1925 Diyarbakır - Elazığ Yargılamaları
ŞARK İSTİKLAL MAHKEMELERİ KARARLARI

Mahmut Akyürekli

Home  |  Destpêk  |  Ana Sayfa

 

 

Kitap Weşanên Nûbihar tarafından yayımlanmıştır

 

 

Bi Navê Xudayê Dilovan û Mihrîban

Şehîdê Kurdistanê şeref û şanaziya milletê kurd û Kurdistanê ne.

Şeyx Seîd Efendî û hevalên cenabê wî sembol a serblindî û serfiraziya milletê me ne. Piraniya milletê kurd, nav û hejmara şehidên 1925a nizanin. Nuha birêz Mahmûd Akyureklî dosya ”Şark istiklal mukemesi” weki kitêb belavkiriye. Wek her kurdê welatperwer gelek spasiya cenabê hêja Mahmûd Akyurekli dikim.

Em peyvist dibinin ku navê hemî şehidên 1925a di gel hev bihên nivîsîn.

Ji ber vê yekê me ev lîste li ser Înternet'ê jî amade kir.

Şeref û serbilindî bo Şeyx Seîd Efendî û hevalên wî û bo hemî şehîdên Kurdistanê ye!


Dr Ferhad

 


 

1925 KIYAM HAREKETİ SONRASINDA
İŞGALCİ TÜRK DEVLETİ TARAFINDAN
ŞEYH SAİD EFENDİYLE BİRLİKTE İDAM EDİLENLERİN
SAYISI 47 DEĞİL, 128'DİR


-- Bu gerçek ne yazık ki ancak 100 sene sonra öğrenilebildi! Ama mezar yerleri hala bilinmiyor!

 

Bugün, 28 Haziran 2025, Şeyh Said Efendi Kıyam Hareketi ve Direnişi'nin 100. yıldönümüdür. Şeyh Said Efendi önderliğindeki 1925 kıyam hareketi sonrasında işgalci türk devleti tarafından Şeyh Said Efendi'yle birlikte 1925 yılı içinde idam edilen özgürlük direnişçilerinin sayısı 128 kişidir, 47 değil. Şeyh Said Efendi ve silah arkadaşları, Kürd Milleti'nin onuru ve özgürlük yolundaki kararlılığının abideleşmiş isimleridir. Ne yazık ki, 1925 direnişinde hayatını feda eden bu yiğitlerin isimleri ve sayıları bugün halkımız tarafından hala tam olarak bilinmemektedir. Ancak değerli araştırmacı ve yazar Mahmud Akyürekli'in hazırladığı 1925 Diyarbakır - Elazığ Yargılamaları - Gerekçe ve Hükümleriyle ŞARK İSTİKLAL MAHKEMELERİ KARARLARI başlıklı çalışmasının kitaplaşması, bu tarihî bilinç eksikliğini gidermek adına çok kıymetli bir adımdır. Şeyh Said Efendi’nin Kıyam Hareketi sonrasında onunla birlikte idam edilenlerin sayısı uzun süre 47 kişi olarak bilinmekteydi, oysa gerçekte bu sayı en az 128’dir. Aşağıda, bu kıyam direnişinde işgalci türk devleti tarafından idam edilen muhterem şehitlerimizin, 'Şark İstiklal Mahkemesi' adı verilen sözde ve sahte mahkemenin dosyasında yer alan isimleri bulunmaktadır. Ne yazık ki, şehitlerimizin isimleri listelerde çoğunlukla türkleştirilmiş ya da araplaştırılmış bir biçimde geçmektedir. Aynı şekilde, şehirlerimizin, nahiyelerimizin ve köylerimizin adı da türkçeleştirilmiş ya da araplaştırılmış bir şekilde verilmektedir. Yazdıkları bütün tutanaklarda kürdlerle ilgili herşeyi ya türkleştirerek yada araplaştırarak kayda almışlardır. Amaçları başından beri açık ve bellidir: kürd ve Kürdistan ile ilgili herşeyi tamamıyla inkar ve yok etmektir. İdamlar 1925 sonrası tüm hızıyla devam etmektedir sonra.

Bu listede, Şeyh Said Efendi Kıyamı’na katıldıkları gerekçesiyle idam edilenlerin isimleri, dönemin işgalci sözde-sahte türk Mahkemeleri tarafından kayda geçirilen şekliyle aktarılmaktadır. Mahkemelerin verdiği kararlar ve infaz tarihleri, kitapta verildiği gibi arşiv belgeleri ve dönemin sözde resmi kayıtlarına dayanmaktadır.

Bu yargılamaların hukuki dayanağı olarak gösterilen 1925 tarihli Şark İstiklal Mahkemesi Kararnamesi halk arasında "Kanun" olarak yad edilmekteydi. Ama aslında başlı başına bir hukuk dışı uygulamaydı. Bu kararnameyle bölgedeki tüm olağan hukuk kuralları askıya alınmış, mahkemeler doğrudan Ankara rejiminin talimatıyla çalışmış ve doğrudan göstermelik bir yargı show'u yapılarak, "yargısız infaz" kararları alınmıştır. Kararnamenin amacı, kürd halkının meşru taleplerini bastırmak, korku salmak ve özellikle kürd ileri gelenlerini hedef alarak ulusal hafızayı ve direniş damarını yok etmekti. Bugün hala ''Kanun'' çerçevesinde verilen bu cezalar birer hukuk cinayeti olarak tarihteki yerini korumaktadır.

