MEZOPOTAMIA SUMER
KARDAKA KARDUKIA
CORDUENE-KURDIENNE GORDION CURDISTAN
Mesopotamia & Southern Kurdistan
Mezopotamiya ve Güney Kürdistan
Antik Yunan kaynaklarında bir coğrafi tanımlama olarak “nehirler arasındaki ülke” anlamına gelen Mezopotamya
Fırat ile Dicle nehirleri arasındaki toprakları içermektedir. Arkeolojik açıdan sadece Fırat ve Dicle arasında kalan toprakları kapsayan bir coğrafi tanımlama, bugünkü bilgiler ışığında eksik kaldığından, Mezopotamya tanımı mevcut sınırlarının dışına taşan bir özellik almış, bunu aşmak için son yıllarda Büyük Mezopotamya tanımı kullanılmaya başlanmıştır. Yakın Doğu arkeolojisin de bir coğrafi tanım olarak son zamanlarda sıklıkla kullanılmaya başlanılan Büyük Mezopotamya’nın kuzey sınırı Toros Dağlarıdır.
Anatolya’nın güney (Çukurova) ve güneydoğu kesimlerinden Toros ve Zagros dağlarının kesiştiği yüksek yaylalara kadar uzanan alan Büyük Mezopotamya’nın kuzeyini oluşturur. Bu coğrafyanın batı sınırı Akdeniz sahillerine ulaşırken, güney sınırı Fırat ve Dicle’nin döküldüğü Basra Körfezi’nde son bulmaktadır. Büyük Mezopotamya’nın doğu sınırı ise Doğu Kürdistan’da Urmiye Gölü’ne kadar uzanmaktadır.
Böyle bir tanımlama ile Akdeniz’den Urmiye’ye, Toroslardan Basra Körfezi’ne kadar uzanan geniş bir coğrafyada homo sadece bir kültürel alan olduğu vurgulanmak istenmektedir ki, bu; arkeolojik kanıtlarla uyuşmaktadır.
-------
Mesala sıkça duyduğumuz, MARİ, EBLA, UR, URUK, BABİL KULESİ, ELAM, LAGAŞ, NİNİVE, TEXTÊ CEMŞÎD (PERSAPOLİS), DİLMUN WEŞQANİİ gibi yerler bu bölgeye ve yakınlarına aittir.
Sümerler, akkadlar, babilliler, asurlular, samiler, elamlılar, mariler, eblalılar, mitanniler, urartular, sasaniler, romalılar vs vs hepsi bu bölge ile yakından ilgilidir.
MÖ on üçüncü yüzyılda Ortadoğu haritası
Kırmızı: Elam
Yeşil: Kişin döneminde Babil (Kasitler: Kürdler)
mavi: Assiyran
Menekşe: Hititler
Sarı: Modern Mısır Krallığı
Koyu yeşil: Miken Yunanistan
Kirmizi: Îlam' Lor Bextiyar kürdleri
"Gutiler savaşçı halk olarak adlandırılıyorlar.
Gut veya Got olarak adlandırılan bu halkın bir kolu Hindistan diğer bir kolu Avrupa'ya göç etti.
Avrupa'ya göç edenler mimarlığın Gotik evresini başlattılar."
L. A Waddell, 1929
Gutiler M.Ö 3000 yılında yaşamış, kürdlerin atalarıdır. Avrupa'ya, göç eden gutilerin adı bile hala aynı şekilde, 'got' veya isveççe'deki gibi,
'göta' olarak telafuz edimektedir. Tarihi Mezopotamya mimarisinde temel bir rol oynayan gutilerin Avrupa'daki, örneğin İsveç'teki
mimarisine 'gotisk stil' denir, yani guti mimari stili. İsveç ana kara parasının orta bölgesini oluşturan Gotaland denlen bölgenin doğusunda;
Sigtuna şehri debilen İsveç'in en eski yerleşim merkesi olarak kabul edilen bu şehir, telafüzü zamanla değişmiş olan guti adını talımaktadır.Ama Sigtuna'nu güney
duğusundaki deniz'de (Baltık) bulunan ve gutilerin toprağı anamına gelen Gotland adası ise hala açıkça bu tarihi halkın adını taşımaktadır.
Antik Mezopotamya'da 'Kil Tablet' üzerine işlenmiş Dünya haritası ve metin...
Parayı ilk kim buldu?
Lidyalılar mı?
Hayır
Antik mezopotamyada insanların,
lydianların kullanımından 1700 yıl öncesinden işlemlerinde para kullanıyordu.
