrev fjärrhandel.
Siffror och räkenskap uppfanns av jordbruksfolken för att kunna plöja jorden och odla i rätt årstid.
Araberna är ju handelsmän och handelsmän bedriver handel med färdiga produkter och ALDRIG PRODUCERAR. Beviset finns ju i historien; de har inte producerat något och även idag framför ögonen; i inget arabisk land idag produceras någonting, inte ens en blyertspenna. Det är ett gigantiskt konsumtionssamhälle. Viktigt i sammanhanget är att veta att man aldrig heller producerat i historien. De geografiska ogynsamma förhållandena utgör huvudorsaken till detta som idag har blivit ett övergripande kulturmönster i de arabiska länderna.
Hur kan då araber uppfinna siffror? Båda siffror och alfabet producerades av de första jordbruksfolken med anledning av det stora och livsviktiga behovet av att behöva beräkna månaderna och årstiden för att kunna plöja och så i rätt tid.
For about 40 year ago a linguist group scientists started a scientific research work in The University of Auckland in New Zealand about THE ORIGIN OF THE INDO-EUROPEAN LANGUAGE
But they could't go ahead more than they came with a hypothesis that "Indo-European languages expanded with the spread of agriculture from Anatolia around 8,000–9,500 years ago".
Unfortunately, however, they could not prove HOW THE INDOEURUPEAN LANGUAGES CAME UP, BECAUSE THEY COULDN'T Kurdish AND THEY HAD NO Kurdish Linguist in the Group.
A Kurdish linguist who studied ancient Greek, has come down to the roots of the Indo-European language and shown under what conditions, how and when it came up.
Soon you will see
Bundan 40 yıl kadar önce bir dilbilimci grup bilim insanı, Yeni Zelanda'daki Auckland Üniversitesi'nde, HİND-AVRUPA DİLİNİN ORİJİNİ hakkında bilimsel bir araştırma çalışması başlattı.
Ancak “Hint-Avrupa dillerinin, Anadolu'dan tarımın 8.000-9.500 yıl önce yayılmasıyla genişlediğine” dair bir hipotezle gelmekten daha ileriye gidemediler.
Maalesef onlar, bu dillerinin nasıl kurulduğunu, Kürtçe bılmedıklerınden ve grupta bir Kürt dilbilimcisi bulunmadığından dolayı ispatlayamadılar..
Eski Yunanca okuyan bir Kürt dilbilimci, Kürdçe'nin ve dolayısyla da Hint-Avrupa dilinin köklerine inmiş ve hangi koşullar altında, nasıl ve ne zaman ortaya çıktığını göstermiştir.
Yakında daha geniş bir şekilde göreceksiniz
Resimde gördüğünüz çadırın adı Moğolca ve Türkçe YURT'dur. Step kültürünün ürünüdür. Göçebe kültürünün evidir. Bugün burda yarın ise hayvanlarla taşınarak başka bir yerde kurulur. Yeri sabit ve belirli değildir. "Yurt" vatan değildir. Çadırdır. Yani geçici bir yerde kurulur. Bugün burda, yarın başka yerdedir. Geçicidir. Bu yüzden de bugün bir öğrencinin geçici olarak kaldığı yere ÖĞRENCİ YURDU denir. Komşu çadırlar YURTTAŞ'tır. Bunlar da değişir. Bugün başkaları, yarın başkalarıdır. *** Türkçe VATAN kelimesi yoktur. *** VATAN Arapçadır. Türkçede -V- sesi yoktur. Türkçede -V- ile başlayan bir kelime de yoktur. VATAN-MİLLET-SAKARYA kelimelerinin üçü de yabancı dillerden alınmıştır. MİLLET Arapça, Sakarya Yunanaca'dır. |
Wan'ın güneyindki Tişin yaylasında mevcut kaya resimlerinde keçi avlama çizimlerinden
Paleolitik (eski taş) devri dönemine ait olup MÖ 1800-1200 yıl öncesine aittir.