İdamların devam ettiği 1926 ve 1927 yıllarında binlerce kürd idam edilmiştir. İşgalci İslamo-faşist türk ordusu, Kuzey Kürdistan'ın Dersim’den Nisebin’e, Erzurum’dan Kamışlı’ya kadar tüm köy ve şehirlerde kürd yok etme terörü estirmiştir. Ancak kürd direnişi bitmemiş; 1960’lara kadar Kuzey Kürdistan dağlarında direnişler sürmüştür. Şeyh Said Efendi Kıyam Hareketi'nin prematür (erken doğum) edilip bastırılmasının ardından teslim olmayıp mücadeleyi sürdüren, Xarpêt-Mazra-Elazîz-Palu bölgesinin komutanlığını yürüten General Yadin Paşa (Yado Ağa, ve ya kürd prens Kamuran Bedirhan'ın kitaplaştırdığı adla: Kürdistan Kartalı) Şeyh Said Kıyam Hareketi'nin direniş bölgesinin merkezi ve şeytan üçgeni olarak da anılan Palu, Darehêni, Hêni bölgesinde işgalci türk ordusuna ağır kayıplar verdirdi. Kıyamın bastırılmasının ardından, komutasındaki büyük bir kürd silahlı kuvvetiyle Çolig (Bingöl) ve çevresindeki Kürdistan dağlarında, işgalci katil islamo-faşist türk ordusuna karşı yıllarca direndi. Bu direniş yine Farqinli Şeyh Fexrî Bukarkî'nin devam ettirdiği en uzun soluklu bir direniştir. Şeyh Fexrî Bukarkî, Kürdistan'ın bu dağlarında uzun yıllar süren bir direniş gerçekleştirdi. On yıllar boyunca süren bu mücadele özellikle Farqin bölgesinde yoğunlaşmış, hem moral hem de stratejik olarak direnişin simgesi haline gelmiştir. Bukarkî'nin ve General Yadin Paşa'nın liderliğindeki kürd silahlı kuvvetleri, mevziler kurarak kürd halkını savunmayı sürdürmüş, birçok çatışmada işgalci türk ordusuna beklenmedik kayıplar verdirmiştir. Bu ısrarlı ve kararlı mücadele, kürd direniş hareketlerinin unutulmaz bir parçası olarak hafızalarda yerini almıştır.

1925 Kürd Kıyam Hareketi sonrasında gerçekleştirilen askeri operasyonlar, işgalci islamo-faşist Türkiye ''Cumhuriyeti''nin kürd halkına karşı başlattığı en kanlı harekatlardır. Bu süreçte özellikle Çolig (Bingöl)ElazizBitlisMeletiErzurumErzincanDiyarbekir’in Farqin (Silîvan), Lice (*)Palu, Darehêni, Hêni ilçeleri, NisêbînMêrdîn ve Muş'un bütün ovası gibi kürd yerleşim bölgeleri yoğun bir baskı, yargısız infaz ve kitlesel bir kıyım dalgasıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu döneme kürd halkı arasında “Sala Şewatê” yani “Yangın Yılı” denilmesi, hem fiziksel tahribatın hem de yaşanan büyük insanlık dramının bir göstergesidir. Gerçek anlamda, bu dönem, İslamo-Kemalist rejimin "türkleştirme" politikalarının fiili soykırım düzeyine ulaşmasının simgesi olarak anılmaktadır. İşgalci islamo-faşist katil türk ordusu'nun yaptığı bu büyük soykırım provalarıyla, kürd şehirlerinde tam bir vahşet uygulanmıştır.

1925 Şeyh Said Kıyamı Sürecinde Unutulan Bir Felaket: Peçar Katliamı

1925 yılında vuku bulan Şeyh Said Efendi Kıyam Hareketi ve Direnişi, işgalci türklük cumhuriyeti tarihinin ilk büyük kürd ayaklanması ve direnişidir. Bu hareket, sadece siyasi ve askeri sonuçlarıyla değil, aynı zamanda bastırılması sürecinde sivillere yönelik uygulanan şiddetle de dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, resmî tarih yazımında çoğunlukla görmezden gelinen önemli olaylardan biri; Çolig'ın Çapaxçûr (günümüzde Genç) ilçesi yakınlarında bulunan Pêçar köyünde yaşanan bu katliamdır (1932). “Peçar Katliamı” olarak anılan bu olay, Şeyh Said Efendi’nin öncülüğünde gelişen kıyam hareketinin bastırılmasına yönelik geniş çaplı askeri harekatın bir parçası olarak, doğrudan doğruya sivil halkı hedef alan canice bir cezalandırma örneğidir.