Madeni paranın icadının iki kapağa atfedilmesine rağmen, arkeolojik araştırmalar, antik mezopotamyada insanların ticaretlerinde
şekel adı verilen belirli ağırlıklara sahip çeşitli boyut ve şekillerde küçük gümüş parçaları kullandıklarını kanıtladı.
Şekelin kullanımı MÖ 2. bin yıl öncesine kadar uzanıyor.
Lidyalılara gelince, MÖ yedinci yüzyılda para dolaşımını icat ettiler ve MÖ 521-486 civarında Birinci Draus'un hükümdarlığı dışında Yakın Doğu'da yaygın olarak dolaşıma girmedi.
Kaynak
George Rowe / sayfa 538 ve 539
Seks büyüsü, aşkın yükselmesi, ereksiyon.. |
1778 tarihli ''Güneş tapınakları, Dicle kıyısında asur şehri Ninova'' ibareli gravür...
Ninova, Kürdlerin ataları olan Medler tarafından fethedildi. asur tehlikesi ve zulmü Medler tarafından sonlandırıldı.
People of Mesopotamia were playing music during the funeral to tell the gods about the arrival of the decease because they believed that music is the language of communication with the goddess.
Mezopotamya sakinleri cenaze sırasında müzik çalıyorlardı ve bunun tanrılara merhumun gelişini anlatmak için olduğunu v böylece müziğin tanrılar ile iletişim dili için olduğuna inanıyorlardı.
Arkeolog ve Yazar Sir Austen Henry Layard, 1859
“Kürdler meraklı, nazik ve zeki insanlardı. Güzel çocuklar, kadın ve erkekler gördüm. Bunlar asil bir millet olan kürdlerdi..”
ANTİK Mezopotamya Müziği
|
ARAMİLER
Kaynakça |
Fantastik Kürdler
Kürdlerin herşeyi ellerinden alınarak varlıklarını bile inkar ettiler ama ne ilginçtir ki sonunda kürdlerin herşeyin/herkesin başlangıcı olduğu ortaya çıktı !!
HER ŞEYİN BİR BAŞLANGICI VARDIR
VE KÜRDLER ORTADOĞU'DA
NEREDEYSE HERŞEYİN/HERKESİN BAŞLANGICIDIR
Asurlular isimlerini nereden aldılar? Kürdistan Uygarlığın Beşiği olduğu için mitlerin, tanrıların, inançların ve dinlerin ülkesidir. Kürdlerin ataları, tarımın, yerleşimin, yazının ve sanayinin keşfinde öncü olmuşlardır. Kürd halkının medeniyet liderliğine rağmen, bugün onları geri adım atmakta ve topraklarında siyasi bir varlığın olmadığı, vatanının bölündüğü, gasp edildiği ve siyasi iradesinin olmadığı dünyada uygarlık sahasında bu olumsuz nedenlerden ötürü ne yazık ki marjinal bir rol oynadığını görüyoruz. Kürd halkını ateşle, demirle yönetiyorlar, kimliklerini, şahsiyetlerini, vatanlarını, dillerini, kültürlerini, tarihlerini, miraslarını, inançlarını ve dinlerini ellerinden alıyorlar, servetlerini yağmalıyorlar. Kürd halkınıı icatlar, yenilikler, bilim, kültür ve sanatla desteklemek için kölelik, aşağılama, bağımlılık zincirlerini kırarak büyük bir uygarlık rönesansı gerçekleştirmek zamanı gelmiştir. Subari kralı Ushpia, büyük Subari tanrısı A-usar "Asor" için tanrıçaya (Inanna) tapınıldığı, akadlar tarafından Ishtar ve bu tapınağa Subaria (Ê- Xurzak- Kurkura) dilinde ad verilmiştir. Ahmed Halil bir makalesinde 'Ê- Xurzak- Kurkura' adının (Ê), 'Xurzak' ve 'Kurkura' olmak üzere üç heceden oluştuğunu, burada 'Ê' 'bir' anlamına geldiğini, ve bu hece subarilerin tanrısının adı 'A-Usar'ın başında da bulunur. Hece 'Xur' ve 'Xurz', Doğu Aryan dillerinde (Zagros dilleri) güneş adının iki şeklidir, çünkü güneş Aryan dinlerinde ibadetin odak noktasıdır. 'Xurzak' kelimesine eklenen 'ak' eki, tekil bir ismi yani kürdçe'de de bulunduğu ve aynı anlamı verdiği için tanımlanamayan tekil bir ismi belirtmek için kullanılan bir ektir. As (darÊk), anlamı (bir ağaç). 'Kurkura' hecesi 'dağlar' anlamına gelir. Böylece, Subari tapınağının adı 'dağların güneşi', 'dağların tanrısı' anlamına gelir. Babilliler tanrı Subari'yi 'Assur', asurlular, tanrıları ve krallıkları için bir isim haline gelen 'Aşur' biçiminde telaffuz ettiler. Babil kralı Hammurabi, tanrıyı 'Aşur' yabancı bir tanrı olarak kabul etti ve bu nedenle Babil kralı Hammurabi tarafından Babil tanrıları arasında dikilitaşında bahsedilmedi.
