WAN
VIANI
&
Kurdish Lake Wan
Newroz 2024 Wan Kurdistan
Asırlar öncesinde bir yarımada parçası olan Çarpanak Adası, Van Gölü suyunun 1990-1995 yılları arasında yükselmesiyle ada haline geldi. Çarpanak Adası ile ana kaya arasındaki 800 metrelik antik yol ise Van Gölü’nün yükselmesiyle sular altında kalmıştı. Ancak küresel iklim değişikliği ve buharlaşma, göldeki su seviyesinin yeniden düşmesine neden oldu, 26.05.2022
Tetwan
Tetwan
Girîdax û beşek ji gola Wanê
Gewaş
Tetwan
Tetwan
HUGE UNDERWATER CASTLE WITH ANCIENT ‘FAIRY CHIMNEYS’ DISCOVERED AT THE BOTTOM OF LAKE WAN
Van Gölü, Nemrut volkanik dağının patlaması sonucu oluşan ve sodalı suyuyla dikkat çeken 3 bin 713 kilometrekarelik alanıyla tıpkı bir deniz gibi uzanan uçsuz bucaksız sularının altında pek çok sır saklıyor. Kimilerine göre gölün mavi sularının altında kayıp uygarlıklar yatıyor, kimilerine göreyse devasa bir Van Gölü canavarı yaşıyor. Kıyılarında M.Ö 10 ve 8’inci yüzyıllar arasında Urartu Krallığı’nın başkentinin kurulduğu Van Gölü, 1990 yılından beri arkeolojik sit alanı statüsünde. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’yle birlikte çalışan dalış ekibi yaklaşık 10 yıldır Van Gölü’nün kalbindeki sırları açığa çıkarmak için su altı çalışmaları yürütüyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi ve Van Gölü Su Altı Araştırmaları Derneği (VANSAD) Başkanı Mustafa Akkuş ve dalış ekibinde profesyonel dalgıçlık yapan Cumali Birol, Van Gölü’nde yapılan keşifleri Aydınlık’a anlattı.
Van Gölü sahiline yaklaşık 1 buçuk kilometre uzaklıkta bulunan Adilcevaz’ın Esenkıyı bölgesinde dalış yapan Cumali Birol, yaptıkları son keşiflerde, gölün altında yaşam belirtilerinin olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Birol, Van Gölü’nde yaptıkları yeni keşfi şöyle anlattı: “Van Gölü havzasında keşiflerimize bir yenisini daha ekledik. Adilcevaz sınırları içerisinde Esenkıyı açıklarında, 300 metre uzaklıkta bir yapı keşfettik. Bir yığma taş misali denizin ortasına sanki gemilerle taş getirilmiş. Çünkü o bölgede olmayan taşlara rastladık. Bir de yapıya rastladık. Yapı biraz çökmüş temelleri duruyor. Yaklaşık 170 metrekare civarında. Van Gölü gizemini korumakta. Yeni keşiflere, yeni bulacağımız alanlara dalış yapıyoruz.”
30 HANELİ BİR YAPI
Uluslararası alanda dalgıçlık yapan Cumali Birol, su altında keşfedilen yerleşim yeri hakkında detaylı bilgiler paylaştı: “Suyun altında yaklaşık 10-15 metre derinlikte bir yerleşim biriminin kalıntılarını bulduk. Yaklaşık iki kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. 30 haneli bir yerleşim birimi ve içerisinde mabetler, ibadethaneler bulunuyor. Van Gölü 600 bin yıllık geçmişe sahip. Bu süreç içerisinde göl, şimdiki seviyesinden yüzlerce metre aşağıya düşmüş, kimi zaman yüzlerce metre yukarıya çıkmış. Bu bize gösteriyor ki Van Gölü bundan binlerce yıl önce şu andaki bulunduğumuz yani kıyıdan 1 buçuk kilometre açıktaki seviyedeymiş ve insanlar burada yaşamlarını sürdürmüşler. Suyun altında yürüme yolları evler yapmışlar. Banklara benzeyen yapılara da rastladık. Henüz kesin bir şeyler söylemek doğru olmaz ama tahminimizce bu yerleşim birimi bir mahalle olabilir. Biz keşfediyoruz ve sahip olduğumuz bilgilerle tahmin ediyoruz. Bölgeye su altı arkeologlarının gelmesi ve detaylı bir araştırma yapması gerekiyor.”