Peçar köyü, direnişe fiilen katılmamış olmasına rağmen, kıyama yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla devlet güçlerinin hedefi haline gelmiştir. Bölgeye sevk edilen yüzlerce askerî birlikler, köyde yaşayan sivillerin büyük kısmını infaz etmiş; köy evleri yakılmış ve hayatta kalanlar göçe zorlanmıştır. Tanıklıklara göre, öldürülenlerin büyük bir bölümü kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşmaktaydı. Bazı aktarımlarda insanların toplu şekilde samanlıklarda yakıldığı, kaçmaya çalışanların ise süngüyle veya kurşunla öldürüldüğü anlatılmaktadır. Katliamdan kurtulan çok az sayıda kişi, yıllar sonra yaşananları sözlü tarih yoluyla aktarmıştır. Bu tanıklıklar, dünyanın sessizliğine rağmen, olayın vahametini ortaya koymaktadır. Bu katliamların ilki Peçar köyünde başlamıştır. Şeyh Şerif Efendi'nin kardeşleri Şeyh Hüseyin ve Şeyh Evdirehim Efendi, Cibranlı Halid Bey'in kardeşi Ahmed Bey Cibri ve silahlı arkadaşları, Peçar'da Mustafa Bey’in köydeki evinde bir toplantı yaparlar. Bu buluşmadan haberdar olan işgalci türk ordusu, üzerlerine iki ila üç tabur asker gönderir ve şiddetli bir çatışma başlar. Sayıca üstün olan işgalci ordu karşısında direnişçiler mevzilerini kaybeder ve sonunda esir düşerler. Ardından işgalci ve katil türk ordusu, Peçar’daki köylüleri — kadın, çocuk demeden — toplar; esir alınan direnişçilerle birlikte samanlıklara kapatır ve diri diri yakarak hunharca katleder.

İşgalci İslamo-faşist türklük devletinin arşivlerinde doğrudan “Peçar Katliamı” ifadesine rastlanmasa da, kıyam hareketinin bastırılmasına ilişkin belgelerde “isyancı köylerin tenkili” gibi örtük ifadelere yer verilmektedir. Ancak bu belgelerde sivil kayıplara ya da toplu infazlara dair açık ve doğrudan ifadelere özellikle yer verilmemiştir. Bu durum, hem dönemin sansür anlayışını hem de resmî anlatının nasıl kurgulandığını açıkça ortaya koymaktadır. Öte yandan, sürgündeki kürd entelektüellerin kaleme aldığı hatıratlar ile bölgedeki yaşlı kuşakların anlatımları, söz konusu olayların kolektif hafızada derin izler bıraktığını göstermektedir. Bu bağlamda, kürd yazar ve araştırmacı Yusuf Ziya Döger’in Şeyh Said Hareketi Sonrası Peçar Tenkil(**) Harekatı / 1927 adlı eseri önemli bir kaynaktır. Zira yazarın babası ve yakın akrabaları, söz konusu tenkil sırasında samanlıklarda hunharca diri diri yakılarak katledilmiştir. Sonra bu konuda Şeyh Said Efendi'nin katibi merhum Hesen Hişyar Serdî'nin (1907-1985) Hatırlararım 1 ve 2 adlı kitabında da geniş bilgiler bulunmaktadır.

Peçar Katliamı, sadece bir askeri operasyon değil, aynı zamanda erken ''Cumhuriyet'' döneminde uygulanan hunharca kolektif cezalandırma politikalarının tipik bir örneğidir. Bu tür soykırım provaları, kürd toplumunda derin bir travma yaratmış ve kürd halkı işgalci islamo faşist türk ırk devleti'nin ne kadar büyük bir kürd düşmanı olduğunu bu olaylardan sonra çok iyi anlamıştır. Günümüzde bu tür tarihsel olayların araştırılması, belgelenmesi ve kamuoyunun dikkatine sunulması, geçmişle yüzleşmenin ve bağımsızlıkçı-özgürlükçü ulusal adaletin sağlanmasının ön koşuludur.

Kürd Prens Süreyya Bedirhan'ın 1926 yılında Amerika'nın Filadelfia şehrinde kaleme alıp yayımladığı ingilizce The Case of Kürdistan Against Turkey adlı eserinde, yani İşgalci Türkiye'ye karşı Kürd Davası (1992 Sara Distributon tarafından 2. baskı) adlı kitabında Kemal's Republic in Action, yani Kemal'in Cumhuriyeti'nin Katliam Harekatı başlığında Şeyh Said Efendi Kıyam Hareketi sonrası işgalci islamo-faşist katil türk ırk devleti'nin kürd halkına karşı yaptığı büyük soykırım terörü provalarının geniş bir bilançosu yer almaktadır ve burada yakılan binlerce kürd köy ve mezralarından bahsediliyor.

Yaptıkları zülmün haddi ve hesabı yoktur. İnsanlar kadın, çocuk, yaşlı, hasta ayırımı yapmaksızın samanlıklara doldurulup diri diri yakılmıştır. Cezalandırılanlar arasında 10 yaşındaki bir erkek çocuğuna müebbet (!) hapis cezası verilmiştir! Yargılanmak üzere tutuklanan bir kişinin firar etmesinin ardından, idam günü, yalnızca idam kararının tam olarak uygulanabilmesi amacıyla, sokaktan suçsuz bir kürd yakalanıp getirilip firar eden kişinin yerine idam edilmiştir. Suçunun "türkçe bilmediği" şeklinde zabıtaya kaydedilmiştir.