Kürtlerin atalarının tanrısı Subarid
Asur tanrı |
Nasıl ki ilk ekmek kızgın taşlar üzerinde Kürdistan'da pişirildiyse,
İLK KEKTE TARİHİ KÜRDİSTAN COĞRAFYASINDA YAPILDI
İngilizce 'cake' -kek kelimesi ; kürdçe'de 'qade', 'kaki' olarak adlandırılır. Fransızca'ya da geçmiş.
Kek; Mezopotamya'nın Uruk şehrinde, dini törenlerde tanrılara sunulan önemli bir öğündü.
Bu törenlerde 12.000'den fazla kekin sunulduğunu ispatlayan metin vardır.
Mayayı da ilk keşfeden tarihi kürdistanlılar en az 300 çeşit mayalı ve mayasız ekmek çeşidi biliyordu.
Akadlarda 'katu' derler. Küerdler akadlardan daha eski yerleşik bir kavimdir.
Görseldeki tablet British Museum'da bulunmaktadır.
Yazıya kaynaklık eden eser ise;
Eski Uygarlıklarda Yemek Tarifleri - Cathy Kaufmann
Mezopotamya Düşüncesinde Yeraltı dünyası
Yeryüzünde (dünya yüzeyinin altında) tüm ölülerin toplandığı ve bu dünyadaki yaşamdan oldukça aşağı bir yaşam biçimini sürdürdüğü başka bir "dünya" olduğu fikri.
Sümerlerin bu diğer dünya için bir dizi farklı adı vardı: arali, irkalla, kukku, ekur, kigal ve ganzir.
Yeraltı dünyası her zaman tamamen karanlıkta olduğu kadar tozlu ve iğrenç olarak tanımlanırdı.
İstisnasız bütün ölüler orada susuzluk içinde dolaşır ve yiyecek topraktan başka bir şeyleri yoktur.
Bazen çıplak veya sevimli olarak tanımlanırlar ve kuşlar gibi tüylü kanatları vardır.
Ölülerin bu "gidim" ruhlarının yanı sıra, yeraltı dünyası aynı zamanda ölü tanrıların, bazı goblinlerin (yeraltından insanlara talihsizlik getirmek için çıkan "Arali'nin torunları" olarak tanımlanan) ve bir takım tanrıların da evidir. özellikle yeraltı dünyasının kraliçesi Ereškigal. Ve kocası "Nergal". Sümer Yeraltı Dünyası, sonsuz yolculuğunda yedi kapıdan geçen ve her kapıda bir parça giysi ve ziynet bırakan ve sonunda ölüler şehrine çıplak giren cesetlerin yeridir... ezelden beri.
MEZOPOTAMYA MEDENİYETİ'NİN UZANTISI VEYA
YARI-DEVRE PARARLELİ
: MISIR MEDENİYETİ
Düşünün ki Mısır Medeniyeti ne kadar çok göz kamaştırıcı ve ne kadar çok muhteşem bir medeniyet idi.
Muhteşem olduğu kadar da, eski bir medeniyettir. Kökü milattan önce en az 3, 4 bin yılına dayanmaktadır.
Şu bir gerçektir ki, bu eski ve muhteşem Mısır Medeniyeti, Mezopotamya medeniyeti'nin ardılıdır. Yani Mezopotamya Medeniyeti Mısır Medeniyeti'nin anasıdır, oluşmasında öncülük örneği teşkil etmiştir. Tabii ki ardıllar eskiden daha güçlü ve daha ileri bir gelişme sağlarlar, ama Mezopotamya Medeniyeti, Mısır Medeniyeti'nin aksine, birden fazla kavmin kollektif olarak kurup, ilerletip geliştirdiği bir medeniyet idi. Yani, nil nehri kıyısında yaşayan tek bir kavim olan mısırlılardan farklı olarak Mezopotamya Medeniyeti, sümerler, gutiler, kasitler, elamlılar, akadlar, asurlular gibi nerdeyse on kadar değişik büyük kavmin birbirinden esinlenerek kurdukları ve Mısır Medeniyeti'nden çok daha eski ve çok daha muhteşem ve çok daha göz kamaştırıcı olan bir medeniyet idi. Çünkü bütün bunlar bir ilkti. Örneğin son yıllarda Kürdistan'da keşfedilen dünyanın en eski yapısı olan Karahan Tepe ve Göbekli Tepe anıtları Mısır piramitlerinden en az 7 bin yıl önce inşa edilmiştir.