ÜÇ DEVRİ GÖRMÜŞ BATIK RUS GEMİSİ
Dr. Mustafa Akkuş, VANSAD’ın Van Gölü’nde yaptığı çalışmalar neticesinde ‘Akdamar Şilebi’ isimli batık Rus gemisine ulaştıklarını söyledi. Batık Rus gemisinin, 1915’li yıllarda yapılmasına rağmen bozulmadan günümüze kadar gelmeyi başardığını vurgulayan Akkuş, “Akdamar Şilebi adlı Ruslara ait batık gemi; Ruslar, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere üç devri görmüş, o dönemde yaşanan olaylara şahitlik yapmış bir gemidir. Bulduğumuz geminin bir Rus gemisi olduğu ve 1958 yılında yakalandığı bir fırtınada battığı tahmin ediliyor. Bu batık, Van Gölü’nde yüz yılı aşkın bir süredir saklı kalan batıklardan birinin ilk kez keşifedilmesi anlamında büyük önem taşıyor. Çünkü bölgenin yakın yüz yılı üzerinde araştırmalar yapan Justin McCarthy son kitabında 1900’lü yıllarda Van Göl’ünde çalışan yüzü aşkın gemiden bahsetmektedir. Bu nedenle bizler Van Gölü’nde yeri bilinmeyen ve gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen birçok batık olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
URARTULARA AİT KALE İLK GÜNKÜ GİBİ DURUYOR
Dr. Mustafa Akkuş, Urartular dönemine ait 3 bin yıllık kalenin keşfini ve önemini de şu sözlerle dile getirdi: “Ruslara ait batık gemisinden sonraki keşfimiz, Urartulara ait 3 bin yıllık kaleydi. Su altında bu kaleye rastlamamız mucizevi bir olay. Bu kalenin tarihi hakkında arkeologlar araştırma yapıyor. Kaledeki surun taş yapısı daha çok Urartular döneminde kullanılan kesme taşlardır. Bu nedenle bu kalenin bir Urartu kalesi olması olasılığı daha ağır basıyor. Burada bulunan kalenin surları çok geniş bir alanı kaplıyor. Van Gölü’nün suyu sodalı olduğundan kalenin yapılarında bir bozulma söz konusu değil. Bu nedenle kale yıllardır suyun altında tahrip olmadan ilk günkü özelliklerini koruyor. Gölün derinliklerine indikçe bir anlamda tarihe bir yolculuk yapmış oluyoruz.”
EN BÜYÜKLERİ VAN GÖLÜ’NDE
Van Gölü’nde keşfedilenlerden biri de Gevaş, Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz ilçe sınırları içinde su altı peribacaları (mikrobiyalit ) alanları. Van Gölü’nde keşfedilen su altı peribacaları dünyanın en büyük mikrobiyalitleri olma özelliğini taşıyor. Dünyada bilinen mikrobiyalitlerin boyu genelde iki-üç metre civarında iken, Van Gölü’ndeki su altı peribacaları 20 metre boyunda.
‘GÖLÜN KORUYUCU GÖREVİNİ BİZ ÜSTLENMELİYİZ’
Dr. Mustafa Akkuş, tespit edilen yapıların bölge ekonomisine önemli katkı sağlayacağını belirterek şöyle konuştu: “Buradaki bu yapıların korunması gerekmektedir. Çünkü ülkemizdeki tarihi kalelerin çoğu tahrip edilmiş durumda. Van Gölü, suyun altında kalan kaleyi koruyuculuk görevi üstlenerek bu zamana kadar saklamış. Bize de bu noktada büyük sorumluluk düşüyor. Öncelikle bu tarihi zenginliği korumamız ve burayı dalış turizmine açmamız gerekiyor. Eğer burada gerekli altyapı hazırlıkları oluşturulursa inanıyoruz ki buraya binlerce insan gelecek ve Van Gölü’nün altındaki gizemli yapıları görmek, bu gizemli yapılara dalmak isteyecektir. Van Gölü etrafında onlarca dalış okulu açılacak ve bu nedenle binlerce insan dalış yapmak için buralara gelerek bu güzellikleri yerinde görebileceklerdir. İşte bu güzellikler bölgede bir ekoturizm sektörünün doğmasını sağlayacaktır. Bu da bölgede ekonomik açıdan bir canlılığı beraberinde getirecektir.”