Sözde resmî türk belgelerde “Şark İstiklal Mahkemesi Kararnamesi” çerçevesinde yapılan bu yargılamalar, fiilen hukuk dışı, siyasi amaçlı infazlar şeklinde gerçekleşmiştir. Mahkemelerin asli görevi salt yargılamak değil, kürd halkının ileri gelenlerini, alimlerini, şeyhlerini, mütevekillerini ve toplumda söz sahibi olan kişilerini sistematik bir şekilde ortadan kaldırmak olmuştur. Bu süreçte sadece isyana fiilen katıldığı iddia edilenler değil, herhangi bir delil ya da tanık olmadan, bazen yalnızca "kürdçe konuştuğu", "türkçe bilmediği" ya da "cemaat önderi olduğu" gerekçesiyle de insanlar idama mahkûm edilmiştir. Yüzlerce köy, özellikle samanlıklara kapatılmış sivillerin diri diri yakılması gibi vahşetlerle yok edilmiştir. Bu nedenle, birçok kürd aile bu dönemi yalnızca bir politik baskı dönemi olarak değil, bir toplu travma ve soykırım süreci olarak hatırlar.

Yüzlerce kişi, göstermelik ve kısa süren duruşmalarla, sözde mahkemeler tarafından idam cezasına çarptırılmıştır. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar ise çoğu zaman sürgün, kürek, değnek ve kalebend (kale zindan ve delhiz ve zindanlara atılma) cezası gibi ağır uygulamalara maruz kalmıştır. Kitapta yer alan resmî belgelerde yalnızca 1925 Haziran ayı sonlarında 60'tan fazla idam cezası dikkat çekerken, bu sayı 1926 ve 1927 yıllarında binleri bulmuştur. En trajik örneklerden biri de, 10 yaşındaki bir çocuğa müebbet hapis cezası verilmesi ya da suçsuz bir kişinin sadece bir başka tutuklunun firarı üzerine, sırf infaz gerçekleşsin diye sokaktan alınıp yerine idam edilmesidir. Bu tür olaylar, dönemin uygulamalarının ne denli düşmanca, ne denli sistematik ve acımasız olduğunu gözler önüne sermektedir.

Bugün hala bu dönemde verilen cezalarla yüzleşilmemiş, resmî tarih tarafından üzeri örtülmüş ya da bastırılmıştır. Kürd halkının hafızasında "Kemal’in Ölüm Cumhuriyeti" olarak kalan bu dönem, yalnızca askeri bir bastırma operasyonu değil, aynı zamanda bir ulusal kimliğin, bir dilin ve bir ulusun kolektif olarak yok edilme girişimidir. Sala Şewatê’nin (Yangın Yılı) acısı, yakılan köylerin dumanıyla birlikte göğe yükselmiş, hafızalara kazınmıştır. Bu dönemi anlamak, yalnızca kürd halkının değil, bütün insanlığın vicdanı açısından da bir sorumluluktur.

Bu sözde ve sahte mahkemenin verdiği İdam cezası alanların listesi aşağıda yer almaktadır: Kitaptaki tam listedeyse ayrıca sürgün, kürek cezası, kalebend, yani karanlık delhiz zindanlarına konanan, değnek cezası alanların adları da vardır ve bunların adı ceza dosyasındaki aslı gibi karışık ve tasnif edilmeksizin sıralanmıştır..

 

Goran Candan

 