Peki günümüzde Mısır Medeniyeti'nin varlığını gösteren tarihi eser kalıntılarına sıkça ve çokça rastlandığı halde, NEDEN bu muhteşem Mısır Medeniyeti'nden daha da büyük ve göz kamaştırıcı olan Mezopotamya Medeniyeti'nin bugüne kadar ulaşmış eserler, bugüne ulaşabilmiş Mısır Medeniyetii'nin tarihi kalıntılarıyla kıyaslandığında, neredeyse hiç yok denecek kadar AZDIR?
Bu sorunun cevabı tek kelimeliktir ve şudur: İSLAM SİYASİ İDEOLOJİSİ.
Maskeli arap ırkçılığı ve şövenizmi olan islam ideolojisi, arap yayılmacı ve hegemonist ideolojisi olan islam ideolojisi dışındaki bütün tarihi literatür ve eserleri YOK ETMİŞTİR. Büyük Mezopotamya Medeniyeti coğrafyasında güçlü bir şekilde yayılan ve hala günümüze kadar bile çok kuvvetli bir şekilde etki ve varlığını sürdüren islam, bütün o koskoca Mezopotamya Medeniyeti'nden meydanda neredeyse hiçbir eser bırakmamıştır. Hatta Mısır medeniyetini ele geçirince muhteşem Mısır medeniyetini bile yıkmıştır. Piramitleri yıkmaya çalışmıştır, sembollere dayanan eski Mısır Medeniyeti'nin heykellerini, tabletlerini yazıları, anıtlarını ya tahrip etmiştir yada üzerine arapça harflerle yazarak tahrif etmiştir, tıpkı Mezopotamya Medeniyeti'nin en muhteşem eseri olan Diyarbekir surlarına yaptığı gibi, Babil kalesi ve asma bahçelerine yaptığı gibi, Farqin ve Diyarbekir kütüphanelerine yaptğı gibi..
Antik orjinal mısır yazıt ve sembolleri kırılmış, silinmiş ve yerine arapça harflerle arap-ırkçı yazılat kazılmıştı.
Mısır'a gidip kendi gözlerimle gördüm. 6 bin yıllık Mısır tapınak duvarları ve stunlarının üzerindeki eski tarihi Mısır yazıtlarını tahrif edip üzerine arapça islami yazılar yazmışlardı. Taştan oyulmuş on metre yükseklikteki koskocaman anıtların etrafında ateş yakarak taş anıtları kızdırdıktan sonra üzerine soğuk su döküp çatlatıp patlatıp tahrip etmişlerdi.
Kısacası muhteşem Mısır Medeniyeti'nden çok daha muhteşem olan Mezopotamya Medeniyeti'nden bugün bu asla üretmemiş, hep tahrip etmiş çöl toplayıcıları, avcıları, yağmacıları istilasından sonra neredeyse eser bile kalmamıştır.
LAMBANIN CİNİ VE KÖKENİ
Yazıt ve çizimde Necran'da bulundu? |
KRUPAJ EMİRLERİ
(Shruppak emirleri)
Tarihte, yani büyük tufandan önceki ilk edebi metindir.
|
Cantaurların ilk görünüp betimlendiği yer mezopotamya coğrafyası
Ur-Nansh
Tell Hariri 2600-2350 BCE
Büyük Tufan hikayesinin ilk olarak Mezopotamya'da ortaya çıktı-
Sümer arketipi olarak Ziusudra, bir gemi inşa etmek ve büyük bir selden hayat kurtarmak için ilahi bir emir alan ilk insandır.
Sonra büyük selin akad versiyonu geldi ve bu sefer insanlığı korkunç bir selden kurtarmak için tarihteki ilk gemiyi inşa etme emrini alan kişi "Utnapiştim" adını taşıyordu.
Daha sonra büyük tufan hikayesinin asur versiyonu aynı ayrıntılar ve olaylarla devam etti, ancak bu sefer kahramanı "Atrahsis" adıyla ortaya çıktı.
Sonra bu hikayenin tüm dinlerde korkunç tufan hikayesine ayrıntılarda ve olaylarda büyük bir benzerlikle ortaya çıktığını, ancak kahramanının "Nuh" adına ortaya çıktığını görüyoruz
The original story and the Bible version
Mesopotamien - Norra landet mellan floderna och centrala Kurdistan / Publicerad 1917 I boken finns riklig information om kurder och kurdiska städer