Müjde Oktay
Beautiful Church Akh Tamara on The Kurdish Lake Wan
Ekspresa Gola Wanê
Van İpekyolu ilçesi Erçek gölü, 453 kuş türüne ev sahipliği yapıyor
Tetwan
Miks (Bahçesaray)
Keleha Wanê, Roşan Lezgîn
Keleha Wanê, Roşan Lezgîn
Sûlava Begir, Wan
Artemêt Behra Wanê
Tetwan
Tetwan
Quntara Çiyayê Nemrûd
Çatak, Wan
Çıldır Gölü Ardahan
Tetwan
Tetwan
Gewaş
Wan-Elbak (Başkale)
Wan-Elbak (Başkale)
Van Kalesi; Zidi Beg adında bir Kürd hükümdar tarafından yönetilmektedir. Bu güçlü asil ve namlı Kürd hükümdar hem bu güzel kaleye hem de civar dağlardaki kalelere hükmettiği için çok gururludur.
Bu Zidi Beg kendi adına altın, gümüş ve bakırdan olmak üzere para da bastırmakta.
Kalenin altında ise büyük bir şehir var. Bu şehrin nüfusunun büyük çoğunluğu Ermenilerden oluşmakta.
Ancak kale içinde yaşayanların hepsi Kürdler.
Burası denizden bir kaç mil uzaklıkda yer almakta. Bolca yiyecek içecek ve erzağa sahip bir yer burası.
Zidi Beg bir çok erkek çocuğa sahip ve oğullarıyla birlikte bölgedeki bir çok kaleyi yönetmekteler.
Daha da önce de dediğim gibi bu hükümdar sahip olduğu güç ve konum itibariyle hem gururlu hem de bir o kadar da kibirliydi.
Öyle ki Şah İsmail’e kafa tutan biriydi..
Kaynak: The Travels of a merchant in Persia. C. Grey, 1873
Famous Wan Cat with two different eye colors
Famous Wan Cat with two different eye colors
Taştiya Wanê
American Hospital at Wan, 1910
Van Valisi Cevdet Paşa’nın emriyle tarihi yapılar top ateşiyle dövüldü.
Kale altında herhangi bir çatışma yaşanmamasına rağmen top ateşiyle tarihi şehrin tamamı yıkılmıştır.
Fotoğrafta Aynı gün top ateşiyle yıkılan Van Amerikan Hastanesini görmektesiniz.
20 Nisan 1915
Tetwaan c1880
1940
Wan castle, c1900
c1800
c1800
Kelaha Wanê
Van Kalesi; Zidi Beg adında bir Kürd hükümdar tarafından yönetilmektedir. Bu güçlü asil ve namlı Kürd hükümdar hem bu güzel kaleye hem de civar dağlardaki kalelere hükm ettiği için çok gururludur.
Kürd Kalesi Hoşab, Mahmudiye" ibaresi ile 1869 yılına ait bir gravür...
"Kürdistan ve Fars ülkesine seyahat'' kitabından
Van Gravürü 1857
Felix Thomas
Van Kalesi ve Tarihi Şehir (Gravür) 1890
Tuşpa adıyla uzun süre Urartu Devleti'nin başkentliğini yapan kale, Urartu kralı I. Sarduri tarafından M.Ö. 840-825 tarihleri arasında kurulmuştur.
Urartu (Xaldiler) kürdlerin atalarıdır.
Gewaş, ('Kaznak') Wan
Keleha WANê
Keleha WANê
NEOLİTİK DÖNEMDEN BERİ OLUŞMUŞ VE HALA VAN BÖLGESİNDE YAŞAYAN KÜRD AŞİRETLERİ
Artêşa Rûs li ser Gola Wanê 1915
Hoşap Mahmudiye Kürd Kalesi, 1904
Mahmudi Kürd Beylerın Kalesi.
Kürderin önemli kalelerinden biridir.
Fikra îslamê nehiştiye ku kurd kevirek li ser kevirekî dahênin, cilekî paqij li ber xwe kin. Ca hela li perîşaniya vê dîmenê, dîmena bajarê Wan'ê binerin!