1.   Siverek Şeyh Mehmed Eyyûb bin Hâlid – 16/04/1925
2.   Diyarbakır Dr. Fuad Efendi bin Hacı İbrahim – 16/04/1925
3.   Diyarbakır, Şaraib köyü Mehmed bin Hüseyin – 19/04/1925
4.   Diyarbakır Bekçi Ali oğlu Hasan – 22/04/1925
5.   Egil takımı Jandarma efradından Maden'in Halefan karyeli Sabri bin Tevfik – 27/04/1925
6.   Süvari Jandarma neferi Üsküplü Cemil bin Riza – 27/04/1925
7.  Diyarbekir Jandarma Bölüğü Efradından Hanili süvari Sivani Mehmed oğlu Rıza – 29/04/1925
8.   Diyarbekir Jandarma Bölüğü Efradından Hanili Mehmed Ali oğlu Ömer – 29/04/1925
9.   Lice’li Ahmed oğlu Hüseyin – 29/04/1925
10. Hazro'nun Cami Mahallesinde mukîm rençber Mahmud bin Seyfeddin – 05/05/1925
11. Bicar nahiyesinde mukim rençber Ayhmed bin İskender – 05/05/1925
12. Bicar Mıstan karyesinden hamal Ahmed bin Haydar – 05/05/1925
13. Bicar Bicar Tohlaç karyesinden amele Mehmed bin Haydar – 05/05/1925
14. Lice'nin Ma'rek karyesinden rençber Ali bin Ahmed – 05/05/1925
15. Bicar Putyankaryesinden rençber Mehmed Ali bin Mehmed – 05/05/1925
16. Bîcar’ın Husur karyesinden rençber Mehmed bin Garneşir – 05/05/1925
17. Bîcar’ın Mîstan karyesinden rençber Abdulkerîm bin Haydar – 05/05/1925
18. Lice’nin Kum karyesinden rençber Halil bin Hacı Mehmed – 05/05/1925
19. Bîcar’ın Muntaza karyesinden rençber Mehmed Şerîf bin Nîmet – 05/05/1925
20. Bîcar’ın Mıstan karyesinden rençber Osman bin Haydar – 05/05/1925
21. Karkın kazasının Kelle Mahallesi’nden rençber Mehmed bin Ahmed – 05/05/1925
22. Bîcar’ın Hazan karyesinden rençber Emin bin Mehmed –05/05/1925
23. Bîcar’ın Bahşat karyesinden rençber Hasan bin Veli –05/05/1925
24. Bîcar’ın Mıstan karyesinden rençber Ahmed bin Hasan –05/05/1925
25. Genç, Bicar Nahiye Boti köyü mukîm rençber Hasan bin Mehmed – 10/05/1925
26. Diyarbekir Jandarma Bölüğü süvari Liceli Ömer bin Aziz – 10/05/1925
27. Sinanlı Halil bin Abdülkadir – 18/05/1925
28. Sinanlı Osman bin Abdülkadir – 18/05/1925
29. Sinanlı Hüsnü bin Abdülkadir – 18/05/1925
30. Beşiri’nin Eyluh karyesinde mukîm Genco bin İsa – 18/05/1925
31. Beşiri’nin Eyluh karyesinde mukîm diğer Genco bin İsa – 18/05/1925
32. Beşiri’nin Eyluh karyesinde mukîm Salih bin İsa – 18/05/1925
33. Beşirli Ahmed – 18/05/1925
34. Beşirli Halil bin Musa – 18/05/1925
35. Piyade er, Liceli Mehmed Ali bin Süleyman – 18/05/1925
36. Piyade er, Liceli Hüseyin bin Hacı Mehmed – 18/05/1925
37. Piyade er, Liceli Yusuf bin Ahmed – 18/05/1925
38. Piyade er, Liceli Yusuf bin Abdullah –18/05/1925
39. Piyade er, Liceli Ebubekir bin Abdullah – 18/05/1925
40. Süvari, Eğil Köyü Hasan bin Zülfikar – 18/05/1925
41. Dersaadet, Suadiye no 338. Kürdistan Taali Cemiyeti Reisi Seyid Abdülkadir bin Abdulla – 23/05/1925
42. Dersaadet, Suadiye no 338. Kürdistan Taali Cemiyeti Reisi Seyid Mehmed Efendi bin Abdülkadir – 23/05/1925
43. Aksaray Sofular mah. Kürd Cemiyetleri âzasından Palulu Abdullah Sadi Efendi bin Mehmed Said – 23/05/1925
44. Muallim, dava vekili, gazete muhabiri, Bitlisli Hayranîzâde, Kemâl Fevzi Efendi bin Reşid – 23/05/1925
45. Diyarbekir Cami'ül Esved mah. vükelâ-yı deaviden Hacı Ahdi Mehmed Tevfik Efendi bin Abdülkerim – 23/05/1925
46. Valide camii-şerifi Kürsü Şeyhi, Silifkeli Hoca Askerî Efendi bin Molla Mehmed – 23/05/1925
47. Berazi aşireti reisi Şahin Beyzâde Mustafa Şahin – 16/06/1925
48. Mebus Bozan – 16/06/1925
49. Bicari, Camikebir mah. mukim kelekçi Bicari Emin bin Ali – [Tarih belirtilmemiş-G.C.]
50. Kipi kazasının Dimlak karyesi, Çanlı Şeyh Abdullah bin Şeyh Hâlid – 18/06/1925
51. Lora karyesinin Köf mezrası, Az karyeli rençber Süleyman bin Mahmud – 18/06/1925
52. Lora karyesinin Köf mezrası, Az karyeli Ali bin Hacı Mehmed – 18/06/1925
53. Lice'nin Camikebir mah. mütevelit ve mukim Hüseyin Bey bin İsmail – 18/06/1925
54. Hot karyeli Süleyman Çavuş – 22/06/1925
55. Derman karyeli Mehmed bin Hacı Hâlid – 22/06/1925
56. Hazizun karyeli ve Genç Mahkeme-i Asliye Zabit Kâtibi Ali Efendi bin Şeyh Ahmed – 22/06/1925
57. Hınıs kasabasında mukim Palulu Şeyh Mehmed Said Nakşibendî bin Şeyh Mahmud – 28/06/1925
58. Genç, Melekan karyesinde mütevellit ve mukim medrese ve postnişin Şeyh Abdullah bin Şeyh Mahmud – 28/06/1925
59. Diyarbekir, Hoca Hasan mahallesi mütevellit ve mukim rençber Diyarbekirli Şeyh İsmail bin Şeyh Hasan – 28/06/1925
60. Diyarbekir, Hoca Hasan mahallesi mütevellit ve mukim Diyarbekirli Şeyh Abdüllatif bin Şeyh Hasan – 28/06/1925
61. Bükilan karyesinde mütevellit ve mukim Hacı Hâlid bin Hacı Yusuf – 28/06/1925
62. Uğnut nahiyesi, Kanireş karyesi mütevellit müderris ve rençber Cibranlı aşiretinden Kâmil Bey bin Hâlid – 28/06/1925
63. Muş, Girvas karyesi mütevellit ve sakin tahsîl-i ilimle müştagil Molla Emin bin Hacı Hâlid – 28/06/1925
64. Varto, Hacıbey karyesi mütevellit ve mukim postnişin Şeyh Ali bin Şeyh Musa – 28/06/1925
65. Uğnut nahiyesi, Kargapazar karyesi mütevellit ve mukim aşîret ağavatından sabıkan askeri alay kumandanvekili Baba Bey bin Hâlid – 28/06/1925
66. Uğnut nahiyesi, Tokilyan karyesi ve Cıbranlı aşiretlerinden sabıkan aşiret alayı kumandanvekili Baba Bey bin Halid – 28/06/1925