Ali Karduxos at a press conference in another context
Obsidyen taşının siyah, kahverengi ve kemik renginde olanları var. .İçerdiği yabancı madde bakımından da kalitesi belirleniyor. İlk kez maden yerine kullanılan taştır. Bakırı Kürdistan'da İÖ 5000'de bulmuşlar. Bakırla kalay karışımından da tunç silahlar yapılmış. Tunç daha sert ve dayanıklıdır. Tunç Çağı da İÖ 3000. Bununla silah ve tarım aletleri yapılmış. Google'de KADEŞ SAVAŞINA bakın. Bu savaş ağırlıklı tunç silahlarla yapılmış. İÖ 1200'de demir bulunmuş.. Yunanistan'a 1150 de gelmiş. Dorlar denen bir kavim getirmiş. DORLAR ellerinde mızrak olan ve mızraklarının ucunda ise artık ne bakır ne tunç olan bir kavimmiş. Artık mızraklarının ucunda DEMİR VARMIŞ. Dor kelimesi kürdçe'mizdeki DAR ila aynı köktendir, dar ve darık kürdçe'mizde "ağaç parçası". yani mızrak. Mızrak madenler bulunmadan önce bir ucu sivriltilmiş ve uzun bir ağaç parçasıydı.
Obsidyen taşı. Çok sert bir taş. Türkçe cam taşı da denir. Aslında volkan taşıdır. ÇÜNKÜ KIRILDIĞINDA, BİR CAM PARÇASI GİBİ KESKİN BİR UÇ VERİR. İlkel atalarımız BU UÇLARI kesmek, et koparmak için kullanmışlar. Silah, yani sapsız el balataları olarak kullanmışlar. Bunları sonradan oklarını ucuna takmışlar. Mızrakların ucuna takmışlar. Atalarımızın yaptığı ve kullandıkları ilk keskin bıçaktır. Buna ağaçtan bir sap takılınca, bugünkü bıçağın ilk biçimi, en ilkel bıçağı yapılmış. Maden bulunana kadar ki döneme gelinceye kadar bu taş atalarımızın elinde , bıçak, kılıç, çakı, hatta tüfek yerine kullanılan aletti. Çünkü oklarin ucuna takılıyordu. HZ. İSA'DAN ÖNCE 5000 yıllarında bölgemizde -Kürdistan'da- ilk kez bakır madeni eritildi. Yavaş yavaş kesici delici aletler bakırdan yapılmaya başlandı. Obsidyen taşı Bingöl'de vardır. İlk ticaret de bu taşın ticaretidir. Yani bugünkü bıçak, çakı ve tüfek ticaretinin karşılığı idi. Bakır Kürdistan'da bu kadar erken eritildi. AMA BAŞKA YERLERDE DAHA GEÇ ERİTİLDİ VEYA ÖĞRENİLDİ. Mesela diğer yerlerde 3000 civarındadır. Sonuçta bakır madeni Kürdistan'da günümüzden 7000 yıl önce eritildi. Ama mesela bugünkü Yunanistan'da, İtalya'da günümüzden 5000 yıl öncedir. Yukarıda yazdıklarım tüm üniversitelerde Arkeoloji derslerinde verilen temel bilgilerdir. Kurdistan'daki cam taşları "kemik" rengindedir. Bu yüzden de kemiğe hesti, bu taşa da "heste" denir. Harmanda gemlerin altına dizilen küçük keskin taş parçacıkları da yine hestedir. Burada amaç buğday sağlarını öğutüp taneleri kökten ayırmak ve sapları da hayvanların yiyebilececeği saman yapmaktır. Kürdistan'da en az 100 bin yıl öncesine kadar giden hesteden (cam taşı) yapılmış sapsız "el balataları" vardır. Şanidar Mağarası'ndaki bulunan, günümüzden 37 bin sene önce kullanılmış, kesici ve mızrak uçları da yine hesteden yapılmıştır. Birbirine vurunca kıvılcım saçtıkları için de kutsaldır. Bu yüzden de bugün ateş yakmak için kullandığımız çakmağa da Kürdce'de "heste" denir.
"-HOCAM NİŞANYAN HAKKINDA YAZIP ONA DEĞER VERME, DEĞMEZ!".. *** Bu benim söylediğim bir şey değil, Türk arkeologlarının da Yunan arkeologlarının da vurguladığı bir sonuçtur. --------- Nişanyan Sözlüğü, Kürdçe denen bir dil gerçekten olmasaydı Türkiye standartlarına göre iyi bir ETİMOLOJİ kitabıydı.. ******* Nişanyan'ın Kürd diline ve tarihine yaklaşımı ileride KÜRD KÜLTÜRÜNÜ YAĞMALAMA STRATEJİSİ İLE BELİRLENMİŞTİR.
|