Kanê ew ilm û îrfana û îhtîşam û hunera bilind ku li tarîxa berê li Kurdistan'ê hebû? Piştî ku îslam hat Kurdistan'ê dest û lingê kurda şikiya û kurd bi saxî ketin gorê!
Hemî ilm û îrfan û hunerên kurda ereb birin ji xwe re û welatê xwe pê avadan kirin.
Piştî îslamê kurd ji mejiyê xwe ve bûn kole, koleyê ereb û îslamê.
Loma kurd ketin û loma kurd hîna jî ketî ne. Ji ber saltanata îslamê ..
Orgeneral Muğlalı Olayı 33 Kurşun / İsmail Beşikçi
28 Temmuz 1943
Wan Özalp Geliye Sefo'daki 33 kurşun olayı
33 Kürd'ün Katledilmesi..
Wan'ın Özalp ilçesinde, 33 kişinin hayvan kaçakçılığı iddiasıyla 3.ordu komutanı orgeneral Mustafa Muğlalı'nın emri ile yargısız
olarak kurşuna dizilmesi, 32 masum sivil kürdün alçakça katledilmesi ve bir kişinin de kaçması katliamıdır.
33 kişi gece yarısı evlerinden alınır, karakola götürülür, oradan da İran sınırında Seyfo deresine götürülüp, yargısız, sualsiz kurşuna dizilerek katledilir.
İşgalci-islamcı türk ordusu mazlum, savunmasız, sivil kürd halkı'na benzeri yüzlerce ve hatta binlerce katliamla soykırım provaları uygulamaktadır. Güdülen amaç şudur: kürdlerin tapulu malı olan Kürdistan'ı kürdleri yok ederek veya nüfuslarını asgari düzeye indirerek Kürdistan'a sahip olmaktır. Böyle bir ham hayalin gerçekleşmesi asla mümkün değildir. İşgalci türkler Kürdistan'da vatansızdır ve ebediyen de vatansız kalacaklardır.
“Mustafa Muğlalı tarafından verilen emirle, sivil köylülerin elleri ve gözleri bağlanmıştır. Makinalı tüfeklerle üzerlerine ateş açılmıştır.”
21 Mayıs 1951 tarih ve 5/10-1912- 6/1637 sayılı T.C. Başbakanlık Raporu
33 Kurşun Katliamı,
Wan'ın Özalp ilçesinde, 33 kişinin hayvan kaçakçılığı iddiası ve 3. Ordu komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın emriyle yargısız olarak kurşuna dizilmişlerdir.
"Vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım
Kanlı, upuzun...
Vurulmuşum
Düşüm, gecelerden kara
Bir hayra yoranım çıkmaz
Canım alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara..."
Ahmed Arif, 33 Kurşun
KÜRDLER YERİNDEN YURDUNDAN ÇIKARILIP
KÜRDLERİN YERİNE YURDUNA TÜRKLER YERLEŞTİRİLİYOR
Tolstoy & Aleksandra Tolstoy
Van'ın Rus ordusu tarafından 1915 baharında işgal edilmesinden altı hafta sonra, ünlü Rus yazar Tolstoy'un kızı Aleksandra'nın da Van'a geldiğini biliyor muydunuz?
Aleksandra Tolstoy o zaman bir vakfın başındadır ve yaralı & yardıma muhtaç siviller için Van'a geliyor.
Yetiştirebilirsem detaylarını yeni kitap çalışmama ekleyeceğim. Baran Zeydanlıoğlu
Painted on a historical wall in Wan in northern Kurdistan that has been found belonging to the Kurdish kingdom of Urartu-Tushpa
Kela Xosave li axa Payizava ya Wane li gunde Xosave ye.1910
Beriya ku dagîrkerên tirk ên wêranker keleha wê xerab bikin, bajarê Wanê, 1880
(İşgalci islamo-faşist türkler kalesini yıkmadan önce Wan, 1880)
Kurds Van Irvin Wiles 1895
Wan; 1837 de yazilan bir romandaki gravürler
Wan; 1837 de yazilan bir romandaki gravürler
Wan; 1837 de yazilan bir romandaki gravürler
Wan; 1837 de yazilan bir romandaki gravürler
Wan; 1837 de yazilan bir romandaki gravürler
Burası Kürdistan'dır.