67. Varto, Diyadin karyesi, mütevellit ve mukim rençber, aşiret-i mezkurûreden Timur Ağa bin Es'ad – 28/06/1925
68. Gümgüm kasabasında sakin rençber sabık Varto Varidât kâtibi Hınıslı Abdüllatif Bey bin Kâmil – 28/06/1925
69. Muş, Bağlı İsa karyesinde mukim rençber Cibranlı aşiretinden Mehmed bin İbrahim – 28/06/1925
70. Muş, Bağlı İsa karyesinde mukîm Süleyman Bey bin İbrahim – 28/06/1925
71. Sultan karyesinde sakin kıdemli yüzbaşılıktan mütekaid ve aşiret mektebinden mezun Bahri Bey bin Selim – 28/06/1925
72. Varto, Tepe karyesinde mukîm Zorabâd karyeli Şeyh Cemil bin Şeyh Mustafa – 28/06/1925
73. Hınıs, Kolhisar karyesinde sakin Şeyh Said’in hademesinden Çerkez bin Yusuf – 28/06/1925
74. Genç, Uğnut nahiyesi, Kargapazar karyesi, mütevellit ve mukîm rençber Hâlid bin Mehmed – 28/06/1925
75. Palu’da mukîm, Diyarbekir’in Tanıklı karyesinden, Şeyh Şerif bin Şeyh Mustafa – 28/06/1925
76. Şenik karye, mütevellit ve mukîm sabık jan. Süleyman bin Hasan – 28/06/1925
77. Şenik karye, rençber Ali Badan bin Hüseyin – 28/06/1925
78. Çapakçur'lu değirmenci Yusuf bin Selim – 28/06/1925
79. Musyan karyesinde Yamaç aşireti rüesasından imam ve muallim Molla Cemil bin Halil – 28/06/1925
80. Genç, Modankaryesinde mütevellit ve mukîm Şeyh Said’in Darahini inzibat memuru, Fakih Hasan Fehmi bin Hacı Süleyman – 28/06/1925
81. Genç, Valir nahiyesinde mütevellit ve mukîm rençper Hacı Sâdık Bey bin Hüseyin – 28/06/1925
82. Çapakçur’da mukîm Çapakçur Müftüsü Şeyh İbrahim Efendi bin Şeyh Hâlid Efendi – 28/06/1925
83. Çanlı meşayihinden rençper Şeyh Ali Efendi bin Şeyh Hâlid Efendi – 28/06/1925
84. Çanlı Şeyh Celâl Efendi bin Şeyh Hâlid Efendi – 28/06/1925
85. Çapakçur’da sakin meşayihden Şeyh Hasan Efendi bin Ahmed Efendi – 28/06/1925
86. Çapakçur, rençber Süleyman bin Demirci Ömer – 28/06/1925
87. Çapakçur, rençber Ali nâm-ı diğeri Arab Abdi bin Rüstem – 28/06/1925
88. Çapakçur, Süleyman bin Şerif – 28/06/1925
89. Çapakçur jandarmalarından Hamid bin Şerif – 28/06/1925
90.Çapakçur’da sakin rençber Hâlid Nadir bin Nadir – 28/06/1925
91. Çapakçur, rençber Lice’nin Kaya mah. jandarma Tahir bin Mehmed – 28/06/1925
92. Lice'nin Kaya mah. mukim Genç Tahrirat Kalemi Sermiksevdi Tahir Efendi bin Mehmed – 28/06/1925
93. Çapakçur'un Garib karyesinden Mehmed Bey bin İzzet – 28/06/1925
94. Hani nahiyesinde mütevelli ve mukim eşraftan Mustafa Bey bin Hacı Ali – 28/06/1925
95. Hanili Şeyh Abdullah bin Şeyh Ali – 28/06/1925
96. Cafer Tayyar Baba Dergâhı mütevellisi Şeyh Ömer bin Şeyh Bekir – 28/06/1925
97Şeyh Adem bin Şeyh Mehmed – 28/06/1925
98. Hanil’de mütevellid ve mukîm, Hanili Salih Bey bin Said – 28/06/1925
99. Bakırmadenî’nin Arpameydanı mahallesi mukim Meclis-i Umumî Azasından Kadri Efendi bin Hasan Fahri – 28/06/1925
100. Bakırmadenî, Peyran karyesinde mütevellite sakin İmam Molla Mahmud bin Reşid – 28/06/1925
101. Silvan, Gündiyan karyesi, mütemekkin rençber Diyarbekirli Şeyh Şemseddin bin Şeyh Yusuf – 28/06/1925
102. Perhenguk nahiyesi müdürü mütevellizadelerden Tayyib Ali Bey bin İsmail – 28/06/1925
103. Hanili Mahmud Bey bin Mustafa Bey – 28/06/1925
104. Ankara, Mucbut mah. mütevelli ve mütemekkin Hoca İbrahim Edhem Efendi bin Hacı Hüseyin – 05/07/1925
105. Van Hudut Taburu’nun 1. Böl. efradından Bakırmadenli Osman bin Ahmed’in – 18/07/1925
106. Çapakçur’da mukim kasap Çolikli, Süleyman bin Musa – 19/07/1925 – İsyanla alakadar
107. Gökdere’nin Meyalan karyesinde mütevelli ve mukim rençber Faris bin Şemdin – 20/07/1925
108. Çolikli Hamid nâm-ı diğer Hingo bin Arab Abdi – 20/07/1925
109. Ergani Madeninin Eğil nahiyesi Rutan karyesi rençber Züküf b. Abdullah Bey — 23/07/1925
110. Ergani Madeninin Camikebir mah. rençber ve Şeyh Said’in refiki Hüseyin bin Mehmed — 23/07/1925
111. Palu, Hon karyesi, r?nçber Ali Ağa bin Hacı Hasan ve rüfekası — 26/07/1925
112. Palu, Haçban karyesinden Hacı bin Hamid — 26/07/1925
113. Hon karyesinde mükim mütevelli Ali bin Ahmed — 26/07/1925
114. Hasbeg karyesinden rençber Mehmed bin Hüseyin — 26/07/1925
115. Lice, Camikebir mah. mütevellid ve mükim rençber Hakkı Bey bin Mahmud Bey — 29/07/1925
116. Maden’in Tılhum köyesi Zülfikar bin Şiro — 02/09/1925
117. İzoili nahiyesi, Ergani’nin Dumurlu köyünden Timur Ağa bin Eyüp — 02/09/1925
118. Ergani Maden’in Tilhum köyünden Reşid bin Şiro — 02/09/1925
119. Kafkasya'nın Ladesa sancağı ahalisinden N. Nuri bin Süvari Kaymakamı Hüseyin Bey — 10/09/1925
120. Çemişgezek kazasının Hamam-ı Atik mah. Menguşyan Markar oğlu Nalband Bogos – 26/09/1925
121. Dersim mebus-u sabıkı, Binbaşı Hasan Hayri Bey bin Mürteza – 22/11/1925
122. Dersim Hozatlı Celalzade Mehmed Ğalib Efendi bin Hıdır 22/11/1925
123. Genç, Oğnut nahiyesinden Haciyan aşiretinden rençber Hacı Ahmed bin Seyyid –25/11/1925
124. Varto, Kestemeran karyesinden rençber Kalî Ağa bin Ali – 26/11/1925
125. Varto, Keçân karyesi, rençber Kürdüz Hüseyin bin Ali –27/11/1925
126. Maden, Averse karyesi, İsmail oğlu Mehmed Hakkı – 09/12/1925
127. Hemşîre mah. Hasan oğlu İbrahim – 26/12/1925
128. Darhini kasabası, Kahraman oğlu Ali Ahmed – 28/12/1925







________________












 




KAYNAKÇA:

  • Mahmut Akyürekli, 1925 Diyarbakır - Elazığ Yargılamaları ŞARK İSTİKLAL MAHKEMELERİ KARARLARIö Nubahar yayınları 2025

  • Yusuf Ziya Döger. Şeyh Said Hareketi Sonrası Peçar Tenkil Harekatı / 1927, Nubihar Yayınları, 2016 basımı (ISBN: 978 605 505 386 4)

    Bozarslan, M. E. (1991). Kürt Sorunu ve Şeyh Said Ayaklanması. İletişim.

  • Anter, M. (1990). Hatıralarım. Doz Yayınları.

  • 1925-1938 Kürd Tenkil Harekatları, Genel Kurmay yayınları

    Sözlü tarih çalışmaları: Bingöl/Diyarbakır yöresinde 1980 sonrası yapılan yerel anlatı derlemeleri.

  • TBMM Zabıt Ceridesi ve Takrir-i Sükûn uygulamaları üzerine Meclis tutanakları.



 

 





__________

DİPNOTLAR:

*): Sala Şewatê'den Bir Anı: Anneannem Halîma Mîraxura'nın 'Helê Nene'nin Tanıklığı

Rahmetli anneannem Halîma Mîraxura, Şeyh Said Efendi'nin kıyamı sırasında, yani 1925’te henüz 10 yaşlarındaymış. 1938’de çıkarılan Soyadı Kanunu ile ailesine "Alpaslan" gibi ırkçı-şoven bir türk soyadı verilmiş. Oysa ailesi, Lice’nin kadim kürd köylerinden olan Mîraxur’da yaşayan soylu bir kürd ailedendi.