Güneşin oğlu Hacı Tunc vs İşgalci devşirmelerin dölü Mustafa Sarıgül
Mezopotamya ve Kafkasya Kürdistan'ı
WAN - TARİHİ KÜRD ŞEHRİ
1881
Fotoğraf makinasının daha yeni icat (1840) edilmiş olduğu tarihin fotoğraf makinasından çıkmış olan ilk foroğraflarından
Kürd kalelerine bakın - ne azametliydi o zaman! İşgalci-islamo-faşist türkler hepsini yıktı. Sonra bazılarını tamir adı altında
azametini tamamen harap etti. İşgalci türkler kürdlerin tarihinin tamamen yok olmasını isterler ki Kürdistan'ı kendilerine vatan etinsinler.
Toplayıcı, acı olarak hep göçük yaşamış istilacı türklerin bir vatanı yoktur, türkçe'de vatan kelimesi bile yoktur. Yurt çadır demektir..
Kurdên Wanê 1853
1817
Qela-y Wan 1902
TUŞBA (VAN) İLİNE BAĞLI İLÇELER:
Muks: Bahçesaray
Elbax: Başkale
Ebex: Çaldıran
Şax: Çatak
Artemetan: Edremit
Erdîş: Erciş
Westan: Gevaş
Xawa Sor: Gürpınar
Bêgirî: Muradiye
Taşrumî: Özalp
Mahmudîye: Saray
1800’ler, ”Kürd Kalesi Hoşap, Mahmudiye” ibareli gravür.
Kale, Mahmudi Kürd Beylerinin yönetim merkeziydi.
Örneğin Çin seddinden sonra dünyanın ikinci büyük kalesi Diyarbekir Kalesini MÖ 3000 yılında kürdlerin ataları huriler kurdu
Kürd Kalesi. NOKTA. Burada biraz durun ve düşünün. NEDEN kürd kalesi? Hani kürdler göçebeydiler deniyordu? İşte kürdlerlin tarihi konusunda en büyük yanlış ve YALAN buradadır. Kürdler göçebe bir kavim değil, bilakis tarihin başlangıcından beri YERLEŞİK bir kavimdir. İlk ekin ekme sanatını öğrenip uygulayan kürdlerin taş devrinin son aşamasındaki ataları, besin üretmekle birlikte yeni bazı sorunlar yaşamaya başladı. Bu sorunların başında ürettikleri ziraat ürünleri ve hayvansal besin ürünlerinin fazlasını (Production Surplus) kürdlerin atalarının komşuları olan ve ülkelerinin coğrafik yapısının kısırlığından dolayı asla üretmemiş ve asla üretmeyen, sadece toplama, avlama ve yağmalama ile geçimlerini sağlayan kürdlerin komşuları olan tam göçebe kavimler; araplar, asurlar farslar ve sonradan da türkler'den korunma ve muhafaza etme sorunu. İşte tarihi Kürdistan'da tam bunun için kaleler inşa edilmeye başlandı. Kürdlerin ataları Kürdistan'ın dörtbir yanında kaleler inşa etmeye başladılar. Kürdlerin ataları bu yağmacı komşularının istilalarına uğradıktan sonra bu kürd şehirleri ele geçirilince, kale ve köprü duvar ve kapılarının üzerindeki kürdlere ait kitabeler sökülüp yerine asurca, arapça ve hatta türkçe yazılar yerleştirildi. Kürd atalarına sürekli saldıran bu amansız istilacı kavimler aynı zamanda da köleci idi. Bunun için tarihçiler örneğin asurluları 'köleci asurlular' olarak tabir eder. Siz hiç köleci kürdler diye bir tabir duymuşmusunuz? Yoktur böyle bir şey çünkü kürdler tarım ve hayvancılıkla uğraşarak hep üretmiş ve sürekli medeniyet inşa etmiş bir kavimdir. Ta ki islam orduları Kürdistan'ın sınırlarına dayanana kadar. İstilacı arap orduları Kürdistan'ı ele geçirdikten sonra, bu adı geçen kavim ve kavimler kürdlerin mesleklerini edinerek üretici oldular, herşeyi ellerinden alınıan kürdlerin bir kısmı da yol kesen haydutluk yapmaya başladı.
|