Kıyam hareketi'ninden sonra işgalci türk ordusu bir gün köylerine baskın yapmış. Tüm köylüleri topluca toplayarak Lice’nin çevresindeki mağaralara sürüklemişler. Amaç, bu insanların hepsini zehirli gaz bombalarıyla topluca yok etmek.. Rahmetli anneannem de bu toplulukla birlikteymiş. Askerler, mağaranın içine kadın, çocuk, yaşlı, genç ayırmadan herkesi doldurup ardından zehirli gaz bombaları atmaya başlamışlar. İçeridekiler bir bir yere yığılmış, hiçbir yaşam belirtisi kalmamış.

Fakat anneannemin bulunduğu mağaranın gizli bir çıkışını bilen birkaç kişi varmış. Bu daracık kaçış yolundan kendilerini dışarı atmayı başaran birkaç aileden biri de anneannemin ailesi olmuş. Bu şekilde, tesadüfen de olsa, büyük bir katliamdan sağ kurtulmuşlar.

Ben 15-16 yaşlarındayken anneannem bu korkunç olayı çok sık olmasa da zaman zaman anlatırdı. Her anlattığında aynı cümleyi söylerdi:"Eskerê tirko kafir a, merhemetî çinîyo. Tûtek, kal û pîr, keynek, ceynek, pêron kişena." Yani: "işgalci türk askeri kâfirdir, merhameti yoktur. Çocuk, yaşlı, kız, kadın demeden herkesi katlediyor." Bu sözleri söyledikten sonra genellikle susar, gözleri uzaklara dalar ve birkaç kez art arda sadece şu kelimeyi tekrar ederdi: "Kişeno... kişeno..."    Yani: "Öldürüyor... öldürüyor..."

Bu bir çığlıktı. Sessizliğin içinden gelen bir haykırış gibi, hafızasında kazılı kalan ölümün diliydi.

Bugün bu büyük zulmü görmezden gelen, yok sayan, hiç yaşanmamış gibi davranan kimi kürd liderleri, bu halka karşı sorumluluklarını yitirmişlerdir. Hele ki “anlaşalım, her şeyi unutalım”, ''kardeş olalım'' diyenler; onlar onursuzluğun ve ihanetin ta kendisidir. Böylesi şahsiyetsizler, halkımızın haklı ve onurlu özgürlük davasını ne temsil edebilir ne de sahiplenecek erdeme sahiptir.

 

**) Tenkil: Öldürmek, katletmek demektir:

  • bir topluluğu veya ulusal direnişi baskı ve şiddet yoluyla bastırma, sindirme.

  • Zor kullanarak dağıtma, bastırma



 



Şeyh Said Efendi Hareketine katıldığı gerekçesiyle sahte ve sözde İstiklal Mahkemesi tarafindan idam edildi

Şimdiye kadar mezar yeri bilinen tek şehid Îbrahîm Edhem Efendi (Bu listede no: 104, 6 Temmuz 1925) Resimin kaynağı: Batı Kürdistan'dan Ethem Şêxo

Şeyh Said Efendi ve onunla bilrikte asılan silah arkadaşları ve yoldaşlarının mezar yerleri bilinmemektedir.

Şeyh Said Efendi'nin ve ve onunla bilrikte asılan silah arkadaşları ve yoldaşlarının hepsninin Dağ Kapı'nına yaklaşık 200 metre uzaklıkta olan tek bir çukura gömüldüğü söylenmektedir. Daha sonra bu yerin üzerine 'Yeni Şehir Sineması' adında bir bina dikilmiştir. Aşağıdaki kroki Şeyh Said Efendi'nin ve yoldaşlarının muhtemelen gömülü olduğu çukura yakın yeri göstermektedir.



 

 

 

 

Şeyx Said Efendi'nin naaşının bu jeneratorun altında olduğu iddia ediliyor

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şeyh Said Efendi ve idam edilen yoldaşlarının mezar yeri bilinmiyor. İdam edildiler ve buraya gömüldüler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Merhum Şeyh Said Efendi ve yoldaşlarının aslında NEREDE gömüldükleri gizlidir. İşgalci islamo-faşist türk devleti'nin
kürdlerden çok korktuğundan dolayı çok sıkı bir şekilde
koruduğu büyük bir sırdır. Bu sırrı asla ifşa etmez.
Bu kroki pekala bir yanıltma olabilir.

Dersim Direniş Hareketi lideri Pîr Seyid Riza'nın naaşı da aynı şekilde gizlenmişti
O dönemin içişleri bakanı İhsan Sabri Çağlayangil kendi hatıra kitabında belirtiği gibi
Pîr ''Seyid Riza'nın cenazesi Elazig ve Yolçatı mevkiinde tren rayı yolunda üzerine benzin dökülerek yakıldı'' demişti.



 

 

 

 

ŞEYX SAÎD EFENDÎ

 

 

 


KURDOLOGI COLLECTION

 

 

 

 

 


Foundation For Kurdish Library & Museum